Danimarkalı yatırım bankası SaxoBank, gerçekleşmesi hâlinde küresel sistemi kökten değiştirebilecek öngörüler içeren “Olağanüstü Tahminler 2026” raporunu yayımladı. Raporda kuantum krizinden küresel para mimarisinin dönüşümüne, yapay zekâ kaynaklı sarsıntılardan kültürel kırılmalara kadar uzanan sekiz iddialı senaryo bulunuyor.
Bankanın projeksiyonlarına göre 2026; kuantum makinelerinin internet altyapısını çökerttiği, altının beş haneli değerlere koştuğu, SpaceX’in trilyon dolarlık bir şirket statüsüne ulaştığı ve bir ünlü düğününün küresel ekonomi üzerinde dalga etkisi yarattığı sıra dışı gelişmelere sahne olabilir.
Dünya'da yer alan habere göre, 8 çılgın tahmin şöyle:
1. Altın 6 bin doların üzerine tırmanıyor
Çin’in dev altın rezervlerini açıklaması ve yuanı kısmen altına bağlaması, ABD dolarının küresel rezerv para üstünlüğünü zorlar. “Altın yuan”, Batı finans sistemine ve yaptırımlara alternatif arayan ülkeler için güvenilir bir ticaret aracı hâline gelir. Bu değişimle doların hakimiyeti zayıflarken altın fiyatı 6 bin doların üstüne çıkar, ABD tahvil faizleri ise yabancı satışlarıyla yükselişe geçer.
2. SpaceX halka arz ediliyor ve uzay ekonomisi patlıyor
SpaceX’in halka açılmasıyla şirketin değeri 1 trilyon doların üzerine çıkar ve uzay ekonomisi yeni bir evreye girer. Elon Musk, Mars’ı vergisiz ve egemen bir bölge ilan etme niyetini açıklayarak Tesla ve SpaceX’in gelecekteki merkezlerini buraya taşımayı gündeme getirir. Ay ve Mars'ta arazi ve maden hakları yarışının başlaması, sıfır yerçekiminde üretim yapan yeni sektörlerin (biyobaskı, kristal büyütme vb.) yükselmesini tetikler.
3. Fortune 500'deki bir şirket, yapay zekâyı CEO koltuğuna oturtuyor
Önemli bir şirket, verimlilik, kârlılık ve memnuniyeti optimize edecek şekilde tasarlanan bir yapay zekâ modelini CEO yaparak iş dünyasında çığır açar. İnsan gözetimi altında çalışan bu "AI CEO", stratejik kararlarda rakiplerinin önüne geçerek başarı elde eder. Bu deneyim, diğer büyük şirketlere de algoritmik liderliği benimsetir ve kurumsal yönetimde yapay zekânın yeni bir standart haline gelmesine yol açar.
4. Yapay zekâ krizi milyarlarca değil trilyonlarca dolara mal oluyor
Hızlı ve yeterince test edilmeden piyasaya sürülen üretken yapay zekâ sistemlerinin yol açtığı hatalar, 2026’da piyasa çöküşleri ve ciddi kazalarla sonuçlanır. Şirketler ve hükümetler, bozulan dijital altyapıyı düzeltmek için trilyonlarca dolar harcamak zorunda kalır. Bu süreçte yatırımcılar, otomasyon odaklı teknoloji şirketlerinden uzaklaşıp siber güvenlik ve yapay zekâ denetimiyle uğraşan firmalara yönelir.
5. Obezite ilaçları evcil hayvanlara da yayılıyor
Obezite ilaçlarının ucuzlayıp hap formuna geçmesi, dünya genelinde kullanımını yaygınlaştırırken, ilaç şirketleri pazarını evcil hayvanlara da açar. Evcil hayvanların zayıflatılması veterinerler tarafından desteklense de sosyal medyada etik tartışmalar alevlenir. Küresel kalori tüketimindeki düşüş, gıda ve evcil hayvan maması sektörlerini küçülmeye zorlayarak şirketleri daha küçük porsiyonlara ve premium ürünlere yöneltir.
6. ABD 2026 ara seçimleri şaşırtıcı biçimde sorunsuz geçiyor
Bağımsız seçmenlerin baskısıyla seçim bölgelerinin tarafsız bir komisyon tarafından yeniden çizilmesi, kutuplaşmayı azaltarak sakin bir seçim dönemine zemin hazırlar. Yapay zekâ kaynaklı içerik manipülasyonlarından yorulan seçmen, daha güvenilir ve dengeli bilgilere yönelerek popülizmin etkisini zayıflatır. Bu yeni uzlaşma atmosferi, kurumlara olan güveni artırır ve devlet tahvillerine ilgiyi yükseltir.
7. Kuantum bilgisayarlar mevcut interneti kırıyor
Şifreleme sistemlerini aşabilecek güçte kuantum bilgisayarların beklenenden önce ortaya çıkması, kripto para piyasalarını çökertir ve finans sistemine güveni zedeler. Dijital varlıkların korunamaz hâle gelmesi, yatırımcıları altına yönlendirir ve fiyatları rekor seviyelere taşır. Hükümetler ve şirketler, altyapının yenilenmesi için büyük ölçekli ve pahalı bir güvenlik reformu başlatmak zorunda kalır.
8. Taylor Swift & Travis Kelce evliliği küresel büyümeyi artırıyor
Taylor Swift ve Travis Kelce’nin evlenip çocuk sahibi olmaları ve sosyal medya kullanımını azaltmaları, dünya genelindeki hayranları çevrimdışı yaşama yönlendirir. Ekran süresindeki düşüş sosyal medya şirketlerini zorlarken, daha fazla insanın evlilik, doğum ve ev kurma süreçlerine yönelmesi ekonomik aktiviteleri artırır. Bu “Swiftie etkisi”, demografik gerilemeyi tersine çevirerek küresel büyüme projeksiyonlarının yukarı revize edilmesine yol açar.




