Hem yaratıklara hem ırkçılara karşı

“1916 ile 1970 arasında kabaca 6 milyon Afrika kökenli Amerikalı, ABD’nin güneyindeki kırsal bölgelerden kuzeydoğu, orta batı ve batıya akın etti. Büyük Göç olarak adlandırılan bu dönemde birçok siyah aile hem endüstriyel iş imkanlarını düşünerek, hem de Güneyde hakim olan ırkçı ve ayrımcı yasalardan kurtulmayı fırsat bilerek Kaliforniya’ya taşındı.” Bu bilgiler Them’in ilk bölüm girişinden. 10 bölümlük dizi, meyveli pasta gibi evlerin, The Stepford Wives filminden fırlamış gibi duran ev hanımlarının, sarı saçlı çocukların pastel renkli bir hayat sürdüğü nezih Compton mahallesine taşınan siyah bir ailenin mahalledeki ilk 10 gününün öyküsü. Bu 10 gün içinde geri dönüşlerle II. Dünya Savaşı sonrasına, hatta ta 1800’lere bile gidiyoruz. Şahane bölüm sonu müzikleri ile dikkat çeken dizide 1950’lerin sonundayız. Mühendis baba, ev hanımı anne ve iki küçük kız, kendilerini asla kabul etmeyen ‘komşular’, okul, iş yeri dışında geldikleri yerde uğradıkları büyük kayıpla ama daha da önemlisi, doğa üstü bazı güçlerin ‘yatağı’ olan yeni evin kendisiyle mücadele etmek durumunda. Bütün faktörlerin bir araya gelip öğütmeye çalıştığı bu aile bakalım birliğini koruyabilecek mi? Bones, Boomerang, The Chi dizilerinin ve geçen yılın öne çıkan filmlerinden Queen & Slim’in senaristi olan, Master of None ile en iyi komedi dizisi senaryosu dalında Emmy ödülü alan Lena Waithe, dizinin yapımcılarından. Them’in yaratıcısı ise Little Marvin. Güzelim görüntüler eşliğinde bir dehşet dizisi izliyoruz.