Herkesin Balat’tan geçerken beğeniyle baktığı ve içeriye giremediği için hayıflandığı kırmızı bina yani Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi geçen hafta sonu özel bir etkinlik için kapılarını açtı. İlki 2019’da gerçekleştirilen ve pandemi nedeniyle ara verilen Sapor İstanbul, Eski Usül Yemek Sempozyumu’nda hayatını yemek ve kültür üzerinden kurgulayanlar bir aradaydı. Sempozyumun konusu bu kez ‘Yemek ve Göç’tü.
Etkinliğin kurucusu Tuba Şatana, yemeği, onu yaratanların hikâyelerini, esnafı, yerel ürünleri, tatları, şehrin yemek halini ve Türkiye coğrafyasının yemek kültürünü anlattığı istanbulfood.com’un kurucusu. Hayatını ‘yemek üzerine ne yapabilirim’ sorusu üzerine şekillendiren biri. ‘Sapor’un kelime anlamı ‘bir lezzeti spesifik olarak belirleyen tat’. Logosundaki yuvarlak, hayat döngüsünü, yarım çizgi de suyu temsil ediyor. Şatana, hayatın ortasına lezzeti koyarken bunu gerçek bilgilerle yapmak için ciddi ve akademik bir etkinlik yapmak istemiş üç yıl önce. Pandemi sonrası da yoluna devam ediyor.
Haber Giriş: 09.12.2022 04:30 | Son
Güncelleme: 09.12.2022 04:31
Beden göç ederken ilk önce ‘damak tadı’nı yanına alıyor
Geçen hafta Fener Rum Ortaokulu ve Lisesi’nde gerçekleşen Sapor İstanbul, Eski Usül Yemek Sempozyumu’nun konusu ‘Yemek ve Göç’ idi. Dönerin Avrupa siyasetinde ‘başrole’ kurulması, zeytin ve üzümün göçleri, ‘göçmenlerin yemek kokusunu unutmaması’ öne çıktı