Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlandı. Sınava giren 2 milyon 819 bin 362 kişinin kaderini etkileyecek sınavın yerleştirme sonuçları 13 Ağustos günü açıklandı. 2023’te sınava katılanların yüzde 65’i yani 1 milyon 880 bin 697 kişi tercih yapmıştı. Bu yıl bu oran yüzde 60’a düştü ve tercih yapanların sayısı 1 milyon 670 bin 205 oldu. Devlet üniversiteleri yüzde 97 doluluk oranına ulaşırken boş kontenjan sayısı ise 7 bin 452 oldu. Vakıf üniversitelerinde bu rakam 15 bin oldu. Kontenjanların boş kalmasının ise en önemli nedeni ise 2021 yılında kaldırılan baraj puanı sistemi oldu. Hatta baraj kalkınca eksi net ile üniversitelere kayıt yaptırma hakkı kazananlar bile oldu.
Her geçen yıl artıyor
Psikolog ve eğitim uzmanı Salim Ünsal’a göre eksi net ile yerleşebilme sistemin en büyük sorunu:
Sınavda sıfır, hatta ekside başarının nasıl bir geçerliliği olabilir? Bizi bu noktaya getiren şey barajın kaldırılması. Bu yıl tahminen 100-120 arası bölüme eksi netle giriş yapılacağını düşünüyorum. 2022’de 83, 2023’te 106 bölüme eksi netle yerleşildi. Sistemin en büyük arızası bu.
Salim Ünsal sistemdeki çarpıklığı ehliyet sınavı üzerinden şöyle açıklıyor:
Ehliyet sınavındaki süreçleri bir düşünün, kalkış yaparsınız, trafik ışıklarında durursunuz, park edersiniz ve bunları uygulamadaki performansınız ışığında size ehliyet verilir. Eksi ya da sıfır net alan birinin bir programa yerleşmesine izin vermek, ehliyet sınavına girip kontağı çevirene ehliyet vermekle aynı şey
22 netten eksi nete
Ünsal baraj konusunun acilen tekrar dikkate alınması gerektiğini söylüyor:
Şu an puan hesaplanması için tek şart Türkçe ya da matematikte yarım nete ulaşmak. Peki bu nasıl bir tablo ortaya koyuyor? Şöyle örnek vereyim: TYT’de Türkçe bölümünde 1 doğru 2 yanlışınız var. Sosyal bilimler, matematik ve fen bilimlerindeki toplam 80 sorunun 80’ini de yanlış yapmış olun. 120 soruluk sınavda 1 doğru, 82 yanlış, 37 boşla yaklaşık 110 sınav puanı alıp tercih yapabiliyorsunuz. Eksi ya da sıfır net alan kişinin hiçbir şekilde puanının hesaplanmaması gerekiyor. Eğer hala 180 puan barajı olsaydı lisans programı kazanmak isteyen bir adayın en az 22 net yapması gerekirdi ve bundan az neti olan lisans programlarına yerleşemezdi.
Psikoloji dikkat çekiyor
Salim Ünsal eşit ağırlık alanında eksi netle girilen bölümlerden en çok göze çarpanının psikoloji olduğunu; bu bölümü ekonomi ve finansın izlediğini söyleyerek rakamlarla şöyle açıklıyor:
10 bin 683 genel kontenjana sahip bölüme en yüksek sıralamadan giren öğrenci 414. olmuş. Taban sıralamasında bulunan öğrenci ise 1 milyon 682 bin 544. sırada. Psikolojiyi ortaöğretim başarı puanının (OBP) eklenmesi sayesinde 177 puanla kazanmış. Ekonomi ve finans bölümünde de benzer bir durum söz konusu. Bölümün tavan sıralaması 3 bin 352’yken en son yerleşen öğrenci 1 milyon 683 bin 274. ve 176 puan alarak yerleşebilmiş.179 puan alan 1 milyon 674 bin 881’inci öğrenci iktisat okumaya hak kazanmış. 170 puanla 1 milyon 696 bin 960’ıncı olan da işletmeye yerleşmiş.
“Eğer baraj uygulansaydı nasıl bir tablo ortaya çıkardı?” sorusuna Ünsal şu cevabı veriyor:
Ortaöğretim Başarı Puan’ları şimdilik net olarak bilemediğimiz için kesin konuşmak güç fakat şunu söyleyebilirim. Şayet baraj olsaydı devlet üniversitelerindeki boş kontenjan sayısı 60 bin ila 80 bin arasında bir yerde olurdu.