Son dönemdeki dalgalanmaya rağmen altın, merkez bankaları ve bireysel yatırımcılardan gelen güçlü talep sayesinde yükseliş eğilimini sürdürüyor. HSBC’nin döviz ve emtia stratejisti Rodolphe Bohn’a göre merkez bankaları ve altın destekli ETF’ler almaya devam ediyor.
HSBC’nin Think Future 2026 görünüm raporunda Bohn, yıl başından bu yana etkileyici performansına ve son dönemdeki volatiliteye rağmen bankanın önümüzdeki aylarda altın için pozitif bir görünüm koruduğunu söyledi.
Kitco'nun haberine göre Bohn, “Yatırımcıların özellikle döviz piyasası dahil küresel varlıklara olan ilgisinin altın üzerinden çeşitlendirmelerinin faydalı olabileceğine inanıyoruz. Altın, ciddi çalkantı dönemlerinde dayanıklılık sunuyor ve daha fazla değerlenme potansiyeli taşıyor” ifadelerini kullandı.
Altın yıl başından bu yana %54 yükselişte
Bohn, altının tüm zamanların en başarılı yıllarından birinden geçtiğini ve yıl başından bugüne yaklaşık %54 getiri sağladığını belirtti, “Bu olağanüstü büyüme, ağırlıklı olarak artan küresel belirsizliklere ve doların değer kaybı endişelerine bağlanabilir” dedi.
Ekim ayında ons başına 4.380 dolar ile yeni bir zirveye ulaşmasının ardından, bireysel yatırımcıların kâr realizasyonu altını iki hafta sonra 3.885 dolara çekti. Bohn, “4.000 dolar/ons seviyesinde konsolidasyon döneminin ardından altın, ABD hükümetinin kapanması nedeniyle geciken ekonomik verilerin Fed’in Aralık ayında bir faiz indirimi yapmasını destekleyebileceği yönündeki spekülasyonlarla yeniden yukarı yönlü trendine dönmüş görünüyor” ifadelerini kullandı.
Mevcut toparlanmanın cesaret verici olduğunu belirten Bohn, bununla birlikte kısa vadede piyasanın daha fazla konsolidasyon görebileceği konusunda uyardı ve şu sözleri kaydetti:
“Bunun ardından, yükseliş trendi kademeli biçimde devam edebilir ve fiyatlar yavaş bir yukarı yönlü patikayı izleyebilir. Küresel risk iştahının iyileşmesine ve hisse senetlerinin yükselişine rağmen, mevcut piyasa koşulları altın için destekleyici bir arka plan sunmayı sürdürüyor”
“Altının güçlü merkez bankası talebinden, zayıf dolar endişelerinden ve altın destekli ETF’lere yönelik kalıcı ilgiden faydalanmaya devam edeceğine inanıyoruz” diyen Bohn, şöyle devam etti: “Bu bağlamda altın, portföylerde kalıcı küresel belirsizlikleri yönetmeye yardımcı olan kritik bir çeşitlendirici olarak önemini koruyor”
"Merkez bankaları altın alımına devam edecek, ama alımlar yavaşlayacak"
Bohn, merkez bankası alımlarının muhtemelen devam edeceğini ancak hızın bir miktar yavaşlamasını beklediğini söylüyor.
“2022’den bu yana küresel merkez bankası rezervlerinde altının payı önemli ölçüde arttı” diyen Bohn, şu ifadeleri kullandı:
“Altın 2022’de rezervlerin yaklaşık %13’ünü oluştururken, 2025’in ikinci çeyreğinde bu oran yaklaşık %22’ye yükseldi. Bu süre içinde altın fiyatı yaklaşık %125 artarak 2.000 dolardan 4.000 doların üzerine çıktı”
Yüksek fiyatların merkez bankası alımlarını etkilemediğini belirten Bohn, “Merkez bankaları için temel motivasyonlar çeşitlendirme ve küresel risklere karşı korunma. 2022’den bu yana jeopolitik çatışmalar, ekonomik ve mali zorluklar, yükselen enflasyon ve önemli siyasi değişimlerle birlikte küresel belirsizlikler belirgin şekilde arttı, bu da merkez bankalarını rezerv yapılarını yeniden düzenlemeye itti. Ayrıca ABD ekonomisine yönelik artan belirsizlikler, dolar üzerinde negatif bir algı yarattı. Bu nedenle merkez bankaları altını daha hızlı bir şekilde biriktirme yoluna gittiler” şeklinde konuştu.
"Altında düşüş sınırlı olur"
Bohn, merkez bankalarının altın rezervlerindeki artışı “altın fiyatlarını destekleyen temel yapısal bir faktör” olarak tanımladı ve şöyle devam etti:
“Uzun vadeli stratejilere sahip kurumsal yapılar olarak merkez bankalarının mevcut çerçevelerini hızlı bir şekilde değiştirmeleri beklenmez. Sonuç olarak, istikrarlı ve sürekli alımlarının fiyatlarda bir taban oluşturması, altını yüksek seviyelerde tutması beklenir. Alımlarını yavaşlatabilirler ancak kayda değer satışlar olası değildir. Altını satıp diğer para birimlerine geçmeleri beklenmediğinden, aşağı yönlü volatilite riski de sınırlı olacaktır”
HSBC ayrıca perakende yatırımcı talebinin kısa vadede altının görünümünü belirlemede kritik bir rol oynayacağını düşünüyor.
Bohn şunları söyledi:
“2024 ortasından bu yana altını fiziksel olarak satın almadan yatırım yapma yolu sunan altın destekli ETF’lere talep düzenli biçimde artıyor. Merkez bankalarını altın rezervlerini artırmaya iten nedenler, bireysel yatırımcıları da etkiledi ve altına yatırım ilgisini önemli ölçüde artırdı”
Bohn, ekonomik arka planın da destekleyici olduğuna dikkat çekti ve “Altın ile ABD doları ve ABD Hazine tahvil getirileri arasındaki negatif korelasyonu anlamak kolaydır. Güçlü dolar altını daha pahalı hale getirerek talebi düşürür, yüksek getiriler ise getirisi olmayan altını tutmanın fırsat maliyetini artırır. Ancak hisse senedi endeksleriyle pozitif korelasyon daha az sezgiseldir. Altın geleneksel olarak bir güvenli liman varlığıdır ve bu nedenle genelde hisse senetlerinin ters yönünde hareket eder. Ancak son dönemde piyasa katılımcılarının hisse kayıplarını yönetmek için altın satmasıyla altın da hisse senetlerindeki düşüşe eşlik etti”
Bohn, pozitif korelasyonun özellikle altın fiyatları tarihi zirvelerdeyken daha güçlü olduğunu, ancak “bunun altının güvenli liman statüsünü kaybettiği anlamına gelmediğini ve altının hâlâ koruyucu bir varlık olduğunu” vurguladı.
Fed'in faiz indirimlerine devam etmesi altını güçlendirecek
“Hisse senetleriyle bu pozitif korelasyona rağmen, altın için yapıcı görünümümüzü koruyoruz ve önümüzdeki aylarda fiyatlarda potansiyel artış bekliyoruz” diyen Bohn, “Dolar için görüşümüz nötr olsa da aşağı yönlü riskler görüyoruz. Fed’in faiz indirimlerine yeniden başlaması ve ABD hükümetinin kapanmasının çözülmesiyle Aralık’ta yeni indirim olasılığının artması, altına ek güç sağlayabilir” sözlerini kaydetti.
Bohn, Fed’in beklenmedik şekilde daha şahin bir duruş benimsemesi veya küresel ekonomik ortamın iyileşmesi hâlinde HSBC’nin pozitif görünümünde aşağı yönlü riskler olduğunu kabul etti ve sözlerini şu sözlerle tamamladı:
“Genel olarak, doların zayıflaması ve özellikle Fed’den gelen küresel gevşeme adımları göz önüne alındığında, altın fiyatlarının yükselmesi için bir temel mevcut, ancak önceki dönemlere kıyasla daha yavaş bir hızla”