Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Meclis gündemindeki torba yasa teklifi kapsamında döviz, fon ve faiz gelirlerinde uygulanan vergi oranlarının artırılması yetkisine ilişkin, "Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak. Şu anda yüzde 40'lık bir vergi getirmiyoruz, sadece bir yetki alıyoruz. Piyasa koşullarına ve programın ihtiyaçlarına bakacağız" dedi. Bakan Şimşek, TRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Şimşek'in açıklamalarından satırbaşları:
- Küresel büyüme yüzde 3, muhtemelen yüzde 3'ün altında olacak. Dolayısıyla küresel büyümenin yaklaşık 1,5 katı hızlı büyüyor olacağız.
- Önümüzdeki dönemde büyüme büyük ihtimalle bir miktar yavaşlayacak. Buna hazırlıklı olmamız lazım. Burada korkulacak bir şey yok. Burada önemli olan Türkiye'nin OVP ile perspektifiyle yüksek sürdürülebilir patikasına girmesi. Bunu da başaracağız.
- 1990'lı yıllara giderseniz büyümemiz çok düşük, enflasyon yüksek ve çok oynak. 2000'li yıllara geldiğiniz zaman büyüme 90'lı yılların iki katına çıkıyor. Neden? Çünkü enflasyon tek haneye düşürülmüş ve oynaklık azaltılmış. Ne demek? İş alemi önünü görebiliyor. Bu çok değerli bir şey. Dolayısıyla enflasyonun tek haneye düşürülmesi ana hedef.
- Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasının zamanla bitirilmesi için çalışmalara başladık. Bu konuda da önümüzdeki dönemde ilave adımlar atabiliriz.
- Haziran-kasım döneminde gelişmekte olan ülkelerin CDS'leri ortalama 45 baz puan düşerken Türkiye'de 370 baz puan düştü. Dolayısıyla Türkiye'nin CDS'lerinde gelişmekte olan ülkelere göre muazzam bir düşüş var. Türkiye'nin risk algısı iyileşiyor, Türkiye'yi riskli görenler azalıyor. Bu program sonrası ortaya çıkmış bir durumdur. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğindeki yeni ekibe ve programa bir güvendir.
- Yabancılar, Türkiye'ye beklenen para akışını henüz başlatmadı. Uluslararası yatırımcılar henüz ilgi göstermiyor gibi bir durum yok. Bunu ima eden tek bir gösterge yok.
- Mayıstan bu yana rezervler 36 milyar dolar arttı. Güven olmazsa, kaynak girişi olmazsa bu rezerv artışı mümkün değil. Türkiye'ye ilgi orta uzun vadede daha da artacak. Enflasyonu tek haneye düşürme çabamız doğrudan yatırımları olumlu etkileyecek. Çünkü öngörülebilirlik arttıkça doğrudan yatırımlar da artacak. Biz kurala dayalı öngörülebilir modelle yolumuza devam ettikçe Türkiye'ye yatırımcı ilgisi hem içeride hem dışarıda artacak. Türkiye daha uzun vadeli kaynağa erişecek ve Türkiye'nin büyümesi güçlenecek.
- Yüzde 40'a kadar vergi için yetki alınıyor. Bu, olacağı anlamına gelmiyor. Önümüzdeki dönemde biz liralaşma politikasını desteklemek amacıyla piyasa koşulları elde edildiğinde vergiyi teşvik ve bir faktör olarak kullanıp tabi ki bu sürece katkıda bulunabiliriz. Şu anda zamanlama olarak doğru olduğuna inanmıyorum.
- Yetki alıyoruz ama önümüzdeki dönemde oturup özellikle daha adil bir vergi sistemi, verginin tabana yayılması konusunda çok ciddi adımlar atacağız. Şu anda hummalı bir reform çalışmamız var. Kamuda tasarruf harcamamak değildir, kaynakların doğru alanlara yönlendirilmesidir. Tabii ki bu gereksiz harcamaların da kaldırılmasını içeriyor. Türkiye'nin altyapısına, beşeri sermayesine, sağlığına tabii ki yatırım yapacağız, yapıyoruz zaten. Bu konularda tereddüt yok.
- Burada önemli olan kaynakların üretken alanlara kaydırılması. Dolayısıyla yüzde 40'lık vergiye ilişkin yetki bir yetkidir. Onun piyasa şartları el verir mi, hangi düzeyde, hangi vadelerde, ne zaman, nasıl yapılacağı hususu daha sonra değerlendirilecek bir husustur. Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak. Şu anda yüzde 40'lık bir vergi getirmiyoruz, sadece bir yetki alıyoruz. Piyasa koşullarına ve programın ihtiyaçlarına bakacağız.
- Dezenflasyon demek enflasyonun aşağı indirilmesi demek. Faizler arttı ama enflasyon hala yükseliş trendinde. Şimdi birinci konu şu, para politikası gecikmeli olarak çalışıyor. Bu birinci husus yani bugün gidin ABD'deki deneyime bakın, İngiltere'deki, AB'deki deneyime bakın bütün ülkelerde parasal sıkılaşma başlar fakat enflasyon yükseliş trendini bir süre korur daha sonra enflasyon aşağı inmeye başlar. Çünkü hemen etkili olmuyor. Gecikmeli olarak etkili oluyor bu birinci husus. Dolayısıyla para politikası çalışacak, enflasyon düşecek sadece zamana ihtiyacımız var.
- Biz başından beri net olduk. Para politikasındaki bu iyileştirme ile birlikte rasyonelleşme ile birlikte gelecek senenin ikinci yarısından itibaren çok güçlü bir dezenflasyon sürecine gireceğiz. Bunda bir kaç faktör etkili olacak. Tabiki baz etkisi olacak. Baz etkisinden kastımız şu, biz bu sene temmuz ayında bütçeyi düzeltmek için KDV gibi, akaryakıta ÖTV gibi enflasyonu artıran bazı vergi artışlarına gittik. Şimdi bu vergi artışları tekrarlanmayacak. Yani gelecek sene sistemden çıkmış olacak.
- Önümüzdeki yılın mayıs ayına kadar yıllık enflasyon yükseliş trendinde olacak. Ama mayıstan sonra yıllık enflasyon çok hızlı ve güçlü bir şekilde bu bahsettiğim bütün faktörler eşliğinde düşecek. Yılı yüzde 36 ile bitirmeyi ümit ediyoruz.
- Bu sene yüzde 65 öngörümüz. Enflasyon düşecek, enflasyonun düşmesi demek alım gücünün artması demek. Enflasyonun düşmesi demek öngörülebilirliğin artması demek. Enflasyonun düşmesi demek yüksek sürdürülebilir büyüme demek. Enflasyonun düşmesi demek Türkiye'ye doğrudan yatırımların, Türkiye'ye fon akışının hızlanması demek.