Teksas'tan Pennsylvanya'ya kadar toprağın altına gizlenmiş ve iklim Demokratlarının dokunmaktan çok korktuğu değerli bir şey var: Fosil yakıt. Donald Trump'ın yeni petrol ve doğal gaz girişimleri konusundaki abartılı argümanı, resmen aday olmasının ardından ortaya çıktı. Trump fosil yakıt üretimini artırma planlarını ikiye katladı. Ancak ortada büyük bir sorun var: Joe Biden yönetiminde bile Amerika çoktan aşırı taahhütte bulunmuş olabilir.
Sadece bir yıl önce durum pek de öyle görünmüyordu. Rus gazını Amerikan gazıyla değiştiren Avrupa, ABD'ye yeni ve büyük bir pazar teslim etmişti. Hatta bazı Avrupalılar Rusya'ya aşırı bağımlılığı Amerika'ya aşırı bağımlılıkla takas ettiklerini ve bunun maliyetli sonuçları olacağını düşünmeye başlamıştı. Ancak şimdi Avrupa, gezegeni ısıtan emisyonları azaltmaya çalışırken gaz alışkanlığını tamamen bırakmaya hazırlanıyor. Gaz talebi düşüyor, şirketler uzun vadeli gaz sözleşmeleri imzalamıyor ve yenilenebilir enerji artıyor. Politikacılar da daha çevre dostu vaatlere yöneliyor. Trump ise “Sondaj bebeğim sondaj” diyerek enerji üretimini serbest bırakma sözü veriyor.
Biden seçimi kazansa ve moratoryumu sürdürse bile, ABD petrol ve gaz üretimi şimdiden tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ve yüzde 10 daha fazla personel istihdam ediyor. Önümüzdeki yıllarda, yeni izinler verilmese bile LNG ihracatı artmaya devam edecek. Ancak bir uçurumun kenarı yaklaşıyor olabilir.
Yeşile dönüş
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Avrupa'ya gaz sevkiyatını azaltma kararı alması sadece alternatif tedarikçiler için çılgınca bir arayışa yol açmakla kalmadı. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ni yakıt kullanımını büyük ölçüde azaltmaya zorladı. Birlik 2022'den bu yana talebini her yıl yüzde 18-20 oranında azalttı. Birçok AB ülkesi, 2050 iklim nötrlüğü hedefinden önce, önümüzdeki on yıl içinde fosil gazı aşamalı olarak ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Kapasitedeki bu artış, daralan Avrupalı müşteri havuzuna gaz satmak isteyenler için sorun yaratabilir. Amerikalı analistler yıllardır AB'nin neden Rusya'nın kaybettiği arzın yerine ABD'li tedarikçilerle uzun vadeli anlaşmalar yapmayı reddettiğini sorguluyordu. Şimdi, bunun akıllıca bir hareket olabileceği görülüyor.
ABD’li şirketler Avrupa’dan uzaklaşıyor
Demokratlar ve Cumhuriyetçiler fosil yakıt endüstrisinin genişlemeye devam edip etmemesi konusunda tartışırken, ABD şirketleri şimdiden Avrupa'dan uzaklaşmayı planlıyor. Analistlere göre gaz ve LNG talebinin itici gücü Avrupa değil, Asya olacak.


