05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 28.10.2025 08:58 | Son Güncelleme: 28.10.2025 09:28

Lukoil, ABD yaptırımları sonrası uluslararası varlıklarını satıyor

Rusya’nın en büyük ikinci petrol üreticisi Lukoil, ABD’nin yeni yaptırımları sonrası uluslararası varlıklarını elden çıkarmayı planladığını açıkladı. Şirket, satış sürecinin ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı OFAC lisansı kapsamında yürütüleceğini duyurdu
Lukoil, ABD yaptırımları sonrası uluslararası varlıklarını satıyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

ABD’nin geçtiğimiz hafta duyurduğu yeni yaptırımların ardından Lukoil, uluslararası yatırımlarını elden çıkarma kararı aldı. Şirketten yapılan açıklamada, potansiyel alıcıların tekliflerinin değerlendirilmeye başlandığı belirtildi.

Lukoil açıklamasında, “Varlıkların satışı OFAC tasfiye lisansı kapsamında gerçekleştirilmektedir. Gerekirse, uluslararası varlıkların kesintisiz operasyonlarını sağlamak için lisansın uzatılması için başvuruda bulunacağız” ifadeleri yer aldı.

Irak’taki West Qurna 2 sahası öne çıkıyor

Lukoil, küresel petrol üretiminin yaklaşık yüzde 2’sini sağlıyor. Şirketin en büyük yabancı yatırımı, Irak’taki West Qurna 2 petrol sahasında sahip olduğu yüzde 75 hisse.

Bu saha, dünyanın en büyük petrol alanlarından biri olarak biliniyor ve Nisan 2025 itibarıyla günlük 480 bin varilin üzerinde üretim gerçekleştiriyor.

Avrupa’daki rafineriler de satış gündeminde

Lukoil’in elden çıkarmayı planladığı varlıklar arasında Bulgaristan’daki Lukoil Neftohim Burgas rafinerisi (190 bin varil/gün kapasiteyle ülkenin en büyük petrol tesislerinden biri) ve Romanya’daki Petrotel rafinerisi bulunuyor.

Şirket ayrıca Macaristan, Slovakya ve Türkiye’deki STAR Rafinerisi’ne petrol tedarik eden önemli bir oyuncu konumunda. Bu nedenle satış planının, bölgesel enerji arz zincirinde önemli etkiler doğurabileceği değerlendiriliyor.

Yaptırımlar Rus enerji devlerini zorluyor

Uzmanlara göre, Batı’nın enerji sektörüne yönelik yaptırımları, Rus petrol devlerinin küresel operasyonlarını sınırlıyor.

Lukoil’in bu kararı, yaptırımların etkisini azaltmak ve finansal akışını güvence altına almak için “zorunlu bir stratejik adım” olarak yorumlanıyor.