"Kahvemizi suyumuzu yanımıza alıyoruz, bırakın dışarda yemeği parka bile gidemiyoruz"
Arkadaşlarımı ancak story'lerden izliyorum
Ece Iraz Çam (21) Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü: “Eylül'de 1 yıllığına Paris’e geldim. Ailemden bir destek almıyorum. Erasmus’tan aylık 500 euro destek geliyor. Dışarıda yemek, kahve gibi bütün sosyal ve hatta temel ihtiyaçlarımı sıfırladım, masrafların hepsini kaldırdım ve maliyetimi ancak 570 euro’ya kadar düşürebildim. Hatta giderleri azaltmak için yardım başvurusu kuyruğunda saatlerce sıra bekledim. En acısı da yurtta kalan diğer ülkeden öğrenciler haftanın en az 3-4 gününü dışarıda geçirirken bizim onları ‘story’lerinden izlememiz.”
Kur artışı ile masraflarım yüzde 50 arttı
Deniz İpek (26) Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu: “İki ay kadar önce Viyana Üniversitesi’nde medya alanında master yapmak için Avusturya’ya geldim. Ailem tek çocuk olduğum için birikimlerini bana ayırabiliyor. Onlardan gelen ve kendi birikimlerimle birkaç aylık paramı elime almıştım. Kur o dönemde 10 TL civarındaydı. Yaptığım hesaba göre 400 euro kaldığım yere, 400 euro da diğer masraflarıma gidecekti. Ama gün geçtikçe kur beni paramparça etti gerçekten. Masrafım bir anda 8 bin liradan 12 bine çıktı. Neyse ki Avusturya Covid nedeniyle sıkı kapandı da dışarıya çıkamıyorum. Cebimden bu sayede daha az para çıkıyor.”
Parka giriş bile lüks: Ücreti 8 euro
Gülce Keskin (23) Bilkent Üniversitesi Hukuk son sınıf öğrencisi: “Erasmus için bir dönemliğine Floransa’ya geldim. Anlaşma gereği aylık 500 euro civarında hibe alıyorum, bu para kaldığım eve ve faturalara gidiyor. Yaklaşık 400 euro olan aylık giderimi ise ailem karşılıyor. Annem öğretmen, babam özel sektörde yönetici. Geldiğimde bu harcamalar için 4 bin TL kadar paraya ihtiyacım oluyordu, bu miktar şimdi kur artışıyla 6 binlere çıktı. Ben de masrafları kısmak için harcamalarımı azaltmaya çalışıyorum. Haftada 4-5 defa dışarı çıkarken bunu şimdi 1-2’ye düşürdüm. Dışarıda yemek çok pahalı zaten. Mesela bir restoranda lazanya 8 euro, hadi bunu karşıladık diyelim 4 euro hizmet bedeli yansıyor fişe. Sadece oturmak için 60 TL vermek akıl alır değil. Bir tarihi park var mesela şehirde. Giriş için Avrupa Birliği vatandaşlarından 2 euro, diğerlerinden 8 euro istiyor. Evi paylaştığımız Belçikalı arkadaşım istediğinde parka gidiyor ben gidemiyorum.”
Bir kere bile dışarıda yemek yemedim
Merve Demirkaya (22) İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu: “Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Passau Üniversitesi’nde kalkınma alanında master yapıyorum. Burs kazanarak gelmedim, ekonomik açıdan aileme bağımlı olarak yaşıyorum burada. “Dönemlik 85 euro harç ödüyorum. Paylaşımlı olarak oturduğum üç katlı evde altı kişi kalıyoruz. Kira ve faturalar 282 euro tutuyor. Özel sağlık sigortası zorunlu tutulduğundan ona da aylık 106 euro veriyorum. Aylık yaşam masrafı olarak bana kala kala 40-50 euro kalıyor. Tüm giderlerimi topladığımda 430 euro civarı ediyor, bunun hepsini Bodrum’da tesisatçılık yapan babam karşılıyor. Bir ay kadar önce geldim buraya, geldiğimden beri dışarıda hiç yemek yemedim. Bir ay kadar önce geldim buraya, geldiğimden beri dışarıda hiç yemek yemedim. Marketten aldıklarımla öğünlerimi hazırlıyorum. Ama buraya verdiğim haftalık 10 euro’yla bile çok şey alabiliyorum, zeytinyağı da dahil buna, meyve de... Türkiye’den gelirken kahve makinemi ve termosumu yanıma aldım hesaplı olmak için. Her sabah suyumu ve kahvemi bunlara doldurarak okula gidiyorum, cebimden çıkanı minimumda tutuyorum.”