19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 23.03.2023 10:48 | Son Güncelleme: 23.03.2023 11:20

Bloomberg yazdı: Ekonomistler faiz kararı konusunda ikiye bölündü

Ekonomistler Türkiye'nin faiz indirimi yapmayı bırakacağı veya sürpriz yapacağı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bloomberg'e göre büyük bankaların bazıları yüzde 8'lik bir indirim yapılacağını öngörüyor bazıları ise faizin sabit bırakılacağını düşünüyor
Bloomberg yazdı: Ekonomistler faiz kararı konusunda ikiye bölündü

Ekonomistler, Türkiye Merkez Bankası'nın bugün faiz oranlarının yeterince düşük olduğu sinyalini verdikten sonra indirim yapmayı bırakıp bırakmayacağı ya da bir indirimle sürpriz yapıp yapmayacağı konusunda bölündüler. Merkez Bankası'nın Şubat ayındaki son açıklaması, faiz oranını yarım puan düşürerek yüzde 8,5'e çekmesinin ardından faiz oranlarının yeterli seviyede olduğunu telkin ediyordu. Önceki ayların aksine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu haftaki karar öncesinde karar konusunda sessiz kaldı.

Yüzde 8'lik indirim bekliyorlar

Ancak yaklaşan seçimler ve yıkıcı depremlerin etkilerinin yanı sıra, Merkez Bankası'nın düzensiz bir politika geçmişi bir sonraki adımın ne olacağı konusunda soru işaretleri yarattı. Bu belirsizlik, ekonomistlerin merkez bankasının hamlesini tahmin etme konusunda neredeyse eşit şekilde bölünmesine neden oldu. HSBC, Goldman Sachs ve UniCredit yüzde 8'lik bir indirim bekleyenler arasında. Bloomberg anketine göre Citigroup ve Barclays Plc'nin de aralarında bulunduğu küçük bir çoğunluk ise herhangi bir değişiklik öngörmüyor. 

Aralarında Clemens Grafe'nin de bulunduğu Goldman ekonomistleri bir raporda, depremlerin ekonomik faaliyete vurduğu darbe netleştikçe, yetkililerin muhtemelen politikanın genişlemeci yönüne daha fazla işaret etmek isteyecekleri belirtildi. Raporda, "Geçmişte aynı yönlendirme cümlesini eklediler ve bir sonraki toplantıda her halükarda indirmeye gittiler" ifadeleri kullanıldı. 

Başkan Şahap Kavcıoğlu'nun seçimi, özellikle ticaret ve bütçedeki dengesizlikler arttıkça, lira ve ekonomiye yönelik risklerin değerlendirilmesine bağlı olabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, ülkede 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan depremlerin ekonomik faturasının 104 milyar dolar civarında olacağını açıkladı.

Bloomberg Economics ne diyor?

Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki, "Merkez Bankası özellikle afetten etkilenen bölgelere ucuz kredi akışını sağlamak ve para birimi üzerindeki düşüşü engellemek için muhtemelen menkul kıymet saklama kuralları ve bankacılık düzenlemeleri gibi alternatif araçlara güvenecektir" dedi.

Düşük faiz oranlarının enflasyonu düşüreceğine dair alışılmadık bir inançla hareket eden Erdoğan, Mayıs ayındaki seçimler öncesinde ucuz kredilerle ekonomiyi canlandırmaya odaklanmış durumda. Politika faizinin yüzde 8'e düşürülmesi, fiyat artışı yıllık yüzde 55'in üzerinde kalsa bile, 2018'den bu yana en düşük seviyeye indirecektir. 

İktidar ittifakı muhalefete karşı ivme kaybetme riski taşıdığından Erdoğan için aciliyet giderek artıyor. Ekonomik büyümeyi canlandırmaya yönelik son girişimde, Türkiye'nin varlık fonu devlet kreditörlerine sermaye enjeksiyonu planlarını hızlandırdı. Ancak şimdiye kadarki çabalar karışık sonuçlar veriyor. Lira baskı altındayken Merkez Bankası, fonları döviz satın almak için kullanacakları korkusuyla firmaların ucuz kredilere erişimini zorlaştırdı. Ekonomi genelinde paranın maliyeti büyük ölçüde artarken, ticari krediler için ağırlıklı ortalama oran bu ay yüzde 16,2'ye yükselerek bir yıldan uzun bir sürenin en büyük haftalık artışını kaydetti. Tüketici kredilerinin maliyeti ise yüzde 20'nin oldukça üzerinde seyrediyor.

Lira, başka bir indirimi kaldırmaz

Piyasalar için sonuç, liranın muhtemelen başka bir faiz indirimini kaldıramayacak kadar açıkta olduğu. Küresel politika yapıcılar da ani bir bankacılık krizine rağmen şahin olmaya devam ediyor ve bu da Türkiye için bir risk oluşturuyor çünkü resmi borçlanma maliyetleri enflasyona göre ayarlandığında zaten dünyanın en düşükleri arasında yer alıyor. 

Merkez Bankası, daha yüksek faiz oranlarına başvurmadan, kısmen arka kapı müdahaleleri ve ihracatçıların döviz gelirlerinin bir kısmından vazgeçmelerini gerektiren önlemler yoluyla para birimini sabit tutmaya çalıştı. Merkez Bankası'nın parasal genişlemeden uzak durmasının bir diğer nedeni de Ocak ayında neredeyse 10 milyar dolara ulaşarak rekor kıran Türkiye'nin cari açığının büyük kısmını finanse etmek zorunda kalması nedeniyle rezervlerinin de zorlanması. Aralarında Alina Slyusarchuk'un da bulunduğu Morgan Stanley ekonomistleri hazırladıkları bir raporda, "İstikrarlı bir lira ortamında yılbaşından bu yana brüt rezervler üzerinde devam eden baskı, destekleyici finansal koşullar için fazla alan sağlamıyor" denildi.