Yabancı yatırımcılar Türkiye'de uygulanan alışılmışın dışındaki ekonomi politikalarından uzaklaşmasını bekliyor. Ancak bu sert dönüşün de riskleri var. Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski bir Goldman Sachs ve First Republic bankacısı olan Hafize Gaye Erkan'ın Merkez Bankası'nın yeni başkanı olarak atadı. Bu, Mayıs ayında yeniden seçilmeyi başaran Cumhurbaşkanı'nın kredi destekli büyümeye güvenmek ve faiz oranlarını düşük tutarak enflasyonla mücadele etmek gibi finans piyasalarının pek de hoşlanmadığı ekonomi politikalarını değiştireceğinin işareti olarak yorumlandı.
Son yıllarda Türkiye, şirketlerinin dövizle borçlanmaya dayanması bir sorunu büyük ölçüde çözdü. Ancak sonuç, yükü merkez bankasına kaydırmak oldu, o da jeopolitik müttefiklerinden dolar ödünç almak zorunda kaldı. Seçim öncesi yapılan harcamalar işleri daha da kötüleştirdi. Yatırımcılar, Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olması gibi diğer atamalarla birlikte Erkan'ın Türkiye'yi yeniden piyasa dostu yapabileceğini umuyor. Ancak bu kolay olmayacak.
Son haberler ülkenin dolar cinsinden tahvillerine yardımcı olsa da, bu hafta yüzde 11 değer kaybeden liranın düşüşünü durduramadı. Sorun şu ki, ortodoks ekonomi politikalarına dönüş, kamu bankalarının döviz müdahalelerinin durdurulması ve nihayetinde her ikisi de döviz kuruna yardımcı olan sermaye kontrollerinin kaldırılması anlamına gelmeli. Daha yüksek faiz oranlarının en azından kısa vadede bunu tamamen telafi etmesi pek olası değil.
"Değer kaybetmesine izin verilmeli"
Nitekim birçok Wall Street analisti, büyük bir ticaret açığından muzdarip olan ekonomiyi yeniden dengelemek için liranın daha da düşmesine izin verilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak halihazırda yüzde 40 olan enflasyonla birlikte, daha yüksek ithalat fiyatlarının yeni bir tehlikeli enflasyonist sarmalı yaratacağı kesin. Böyle bir senaryo çok fazla yabancı sermaye çekmeyecektir. Erkan dört yıl içindeki beşinci merkez bankası başkanı. Yatırımcılar, politikalardan tekrar U dönüşü yapılmayacağından ve finansal piyasalar yerine müttefiklerinin kendisine dolar borç vermesini sağlama konusundaki esrarengiz yeteneğine güvenmeye devam etmeyeceğinden emin olamıyorlar.
