Selin Özavcı Tokçabalaban
Çeşitlenen dijital yayın platformlarının yapımcılık piyasasına getirdiği hareketliliğin de etkisiyle yıldız sinema oyuncularını dizilerde izlemeye çoktandır alışkınız. Dizi ve mini seriler sadece ünlü oyuncular değil, sektörün diğer paydaşlarından olan senaryo yazarları için de büyük bir üretim mecrası ve haliyle de dev bir gelir kapısı. Gittikçe sofistike bir hâl alan dizi fikirlerinin ustalıkla yazılmasında edebiyattan destek almak da platformlar ve yapımcılar açısından bakıldığında akıllıca bir yatırım oldu.“Televizyon için yazılmış bir roman”
Bu iki sektör arasındaki ciddi geçişin ilk sinyallerini veren, 2002 tarihli The Wire’ın yazar kadrosu. Televizyon tarihine geçen dizinin büyüsü, senaryosuna yayılan yazarlık başarısından kaynaklanıyor. Bu başarının ardında eski bir polis muhabiriyken, sonradan ikisi de televizyon dizisine dönüşen kitapların yazarı olan David Simon ile yine suç yazarı George Pelecanos’un güçlerini birleştirmesi yatıyor. Zira ikili The Wire’ın televizyon için yazılmış bir roman yolundaki amaçlarına fazlasıyla ulaşıyor. Bu ekibe daha sonra aralarında Cesaretin Var mı?’nın da bulunduğu bol ödüllü yedi romanın yazarı Megan Abbott ile çok satan dokuz romanın yazarı Lisa Lutz da katılıyor.Beyazperdenin keşfettiği yazarlar
Dizi tarihinin en popüler yapımlarından Game of Thrones’un (BluTV) yazar ekibinde yer alan David Benioff, biri Spike Lee’nin sinemaya uyarladığı 25th Hour olmak üzere iki roman bir de kısa hikâye kitabı yayınlamış bir yazar. Sinema adaptasyonuyla da ses getiren Gone Girl’ün yazarı Gillian Flynn de ünlü İngiliz dizisi Utopia’nın (Prime Video) Amerikan versiyonunda da senaryo yazarı olarak yer alıyor.Çok satan yoksa çok izlenen var
Bir teknoloji şirketinde çalışırken yazmaya başlayıp, ilk kitabını 40’ına yaklaşırken yayınlayabilen, ödüllü Charles Yu, 25 milyon dolarlık bütçesiyle Westworld’ün (beIn Connect) yazarlarından. “Çok satanlar listesinde olmadığıma göre, televizyonun mesajımı ulaştırmam için sunduğu geniş kitlelerden memnunum” diyor.