Asgari ücrete dair tartışmalar sürüyor. Bu yıl geçen senelerde olduğundan farklı olarak iki kez zam yapılmayacağının açıklanmasının ardından gözler yıl başına çevrildi. Asgari ücretle ilgili görüşmelerin aralık ayında başlaması bekleniyor. Son sözü söyleyecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte asgari ücreti önemli ölçüde artırdı ve geçen yıl başında yüzde 49 oranında yükseltti. Bu durum iç talebi körükleyerek şu anda yüzde 62 olan enflasyonu kontrol etmeyi zorlaştırıyor ve Merkez Bankası'nın enflasyonu bu yıl yüzde 38'e, 2025 sonuna kadar da yüzde 14'e düşürme hedefini zorlaştırıyor. Türkiye'de işgücünün üçte birinden fazlası asgari ücretle çalışıyor.
Yatırımcılar düşük bir artış umuyor
Ancak 2023'te yeniden seçilmesinden bu yana Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde daha piyasa dostu politikalara odaklanan bir ekonomi ekibi kurdu. Şubat ayında göreve gelen Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan faiz oranlarını yüzde 50'ye yükseltti. Yatırımcılar, 2025 yılı için Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon hedefine daha yakın duran daha düşük bir ücret artışı umuyor.
Deutsche Bank analistleri Christian Wietoska ve Yiğit Onay, yılsonu enflasyonunun yüzde 42, 2025 için ise yüzde 23 olacağını ve fiyat baskılarının gelecek yıl daha da azalacağını tahmin ediyor. Analistler, “Bu da 2024‘te olduğu gibi 2025’te de asgari ücrete tek bir zam yapılacağı varsayımıyla yüzde 25-30'luk bir artış anlamına geliyor” dedi. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre benzer bir mesaj iş sektörü tarafından hükümete özel olarak iletildi. Görüşmeler gizli olduğu için isimlerinin açıklanmasını istemeyen bu kişiler, yetkililerin daha keskin bir zamla ilgili endişeleri anladıklarını ancak herhangi bir söz vermediklerini söyledi. Hükümet yetkilileri Bloomberg'ün yorum talebini reddetti.
"Yüzde 30'un üzerinde bir artış TCMB'nin hedefini zorlar"
Asgari ücret artışının Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleriyle uyumlu tutulması, yatırımcılara ülkenin enflasyonu kontrol altına alma konusunda ciddi olduğu sinyalini verecektir. Erdoğan daha önce de büyümeyi hızlandırmak için ucuz krediyi teşvik ederek fiyat baskılarını arttırmıştı. Wietoska ve Onay, “Yüzde 30'un üzerindeki herhangi bir artış, Merkez Bankası'nın enflasyon yörüngesinde yılsonu enflasyon görünümüne 2025 yılı sonunda ulaşılmasını zorlaştıracaktır. Tüketicilerin alım gücünü desteklerken aynı zamanda enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sınırlamak için yüzde 25'e yakın bir artış muhtemelen ideal olacaktır" değerlendirmesini yaptılar.
