24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 07.09.2024 11:28 | Son Güncelleme: 07.09.2024 14:05

David Gilmour'dan Roger Waters açıklaması: O delinin aklındaki gizemleri kim bilebilir?

David Gilmour yeni albümü Luck and Strange üzerine verdiği yeni röportajda ile ilişkileri, Pink Floyd ile olan geçmişi ve Roger Waters ile olan gergin ilişkisini anlattı
David Gilmour'dan Roger Waters açıklaması: O delinin aklındaki gizemleri kim bilebilir?

Efsanevi Pink Floyd gitaristi David Gilmour, uzun zamandır beklenen yeni solo albümü Luck and Strange ile müzik dünyasına güçlü bir geri dönüş yaptı. The Times gazetesine verdiği kapsamlı röportajda, Gilmour sadece sanatıyla değil, aynı zamanda yaşlanma, ölüm ve gelecek kuşaklara bırakacağı miras gibi kişisel konularla da yüzleşti. 78 yaşındaki müzisyen, bu albümle kariyerinin bu döneminde hem müzikal hem de insani bir içsel yolculuğa çıkarken, bir yandan da dünya üzerindeki değişimlerin etkisini sorguladı ve geçmişe dair derin bir hesaplaşma yaptı.

'Sürekli ölüm hakkında düşünüyorum'

Gilmour, albümdeki içsel tonun, son zamanlarda ölümlülük üzerine yoğun düşüncelerinden kaynaklandığını belirtti. Ayrıca, yaşlanmanın ve Covid-19 pandemisinin belirsizliklerinin albümünü nasıl şekillendirdiğini ifade etti. Gilmour, "Sürekli ölüm ve ölümlülük hakkında düşünüyorum" diyerek, hayatının bu evresinde zamanın hızla geçmesine ve ölümün kaçınılmazlığına dair daha derin bir bağ hissettiğini aktardı. Albümdeki şarkı sözlerinin çoğunu, uzun süredir yaratıcı ortağı ve eşi olan Polly Samson kaleme aldı. Gilmour, Samson’ın kişisel düşüncelerini şarkılara başarıyla yansıttığını ve albümdeki içsel yolculukta eşinin katkılarının büyük olduğunu vurguladı.

Putin tepkisi

Gilmour, albümde bebek patlaması kuşağının dünyadaki benzersiz yerini de sorguladı. 1960'ların karşı kültür devrimi ve iyimserliği, Gilmour’un müziği ve dünya görüşünü şekillendirmişti. Ancak, günümüz dünyasının siyasi manzarası onu hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in otoriter yönetimi gibi konular üzerine düşüncelerini paylaşan Gilmour, "Putin, dünyayı daha karanlık bir yere sürüklemekte çok başarılı" dedi.

Romany Gilmour ile  işbirliği

Albümdeki en samimi anlardan biri, Gilmour'un kızı Romany ile yaptığı işbirliği oldu. Romany, indie ikilisi Montgolfier Brothers'ın bir şarkısının cover'ı olan Between Two Points parçasında babasına eşlik etti. Romany’nin yumuşak vokalleri, şarkıya kırılganlık ve içsel derinlik kattı. Gilmour, pandemi döneminde ailesiyle geçirdiği zamanın, yaratıcı süreçlerinde daha büyük bir rol oynamaya başladığını ve aile bağlarının müziğine yeni bir boyut kattığını ifade etti.

Pink Floyd'un gölgesi ve Roger Waters ile gerginlik

Gilmour, Pink Floyd ile olan geçmişinin hala büyük bir önem taşıdığını kabul etti. Eski grup arkadaşı Roger Waters ile olan gergin ilişkisini de ele aldı. Waters ile neredeyse 40 yıldır konuşmadığını belirten Gilmour, bu mesafenin artık Pink Floyd’un mirası üzerindeki etkilerini gölgede bıraktığını söyledi. "Eski grubumla çok güzel zamanlarım oldu, ama Roger gruptan ayrıldı ve Rick [Wright] öldü, bu yüzden tüm bu şeylerin benim için önemi kalmadı" diye ekledi. 2023 yılında Samson’ın Waters’ı antisemitizmle suçlamasının ardından ilişkileri daha da gerildi. Gilmour, eşinin açıklamalarını desteklediğini ve “Her kelimesi kanıtlanabilir şekilde doğru” diyerek bu konuda net bir tavır aldığını belirtti. Kavga hakkında soru sorulduğunda ise, “Bu benim tartışacağım bir konu değil... Ben de buna yüzde yüz katıldığımı belirten bir tweet attım. Ama o delinin zihnindeki gizemleri kim bilebilir?” dedi. Gilmour, Pink Floyd’un orijinal lideri Syd Barrett’ın müzikal yolculuğundaki derin etkisini vurguladı. Albümde yer alan The Piper's Call adlı parça, Barrett’a duyulan sevgi dolu bir saygı duruşu niteliğinde. Barrett’ın 1960'ların sonunda yaşadığı zihinsel çöküş, hem Pink Floyd'un hem de Gilmour’un kariyerinde bir dönüm noktası olmuştu. Gilmour, Barrett’ın sorunlu dehasına olan hayranlığını sıklıkla dile getirirken, Barrett’ın kaybının hala derin bir boşluk yarattığını belirtti.

Kariyerinin en iyi solo çalışması

Pink Floyd ile yaşadığı başarıların yanı sıra, Gilmour’un solo kariyeri de büyük övgü topladı. Gilmour, başarılarının yanında şöhretin getirdiği zorlukları kabul etti. "Başarı kendi çılgınlığını da beraberinde getiriyor" diyerek 1970'lerde Pink Floyd’un plak şirketleriyle yaşadığı gerilimleri ve grubun inatçılığını hatırlattı. Her ne kadar şöhret zorluklar getirse de, Gilmour müziğe olan bağlılığını ve ailesiyle geçirdiği zamanın değerini vurguladı. Luck and Strange albümünü kariyerinin en iyi solo çalışması olarak değerlendirdi. Albümün son parçası Scattered ile zaman ve değişim temalarını bir kez daha işleyerek, sanat hayatında yaratıcı bir geleceğe olan inancını sürdü. Gilmour, gelecekte Pink Floyd'un yeniden bir araya gelmesinin pek mümkün olmadığını kabul etse de, solo çalışmalarının onun sanatsal ifadesinin güçlü bir yansıması olarak durduğunu belirtti. Luck and Strange, hem geçmişin bir yansıması hem de hayatın daha derin sorularını keşfeden ileriye dönük bir yolculuk olarak, Gilmour'un 78 yaşında bile yaratıcı sürecinin bitmekten çok uzak olduğunu kanıtlıyor.