27 Ağustos 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 14.07.2024 17:13 | Son Güncelleme: 14.07.2024 17:36

Fransa Büyükelçiliği'nden okul krizi açıklaması: Müzakereleri sürdürmeye kararlıyız

Türkiye’deki Fransız okulları konusunda yaşanan krize ilişkin Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Milli Eğitim Bakanlığı ile istişare görüşmesi talebimizi resmi olarak yineledik ve talebimizin önümüzdeki günlerde kabul edileceğini ümit ediyoruz" denildi
Fransa Büyükelçiliği'nden okul krizi açıklaması: Müzakereleri sürdürmeye kararlıyız

Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği, Türkiye’deki Fransız okulları konusunda yaşanan soruna ilişkin yazılı açıklama yaptı. X hesabı üzerinden yayınlanan açıklamada, "Türk makamları, geçtiğimiz 2 Temmuz tarihinde, Fransa Büyükelçiliğine, Pierre Loti ve Charles de Gaulle liselerinin yasal statülerine ilişkin bir anlaşmaya varılamaması halinde bu okulların 2024-2025 eğitim yılı itibarıyla Türk vatandaşı öğrenci kabul edemeyeceklerini ve okullarda kayıtlı mevcut Türk öğrencilerin Türk okullarına nakil edilmesi gerekeceğini resmi olarak bildiren bir nota iletmiştir. Bu bağlamda, yükümlülüğümüz velileri bu hususta bilgilendirmekti ve 12 Temmuz tarihli yazı ile bu yükümlülük yerine getirildi" ifadeleri kullanıldı.

"Talebimizin kabul edileceğini umut ediyoruz"

12 Temmuz'da MEB yetkilileri ile görüşüldüğü belirtilen yazıda, "Bazı gazeteciler ve öğrenci velileri bizden, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Fransa tarafından muhatap olarak değerlendirilmediğinin doğru olup olmadığını öğrenmek istediler. Cevabımız açıktır, Fransa Büyükelçiliği elbette T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile sürekli olarak iletişim halindedir. Henüz birkaç gün önce, Türk Millî Eğitim ve Dışişleri Bakanlıkları ile bir istişare görüşmesi teklif edilmiştir. Söz konusu görüşmeler T.C. Dışişleri Bakanlığı'nda 12 Temmuz Cuma günü gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin ardından, Türk Milli Eğitim Bakanlığı ile istişare görüşmesi talebimizi resmi olarak yineledik ve talebimizin önümüzdeki günlerde kabul edileceğini ümit ediyoruz" denildi. 

Türk makamlarına gerekli tekliflerin yapıldığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

Bahse konu iki eğitim kurumunun statüsü, uzun yıllardır Fransa ve Türkiye arasında yoğun teatilere konu olmaktadır. Fransa'nın amacı on yıllardır, özellikle de kültürel ve ekonomik düzeyde ikili ilişkilerin gelişimine önemli katkılar sağlayan ve Türkiye'deki eğitim kurumlarımızda okumak isteyen herkesi okullarına kabul etmeye devam etmektir. Fransa, böylesi bir bağlamda, öğrencilerin menfaatine olacak memnun edici bir çözüm bulmak için Türk makamlarına teklifler iletmiştir. Bu müzakereleri bir çözüme ulaştırmaya son derece odaklı bir şekilde sürdürmeye kararlıdır.

Ne olmuştu?

Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği, Türkiye’deki Fransız okulları için MEB'den kendilerine bir anlaşma sunduğunu ve anlaşmanın imzalanmaması halinde bu okullara Türk öğrenci alınamayacağı ve okulda eğitim gören öğrencilerin de Türk okullarına nakledileceğine ilişkin bir nota verdiğini açıkladı.

Dün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Fransız okullarıyla ilgili olarak, "Benim literatürümde resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar" dedi. Tekin Erzurum'da yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

Türk vatandaşı olan azınlık mensupları ve Lozan'daki mektup teatileriyle Lozan sonrası mektup teatileriyle kendilerine söz verdiğimiz yabancı okullar var. 12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Bunlara biz Lozan'da taahhüt ettiğimiz için hiçbir problem çıkartmıyoruz. Onlarla ilgili hiçbir sıkıntımız da yok fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak, Türkiye'de iki tane daha okul açmışlar. İki tane okul açmışlar ve bu okulu da açarken de 'biz buraya Fransızları alacağız sadece' demiş olmalarına rağmen şu an öğrenci sayısı yüzde doksan oranında Türk vatandaşı. Şimdi bu çocuklar bizim sistemimizde legal ya, ben 12 yıllık zorunlu eğitimi uygulamakla mükellef bir bakanım. Dolayısıyla o okula giden bir Türk vatandaşının eğer bende kaydı yoksa, ben o çocuğu okullaştırmadığım için görevimi yapmıyorum demektir. Ben şimdi diyorum, çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydımızda yok, nereye gidiyorlar. O iki Fransız okuluna. O benim literatürümde resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar.

"Siz bizi denetleyemezsiniz diyorlar"

Tekin, Fransız Büyükelçisi ile görüştüğünü bildirerek, "Ya bu yaptığınız doğru değil. Ben müsteşarken yazmıştım yazıyı. Oyaladılar bizi, 'ya evet haklısınız, işte düzeltelim', okula müfettiş gönderiyoruz, okula almıyorlar. 'Türk öğrenci var mı' diye bakalım diye almıyorlar müfettişi. Şimdi 'siz bizi denetleyemezsiniz' diyorlar. Sonra çocuklar mezun oluyorlar. Oradan mezun çocuk diplomasının denkliğini bize getiriyor diyor ki diplomamın denkliğini ver. Yani vatandaşla beni karşı karşıya getiriyor. Yetmedi bu çocuklar ayrıcalıklı bir pozisyonda YÖS sınavlarına giriyorlar. Yani yabancı öğrenciler için yaptığımız yüksek öğretim kurumu sınavlarına giriyorlar. Yani bir kere de adaletsizlik var orada.

"Bizim koşullarımıza gelmezlerse hukuki prosedürü takip ederiz"

Konuyla ilgili görüşmelerden bahseden Tekin, şunları dile getirdi:

Şimdi diyoruz ki bunlara, 'gelin konuşalım', 'işte geliriz, yarın geleceğiz, öbür gün geleceğiz, işte şöyle oldu' deniliyor. Büyükelçiyi davet ettik, geldi, 'ilk fırsatta çözeceğiz' dedi. Ne zaman konuştuk bunu, aralık ayında. İlk fırsatta çözeceğiz demesinin üzerinden 7-8 ay geçti, hala lütfedip bizi muhatap almıyorlar. Ben de diyorum ki ya kardeşim bak biz sizin müstemleke sömürge, sömürdüğünüz ülkeler gibi değiliz. Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Dolayısıyla bizim literatürümüze göre burada eğitim vermek istiyorsanız, bizim koşullarımıza göre hareket edeceksiniz. Gelin bu okulları meşru hale getirelim. Bunun karşılığında da sizden biz de Fransa'daki Türk vatandaşları için bazı taleplerimiz olacak. Sen benim oradaki vatandaşlarımızın taleplerini reddet, Türkçe, Türk kültürü derslerini engelle, burada kafana göre hareket et. Ondan sonra da biz resmi yazı gönderdik, 'okullara Türk öğrenci alamazsınız' diye. Şimdi de büyük köşe yazarlarına yazılar yazdırıyorlar. Öyle saçma sapan bir yazı yazmış ki mesela çok büyük bir gazeteci diyor ki 'Milli Eğitim bu okullarda din kültürü dersi veremediği için okulları kapatıyor.' Gerçekten ahlaksızca bir yalan bu. Bu vesileyle ben bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulusal ve uluslararası hukukunu korumak adına sorumlu davranan bir Milli Eğitim Bakanı olarak bu okullara biz gerekli adımları attık. Bizim koşullarımıza gelirlerse hayatlarına devam ederler. Gelmezlerse de biz de gerekli hukuki prosedürü takip ederiz. Bunu da bu vesileyle paylaşmış olayım.