Çoğunlukla yapay zeka, iş dünyası ve sosyolojik değişimler üzerine paylaşımlarına aşina olduğumuz reklam ve pazarlama stratejisi uzmanı Akan Abdula, 8 Haziran’da çok farklı bir mesajla sosyal medyadaydı. Kızının başına gelen akran zorbalığını ve bu durumun hayatlarına olumsuz etkilerini büyük bir açıklıkla anlatmıştı. Abdula paylaşımında, kızına sınıf arkadaşının sözlü ve fiziksel zorbalıkta bulunduğunu, hatta bu sebeple çocuklarının gelecek yılki okul kaydını sildirmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Ve kurucusu olduğu FutureBright Group’un Türkiye’de bir akran zorbalığı araştırması yapacağını ekledi.
"Kızımın eli titriyor, midesi bulanıyor"
Kızlarının eve her gün ağlayarak dönmesine sebep olan bu olayda, detayları Oksijen’e anlatan anne Başak Abdula, olayın bir süredir devam ettiğini vurguladı: “Ortaokul 6’ncı sınıfa giden kızım sınıf arkadaşı tarafından hem sözel hem fiziksel zorbalığa maruz kaldı. Aslında zorbalığı uygulayan çocuk sene başından beri hem öğretmenlere hem arkadaşlarına karşı taşkınlıklarda bulunuyordu. Hatta bir öğretmeni ağlatarak sınıftan çıkardığını biliyoruz.
Fakat sonrasında, zorbalıkları bire bir kızımı hedef almaya başladı. Kızıma lakaplar taktı, ağır küfürler etmeye başladı. Müdür yardımcısına çocukla ilgili çok şikayet gittiğini fakat hiçbir yaptırım olmadığını bildiğimizden, kızım şikayet etmemize engel oldu. Çünkü kendisine daha fazla ‘takmaması’nı istiyordu. Biz de eve her gün ağlayarak gelen kızımızın, gelecek yıl için yaptırdığımız kaydını sildirdik. 6’ncı sınıfın son iki ayını tamamlayıp, 7’nci sınıfa yeni bir kurumda başlayacaktı. Ancak kaydı sildikten bir hafta sonra çocuk bu sefer kızımın gitarını duvardan duvara vurarak parçaladı. Artık fiziksel bir şiddet görünce, müdür yardımcısına şikayet ettik.
Zaten asıl kabus o zaman başladı. Çocuğun hiçbir ceza almaması bir yana, dört-beş erkek çeteleşti, küfürler arttı. Arkadaşlarına 'Babam savcı, annem hakim, bu okulda bana hiçbir şey olmaz' diyen bu çocuk yüzünden kızım cezalı gibi okula gidemiyor, eli titriyor, midesi bulanıyor. Üstelik okula gitmeyince, WhatsApp üzerinden atılan mesajlarla zorbalık devam ediyor. Biz İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de başvurduk, dilekçemizi verdik. Sonucu henüz bekliyoruz. Aslında bizim gibi birçok aile farklı okullarda aynı durumda.”
Üç sebep: İhmal, aşırı kuralsızlık ve eksik özgüven
Abdula haklı. Bu olay, aslında çok sayıda akran zorbalığının örneklerinden sadece biri. Çocuklar arasında bazen alay etme, dışarıda bırakma, yok sayma ya da lakap takma gibi psikolojik şekillerde, bazen de fiziksel müdahaleyle ortaya çıkan akran zorbalığı, temelde güçlü tarafın güçsüz tarafa yaptığı sistematik kötülükler olarak tanımlanıyor. Peki bir çocuğu zorbalığa iten ne ve zorbalığa uğrayan çocuklar ileride nasıl sorunlar yaşıyor? Uzmanlara akran zorbalığını ve bu konuda karşılaştıkları ilginç vakaları sorduk.
Klinik Psikolog Ayşenur Coşkun Toker, kreşten lise çağına zorbalık vakalarıyla karşılaştıklarını fakat en çok 12-16 yaş arası ergenlik dönemindeki çocuklar arasında gördüklerini söylüyor. Erkeklerde fiziksel, kızlarda ise alay, dışlama gibi psikolojik zorbalıkların yaygın olduğunu belirten Toker’e göre bir çocuğu zorbalığa üç temel sebep itiyor: “Özsaygı ve özgüven eksikliği, öfke problemleri gibi altta yatan psikolojik sorunlar etkili. Kendi güç ihtiyacını başkalarına güç uygulayarak gidermek istiyorlar. Bunun dışında ailede ihmal, duygusal açıdan ilgisizlik, aşırı sert davranışlarla tahakküm kurmak gibi durumlarda, çocuk aynı gücü akranına uygulamak istiyor. Ya da tam tersi sınırsız, hiçbir kuralı olmayan ebeveynlikte de, çocuk her alana, her hakka sahip olduğunu düşünüp, yaşıtını nasıl etkileyeceğini bilmeden bu davranışlara yöneliyor.”
Toker, zorbalık mağduru çocukların yaşayabilecekleri psikolojik sorunları şu şekilde açıklıyor: “Çocuklarda kaygı bozuklukları, değersiz ve yetersiz hissetme, korku, içe kapanma, aile ve arkadaşlarla ilişkinin kesilmesi, okul reddi ve performans düşüşü gözlemliyoruz. Bunun dışında baş, karın ağrısı gibi somatik semptomlar yaşayanlar da oluyor. Mağdur çocuklar ileride de kaygı bozuklukları, sosyal ortamlara girememe ya da insanlarla iletişim kurmaktan korkma gibi sorunlarla, yetersizlik hissi ve özgüven eksikliğiyle mücadele ediyorlar.”
Sosyal ilişkileri zayıf çocukların zorbalığa maruz kalma ihtimali yüksek
Öte yandan, Klinik Psikolog ve Pedagog İnci Vural’a göre, zorbalığa uğrayan çocukların da yetiştirilme tarzları sebebiyle kurban sinyali verdiklerini atlamamak gerek: “Daha içine kapanık, sosyal ilişkileri zayıf çocukların zorbalığa maruz kalma ihtimali yüksek. Bunlar genelde aileler tarafından aşırı korunan, üstüne titrenen çocuklar oluyor. Çünkü diğer çocuklara bu durumun sinyallerini veriyorlar. Ya da ev ortamında ‘Sen ağladığın için kardeşin de ağladı’ gibi söylemlerle aşırı suçlanan, kendi evinde kurban konumunda olan çocuklar da kurban psikolojilerinin sinyallerini yaşıtlarına ulaştırıyor.”
Yaptıkları kötülüğü TikTok'ta paylaşıyorlar
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Cem Tarakçıoğlu ise en çok dezavantajlı çocuklara uygulanan zorbalık vakalarında zorlandıklarını söylüyor. “İlkokul 1’inci sınıfa giden 7 yaşında, otizmli bir hastam oldu. Arkadaşları eşyalarını sınıf dolabından alıp sürekli başka bir sınıfın dolabına gizlice taşıyor. Çocuk da bunun sonucunda öfkelenip bağırıyor, onlara vurmaya başlıyor. Okulda uzun zaman çocuğun zorbalık yaptığı sanılmış, bize geldiğinde aslında durumun tam tersi olduğu ortaya çıktı.”
Tarakçıoğlu zorbalık konularının çok çeşitli olduğunu ve yaştan yaşa değiştiğini anlatıyor: “Üst üste aynı tişörtü giydiği için yetersiz hisseden ya da iyi futbol oynayamadığı için alay konusu olan hastalarımız oldu. Erkeklerin bunun gibi fiziksel konularda, kızların ise özellikle ergenlik döneminde kıyafetlerinin markası veya kiloları ile ilgili zorbalığa uğradıklarına şahit oluyoruz. Bu noktada, sosyal medyanın etkisini de unutmamak gerek. Zira, hem sosyal medyada gördükleri zorbalığı tetikliyor, hem de zorbalık yaparken videolar çekip TikTok’ta paylaşıyorlar. Yani zorbalık dijitalde de farklı bir boyut kazanıyor.”
Çocuğun adına sahte sosyal medya hesabı açılıyor
Ayşenur Coşkun Toker de çocukların yüz yüze söylemeye cesaret edemeyecekleri sözleri dijital mecrada söyleyebildiklerini belirtiyor: “Bunlar çoğunlukla tehdit, aşağılama, küçük düşürücü ifadeler. Bir danışanım, okul arkadaşlarının kendisinin adına bir Instagram hesabı açması sonucu bize geldi. Bu hesap üstünden okuldaki kişilere mesajlar atılmış, fotoğraflar gönderilmiş. Onun yapmadığı ortaya çıksa da, geriye çocuğun kimliğinin zarar görmesi kalıyor. Bunun sonucunda okuldan soğuma gibi durumlar gözleniyor."
Derslerde de işleniyor
2023-2024 eğitim öğretim yılında, ortaokul 6, 7 ve 8. sınıflar için her bir düzeyi 72 saatlik öğretim programını içeren “okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları” dersi seçmeli dersler çizelgesine alındı. Bu ders kapsamında siber zorbalık ve akran zorbalığıyla mücadele öğrencilere anlatılıyor. “Toplumsal değerler ve ahlak” ünitesinde, toplumsal değer, etik, ahlak, toplumsal sorun, akran zorbalığı, dijital güvenlik, dijital değer gibi kavramlar üzerinde duruluyor.
“Eksik ve tek taraflı”
Abdula’nın paylaşımının ardından, bahsi geçen kurum Kültür Koleji de bir açıklama yayınladı. “Eğitim bilimleri ve hukuk temelinde, çocuk ve gençlerle ilgili hassas bir konuyla ilgili sosyal medyada eksik, tek taraflı ve manipülatif tarzda yapılan böylesine bir paylaşımı kabul etmiyoruz” ifadelerinde bulundular.
UNICEF raporunda Türkiye alarm veriyor
UNICEF tarafından yayınlanan akran zorbalığı raporuna göre dünyada neredeyse her üç öğrenciden biri (yüzde 32) en az bir kez okuldaki akranları tarafından zorbalığa maruz kalıyor. Avrupa ve Kuzey Amerika'da psikolojik zorbalık en yaygın zorbalık türü. Siber zorbalık ise her 10 çocuktan birini etkiliyor. UNICEF verilerine göre Türkiye’de her iki çocuktan biri akran zorbalığına maruz kalıyor. Dünya ortalamasının yaklaşık 20 puan üzerinde olan bu oran Avrupa ülkeleri arasında da Türkiye’yi en çok akran zorbalığı görülen ülkeler arasında en üst sıraya taşıyor. UNICEF’e göre İtalya, Hollanda, İsveç, Jamaika, Lübnan, Güney Kore ve Uruguay gibi okul şiddeti ve zorbalığını azaltmada başarılı olmuş ülkeler dünyaya bu konuda örnek teşkil ediyor. Bu ülkelerin adımları örnek alınarak hazırlanan tavsiyeler ise şöyle:
- Çocukların haklarını koruyacak mevzuatın yürürlükte olmasını sağlamak.
- Öğretmenleri eğitmek ve desteklemek.
- Öğrenciler, öğretmenler ve diğer okul personeli de dahil olmak üzere daha geniş bir topluluğun katılımını sağlayan tüm okul yaklaşımlarını teşvik etmek.
- Çocukların seslerini duyurabilmeleri ve destek arayabilmeleri için bilgi ve destek sağlamak.
- Okul şiddeti ve zorbalığını önleme ve bunlara müdahale etme çabalarına çocukların anlamlı katılımını teşvik etmek.
- Irk, etnik köken, engellilik, cinsiyet veya cinsel yönelim nedeniyle özellikle savunmasız olan çocuklara öncelik vermek.
- Çocuk dostu ve toplumsal cinsiyete duyarlı raporlama, şikayet ve danışma mekanizmaları ve onarıcı yaklaşımlar oluşturmak.
- Doğru, güvenilir ve ayrıştırılmış verilerin mevcudiyetini iyileştirmek ve kanıta dayalı girişimleri uygulamak.