Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gerçekleştirilen görkemli bir yemin töreninin ardından yeni kabinesini açıkladı. Erdoğan'ın atamaları üçüncü döneminin başında ortodoks ekonomi politikalarına ve sert bir diplomasiye doğru bir adım olarak yorumlandı.
Kabine değişikliğinin yanı sıra saygın ekonomist Mehmet Şimşek'in geri dönüşü, önceki beş yıllık dönemine ekonomi politikaları damgasını vuran Erdoğan'ın iktidarı için potansiyel yeni bir yönün işaretlerini verdi. Uzun yıllar Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) başkanlığını yapan Hakan Fidan'ın, Mevlüt Çavuşoğlu'nun yerine dışişleri bakanı olarak atanması, Türkiye'nin dış ilişkiler tarzında da gelecekte olası bir değişime işaret ediyor. Fidan 13 yıl boyunca MİT'in başında bulundu ve yakın zamanda Moskova'da Rus, İranlı ve Suriyeli mevkidaşlarıyla Suriye'deki çatışmaya ilişkin görüşmeler yaptı. Erdoğan bir keresinde Fidan için "O benim sır küpüm, o devletin sır küpü" demişti.
Erdoğan'ın Şimşek'i maliye bakanı olarak atama kararı, açıklama öncesinde finans sektöründe müjdeleniyordu. Seçimlerden sonra ülkede doların 21'e yükselerek yeni bir zirveyi görmesinin ardından bu hamlenin piyasaları rahatlatması bekleniyordu. Şimşek'in atanması ve Merkez Bankası'nın başına geçecek yeni isim, Erdoğan'ın faiz oranlarının enflasyonu düşürmek yerine enflasyona neden olduğu inancına dayanan ekonomi politikalarından uzaklaşmaya istekli olabileceğine dair geçici işaretler verdi.
"Hala soru işaretleri var"
Bazı uzmanlar Şimşek'in atanmasının memnuniyet verici olduğunu ancak asıl sınavın yeni kabineden çıkacak politikalar olacağını söyledi. Capital Economics'ten Liam Peach, Şimşek'in kabineye atanmasını "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomi politikalarını yumuşatacağına dair cesaret verici işaretler veriyor. Ancak yetkililerin tam anlamıyla ortodoksluğa dönüp dönmeyecekleri konusunda hala soru işaretleri var" ifadelerini kullandı.
Şimşek, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmeden önce Erdoğan'ın başbakan yardımcılığının yanı sıra, yatırım şirketi Merrill Lynch'te yedi yıl, Wall Street'te UBS'te kısa bir süre ve Ankara'daki ABD büyükelçiliğinde baş ekonomist olarak çalıştıktan sonra ekonomi bakanı olarak görev yaptı. Hükümetten ayrılması aynı zamanda geleneksel ekonomiden net bir uzaklaşmanın da habercisiydi. Türkiye'de 2018'den bu yana dört farklı merkez bankası başkanı görev yaptı ve bu dönemde Türk lirası sadece bir yıl içinde dolar karşısında yarıdan fazla değer kaybetti.
Hızla artan enflasyon, vatandaşların çoğunluğunu etkileyen bir hayat pahalılığı kriziyle birlikte geldi. Resmi olmayan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Türkiye'nin yıllık enflasyonunu yüzde 105,19 olarak hesaplarken, gıda fiyatlarındaki artış dikkat çekici.
