19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 07.05.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:15

Yeni bir aile önerisi

2018’de yayımlandığında Guardian gazetesi tarafından yılın kitabı seçilen XX, Türkçede. Erkek kromozomu olmayan çocukların doğduğu, kadınların karşı cinse ihtiyaç duymadan çoğalabildiği bir dünyayı yazan Angela Chadwick, romanda aile kurumunu ve annelik kavramını da tartışmaya açıyor
Yeni bir aile önerisi
Sude Penta
XX’in fikri nasıl doğdu?  Uzun yıllar önce, biyoloji dersinde üreme konusunu işlerken ilk kıvılcım çaktı. Kendi kendime “Yumurta hücrelerini birleştirmenin ve bu şekilde üremenin bir yolu olabilir mi?” diye sormuştum. Devamında da kendimi böylesi bir tıbbi devrimin etik ve politik tartışmaları nasıl ateşleyeceğini hayal ederken buldum. Gerçekleşirse, kadınlar erkek olmadan çoğalma özgürlüğü kazanacaktı, tüm dünya değişebilir, bütün kodlar alt üst olabilirdi.   Yıllarca bu fikir üzerine düşündüm, kitaplaştırmak için motivasyonu ise sosyal medyada çocuk sahibi olmak için yaşadıklarını anlatan kadınların hikayelerini görünce buldum. Aileler, iş hayatı, ilişkiler kadınların üzerinde müthiş bir baskı kurarken erkekler bu durumdan çok da etkilenmiyor gibiydi, sanki yalnızca üreme ve çoğalmada üzerlerine düşeni yapıp çekilmekle sorumluydular. 

Psikolojik bir tartışma açmasını da istedim

XX için nasıl bir araştırma yaptınız? Roman ne ölçüde gerçek, ne ölçüde kurgu?  Ovum-ovum teknolojisi bilim insanlarının üzerinde uzun yıllardır konuştuğu ve bir noktada mümkün olabileceğini düşündükleri bir teknik. Üzerine yazılmış çok makale, yapılmış çok araştırma var. XX’in İngiltere’de yayınlandığı günlerde Çin’den bir haber geldi, iki yumurta hücresini kullanarak bebek fareler doğurtabildiklerini müjdeliyorlardı, benim için inanılmaz bir andı.  Yalnızca bilimsel yönüyle değil, psikolojik altyapısıyla da XX bir tartışma açsın istedim. Yıllar boyunca çocuk sahibi olmak isteyip istemediğimi sorguladım. Çocuk istememe hakkına çoğumuz hâlâ sahip değiliz, konu annelik kurumu olunca üzerimizdeki baskıyla savaşmakta zorlanıyoruz. Hayatımızda bir bebeğe alan açmanın zorluğunu dürüst bir şekilde tartışmaya açmak istedim, kimliği, ilişkileri ve profesyonel kariyeri ne kadar zorlayan bir karar olduğunu anlatmak istedim, partneriniz kim olursa olsun.  Aile kurumunu da bu yönüyle tartışmaya açıyorsunuz, özellikle ‘kutsal annelik’ meselesini.  Bir aile kurmanın tek bir biçimi, yolu, şekli olmadığını, binlerce farklı şekilde aile kurulabileceğini anlatıyorum evet. Karşılaşılan zorluklar da evrensel, aile nasıl tesis edilirse edilsin karşınızda burun kıvıran, yorum yapan, sizi ve partnerinizi eleştiren birileri hep olacak.  XX yayınlandıktan sonra gelen tepkiler, romanın okurda yansımaları nasıldı? Booker ile birlikte en prestijli ödüller arasında sayılan Polari Edebiyat Ödülü’nü bekliyor muydunuz?  Rosie ve Jules’u kalplerine alan bu kadar çok okurun olması müthiş. Çağdaş edebiyatta lezbiyen bir çifti işleyen, bunca okura ulaşmış bir romanın yazarı olduğuma hâlâ inanamıyorum. Ayrıca annelik kurumunun kutsallığını bir kenara bırakıp dürüst biçimde anneliği tartışmaya açtığım için beni kutlayan çok okur mesajı aldım. Polari ödülü ise tahmin edileceği gibi yazarlık kariyerimin en güzel haberi oldu. Ödülü alacağıma dair hiçbir ön bilgi verilmemişti, salonda yüzlerce insanla beraber kazananı alkışlamak için bekliyordum. İsmimi okuduklarında inanamadım, hayallerimin gerçek olduğunu o an anladım.

Romanda bahsedilen teknik ne?

Chadwick’in yazdığı ovum-ovum teknolojisini daha iyi anlatmak için iki bölümden alıntı yaptık. Bu yöntemin henüz bir olasılık olduğunu, benzer bilimsel deneylerin yapıldığını ama bir üreme tekniği olarak benimsenmediğini hatırlatalım: “İnsan vücudundaki çoğu hücre, bir çift cinsiyet kromozomu barındırıyor: erkekler için X ve Y, kadınlar için de XX. Ancak cinsiyet hücreleri –yumurtalar ve sperm– yalnızca çiftin bir yarısına sahip. Yumurta hücreleri her zaman X kromozomunu taşıyor ama sperm için bu X ya da Y olabiliyor. Normal döllenme sırasında bebeğe her iki taraftan birer cinsiyet kromozomu ulaşıyor ve cinsiyeti, dölleyen spermin taşıdığı kromozom tarafından belirleniyor. Bu durumda yumurta hücreleri hep X kromozomu taşıdığından yumurtadan-yumurtaya- dölleme yöntemiyle sadece kız çocukları oluşabiliyor.” (…) Yeni tekniğimiz aslında sıradan tüp bebek yöntemiyle benzer birçok özellik taşıyor. İki kadından yumurta hücrelerini alıyoruz, sonra birinin çekirdeğinden DNA’yı özütleyip diğerine enjekte ediyoruz. Bu ortak hücreyi de elektrik akımıyla harekete geçirerek doğal döllenmeyle oldukça benzer bir tepkime elde ediyoruz. Yani, yumurta ikiye bölünüyor ve ortaya çıkan hücreler bir blastokist ya da embriyo oluşturana dek bölünmeye devam ediyor.”