TV’ye yenilik getirdi

Burak Göral

Birleşmiş Milletler’in 149 ülke arasında yaptığı değerlendirmeyle belirlediği 2021 Dünya Mutluluk Raporu’nda ilk üç sırada Finlandiya, Danimarka ve İsviçre bulunuyor. Danimarka bu listede her zaman ilk üç sıradadır zaten. 2012, 2013 ve 2016’da da birinciydi. Danimarka aynı zamanda, Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün her yıl yayımladığı Küresel Barış Endeksi’nde de her zaman ilk beşte. Bu liste genellikle ‘dünyanın en huzurlu ülkeleri listesi’ olarak anılmakta. Yine de içinde huzursuz insanların olmadığı pek söylenemez sanki! En azından cinayet hikayeleri yazan Søren Sveistrup için... Onun dünyası hayli karanlık ve huzursuz çünkü! Kendisi tüm dünyada haklı bir ün kazanan polisiye dizi Forbrydelsen’in (The Killing) yaratıcısı. Kötü kazaklarıyla ünlü pejmürde polis Sarah Lund’un, kişisel problemlerinin yanında politik uzantıları olan bir kadın cinayetini araştırmasıyla yürüyen karanlık atmosferli 2007 yapımı dizi; iki farklı açılım getirdi TV dünyasına.

Sinemayı da denedi

1- Kısaca “Nordic Noir” olarak tarif edilen, tekinsiz Kuzey Avrupa polisiyeleri (kitap ve dizileri) dünyanın diğer geri kalanı tarafından, tabiri caizse, keşfedildi. 2- Arızalı ya da travmatik bir karakteri olan kadın dedektif prototipinin en cazip olanlarından birini sundu. Sonrasında Mare of Easttown’a kadar uzanan benzer kadın dedektifli dizilere de ilham vermiş olabilir. Sveistrup yakaladığı popülariteyi sinemaya da taşımak istedi ve ünlü bir polisiye yazarı Jo Nesbø’nun çok satan romanı The Snowman’i sinemaya uyarladı. İyi yönetmen ve iyi oyunculardan kurulu kadrosuna rağmen film beklentilerin çok altında kaldı maalesef. Sveistrup aslında kariyerini dizi üretmek üzerine inşa etmiş bir yaratıcı. Onun vizyoner bakışını taşıyan Forbrydelsen belli ki polisiye yazarlığını da geliştirmiş. Nitekim 2019’da çıkardığı ve çok satan ilk romanı The Chesnut Man Netflix’in radarına girmekte zorlanmadı. Aynı yıl yazarla bir araya gelip uyarlanma kararı alınmıştı. 29 Eylül’den itibaren izlenebilecek altı bölümlük ilk sezonda Kopenhag’da kanlı cinayet mahallerine kestane ve kibrit çöplerinden yapılan bir ‘kestane adam’ figürü bırakan bir seri katilin gerilimli hikayesi anlatılıyor. Bizzat uyarladığı senaryoda Sveistrup yine olayları politik bir zemine taşımayı ihmal etmemiş. Adli tıp incelemeleri sonunda, kestane adam figürlerinin üstünde bir bakanın cinayete kurban gitmiş kızının parmak izlerini bulunca araştırma sarpa sarıyor. Bakalım Kestane Adam, yeni bir The Killing etkisi yaratacak mı?

TV’ye yenilik getirdi

Burak Göral

Sinemayı da denedi

Yazarlar

Karşı Mahalle

Bluesky’a dijital göç (X’in sonu gelir mi?)

Küresel gıda fiyatlarında Trumpflasyon mu geliyor?

Futbol yıldızının hazin sonu

Kaburgayı da doldurduk

Çok Okunanlar

Trump’çıların yeni Sezar’ı

Türkiye'nin yeni sosyal kümeleri

8 milyon aracı tanıyacak, 15 milyarlık kaybı önleyecek

Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma başlatıldı

Siz de benim gibi akşam 8 sabah 10 arasında yemeyin

Bizi Takip Edin