18 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

Biz neden terk edildik?

2012’de Humus’ta bir hava saldırısında hayatını kaybeden The Sunday Times muhabiri, gazeteci Marie Colvin’i A Private War’da Rosamund Pike canlandırıyor
Biz neden terk edildik?
Dünya yanarken, bazıları oturduğu yerden izler, bazıları sırtını çevirip görmezden gelir, bazıları da olayların tam kalbine giderek olan biteni bizlere anlatmayı kendine görev bilir. beIN Connect’te bulunan A Private War filminde Rosamund Pike tarafından canlandırılan dünyaca ünlü savaş muhabiri Marie Colvin’in hayatı da bu efsanevi gazetecilere bir örnek. Marie Colvin, Çeçenistan’dan Sri Lanka’ya cepheden cepheye koşarken, hükümetlerin, orduların değil, masum insanların sesi olmaya çalışan bir muhabir. Örneğin, Doğu Timor’da kuşatma altında kalan kadınlar ve çocuklar onun meşhur Dünya Nerede? haberiyle kurtarılıyorlar. Birçok sıcak çatışma bölgesinde muhabirlik yapan gazeteci, 2001’de Sri Lanka’da çatışmalar sırasında bir gözünü kaybetmişti. Rakka’daki kahraman vatandaş gazeteciliği hikayesini anlatan City of Ghosts ve Meksika’daki uyuşturucu kartelleri hakkındaki Cartel Land belgesellerine imza atan yönetmen Matthew Heineman ise bu film için tam biçilmiş kaftan. Yönetmen, bizlere 2012’de Humus’ta bir hava akını sonucunda hayatını kaybeden İngiliz The Sunday Times muhabiri Marie Colvin’in psikolojik bir portresini sunuyor. Colvin, filmdeki kocasının tabiriyle “ateşe uçan bir pervane” misali, nerede tehlike ve çatışma varsa orada olan bir karakter. Afganistan, Libya, Suriye fark etmiyor. Ekip arkadaşı, eski bir asker olan fotoğrafçı Paul Conroy (Jamie Dornan) ile birlikte müthiş haberler yapıyor. Irak’ta Felluce’de Saddam Hüseyin rejimi sırasında toplu mezarları ortaya çıkarıyor örneğin.  Amerikan sinemasının, Vietnam’dan Irak savaşına o sırada süregelen savaşları adil bir bakışla anlatmak konusunda sorunlu olduğu dünyanın geri kalan tarafınca bilinen bir gerçek. A Private War’da da Arap Baharı ve Suriye İç Savaşı gibi, dış güçlerin fiziken ortada görünmediği ama varlıklarının her bakımdan ortada olduğu bir durum söz konusu. Film, Suriyeli sığınmacılar gibi masum kurbanların sesine kulak vermeye çağırıyor ama aynı zamanda, gazetecinin yaşadığı iç çatışmalara da eğiliyor. Tıpkı filmde editör Sean Ryan’ın (Tom Hollander) dediği gibi “aklı olan” Colvin’in işini yapmaz. Colvin’in mesleki açıdan yaşadığı belki en büyük zorluk, “haberine insanların önemseyeceği kadar çok inanmak”. Gazetecinin gördüklerini ne olursa olsun anlatmak için tutkulu olduğu muhakkak. Bununla birlikte, batılıların gerçekleri görmezden gelmesiyle birlikte zaman içinde yaşadığı büyük hayal kırıklığı, bıkkınlık ve şüphecilik de gün gibi ortada. Rosamund Pike, korkusuzluğu ve haberin öznesi olmayı reddetmesiyle tanınan, ilginç bir şekilde hakkında yapılan tüm haberlerde ise tam da merkezine konularak kendisinden bahsedilen gazeteciyi tüm tezatlıklarını ortaya koyarak canlandırıyor. Tartışmayı seven, asi ve özgür bir karakteri tüm ciddiyetiyle ete kemiğe büründüren Pike, harikulade performansıyla bizleri gazetecinin mayın tarlasına dönmüş zihninin içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Haberciliğin ateş hattında, gazetecilerin baskı altında olduğu, gerçeğin mumla arandığı bir zamanda Colvin’in hikayesi elbette hiç olmadığı kadar geçerli ve anlamlı.