İzmir, tarihinin büyük bölümünde dünyanın merkeziydi. Küçük Asya sakinleri tarafından bir zamanlar Smyrna adıyla anılan şehir, İpek Yolu’nun ucundaki ekonomik ve kültürel bağlantı noktalarından biri olarak Doğu ile Batı arasındaki köprüydü. “Ege’nin İncisi” bugün 8 bin 500 yaşında. Bergama ve Efes gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki kültürel varlıklarıyla her zamanki kadar cazip
Alex Crevar / The New York Times
Cuma
15.30 | Asansör vakti
İzmir gezinize şehri kuş bakışı görerek başlamak için Tarihi Asansör’e çıkın. Buhar gücüyle başladığı yolculuğa elektrikle devam eden Asansör 1907’de yapıldığında aşağı mahalleleri 55 metre yukarıdaki semtlere bağlamak için kullanılıyordu. Üst terastan İzmir Körfezi’ni ve Hitit, Yunan, Pers, Makedon, Roma, Osmanlı ve Sefarad Yahudilerinin izlerini taşıyan mahalleleri görmek mümkün. Yakın dönemde ise şehir İtalyan, Ermeni ve Fransız göçmen topluluklarına ev sahipliği yapmıştı. Tarihi Asansör Cafe’de Türk kahvesi veya çay içmek mümkün (ikisinin de fiyatı 40 TL).
16.30 | Biraz yürüyelim
Üç kilometre uzunluğundaki Kordon’a inip çimenlerde müzik yapan üniversitelilerin, piknik yapan ailelerin, balık tutanların, midye, çerez ve meyve satıcılarının arasına katılın. 45 kilometrelik bisiklet yolunun bir bölümü de buradan geçiyor. Devamında Konak Meydanı’na gidip 1901 yılında yapılan, 25 metre yüksekliğindeki sekizgen saat kulesini görün. Oyma mermer yapının çeşme ve sütunlarındaki Osmanlı motifleri dikkat çekici. Son Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesi olan mekanik saat hala altı günde bir manuel olarak kuruluyor. Meydanın deniz tarafında Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını temsil eden İlk Kurşun Anıtı’nı görmek mümkün. Karşı köşede ise zarif çinileriyle 18. yüzyıldan kalma Yalı Camisi yer alıyor.
18.00 | Değişimi yakalayın
Sürekli değişen İzmir’de farklı dönemler, tarzlar ve mimariler bir arada: Antik kalıntılar ile Osmanlı, neo-Roma ve art nouveau tarzı mimariyi cam ve çelik konstrüksiyonlu yapılarla birlikte görebilirsiniz. Ücretsiz girilen İzmir Atatürk Müzesi’ne uğrayıp Mustafa Kemal’in fotoğraflarına, yaşadığı yere ve giysilerine göz atabilirsiniz. Devamında Kordon’dan ilerleyip 1976’dan beri hizmet veren Sirena Bar’ın verandasına oturun. 50’lik Efes bira eşliğinde (120 TL) Ege Denizi’nde güneşin batışını izleyin.
21.00 | Denizle kucaklaşın
Deniz ürünleri başta olmak üzere titizlikle hazırlanmış yemekler İzmir’de sosyal hayatın merkezinde yer alıyor. 40 yıldır bu işi en iyi yapan yerlerden biri Deniz Restaurant. Konuklar deniz manzaralı terasta yerini aldıktan sonra garson önce seçim yapmanız için bir tepsi meze, devamında ise isteğe göre şarap, bira veya rakı getiriyor. İzmirliler genellikle menüye bakmayıp kararı garsona bırakıyor. Kırmızı soğanlı fava, dil peyniri, yoğurtlu patlıcan ve kadayıflı karides gibi mezeler leziz. Kaymaklı deniz levreğini ve sonrasında kavun ve çilekle beraber gelen ev yapımı baklavayı muhakkak tadın. İki kişilik yemeğin toplam fiyat 4 bin TL civarında.
Cumartesi
10.00 | Kemeraltı’nda kahvaltı
Kemeraltı 2 bin 400 yıllık tarihinin büyük bölümünde İzmir liman kentinin kalbiydi. İpek Yolu’nun ucundaki bu pazar yeri Asyalı ve Avrupalı tüccarları bir araya getiriyordu. Bugün ise camileri, kafeleri, restoranları, 2 bin civarı korunmuş binası ve binlerce dükkanıyla yaklaşık 100 sokağa yayılıyor. Brunch için Abacıoğlu Han’daki Ayşa Boşnak Börekçisi’ne uğrayın. Kıymalı, peynirli, ıspanaklı, patatesli ve patlıcanlı börekler 100 TL’den başlıyor. Çay 15 TL.
11.00 | Alışveriş çılgınlığı
Kemeraltı’nın trafiğe kapalı, labirent gibi sokaklarında esans, kahve ve baharat kokuları birbirine karışıyor. Etraf kalaycı, ayakkabıcı, kuyumcularla dolu. Havra Sokağı ise balıkçıları ve kasaplarıyla ünlü. Hemen yakındaki Yazıhane hat atölyesinde İlkay Kanar’ın hat eserlerini görebilir, bin 500 ila 200 bin TL fiyata özgün eserler alabilirsiniz. Ekim Seramik’te ise Yeşim Şahin kendi işlerini 200 ila 4 bin TL’ye satıyor. İki katlı Antikacılar Çarşısı’ndaki Lula & Loop’tan eskitme Türk giysileri, şapkaları ve çantalarını 450 ila 5 bin liraya alabilirsiniz.
12.30 | Hayallerin peşinde
Efsaneye göre Büyük İskender bugün Kadifekale’nin bulunduğu yerdeki Pagos Tepesi’nde kestirirken rüyasında Smyrna kentini bugünkü yerine taşıdığını görmüş. Tanrı Apollo bu rüyayı doğrulayıp taşınma sonrası şehir sakinlerinin en az üç kat mutlu olacağını söylemiş. Bu rüyadan doğan Agora
MÖ 4. yüzyılda aynı tepenin yamaçlarına inşa edilmiş ve bugün Kemeraltı’nın hemen arkasında yer alıyor. Antik bölgeye giriş 210 lira. Korint sütunlu portiko, yer altı kemerli mimari, su kemeri ve sarnıçlarını kaçırmayın.
14.00 | Öğle yemeği üzeri müze
Alsancak’taki Balmumu Dükkan Lokanta bahçesinde farklı mutfak geleneklerini harmanlıyor. Sabit bir menü yok. Çorba ve yemekler pazardan alınan taze sebzelere göre yapılıyor. Yemekten sonra 19. yüzyıldan kalma tütün fabrikasından dönüştürülen, içinde müze, kütüphane ve sanat atölyelerinin bulunduğu İzmir Kültür Sanat Fabrikası’na uğrayın. 350 liraya girilen Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde arkaik dönem eserlerine bakabilir, ünlü Türk ressamların eserlerinin sergilendiği İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ni gezebilirsiniz.
17.00 | Karşıyaka keyfi
Alsancak’tan vapura atlayıp körfezin kuzey kıyısındaki Karşıyaka çarşısında kafe ve bistroların keyfini çıkarın. Tramvayla Mavişehir balıkçı barınağına geçip Flamingo Yolu Tekne Turu’na katılın. Koruma altındaki Gediz Deltası’nda flamingo, Dalmaçya pelikanı ve karabatak gibi 300’den fazla kuş türünü keşfetmenin fiyatı 180 liradan başlıyor.
19.30 | Deniz üstü içki
19. yüzyıl sonunda Gustave Eiffel’e ait mimarlık ofisi tarafından inşa edilen Konak Pier, gümrük binası ve balık pazarı olarak kullanıldıktan sonra bugün çok sayıda mağaza, restoran ve bara ev sahipliği yapıyor. North Pier’s’te denize nazır bir masa kapıp ahududulu cin ve kavun liköründen oluşan Pink Paradise kokteyl (450 lira) içebilirsiniz. Klasik bir İzmir yemeği için Alsancak’taki Sevince Lokantası’na geçip kabak kızartması, humus, sarma, dana ciğeri ve kuzu beyin gibi lezzetlerden tadabilirsiniz. Yanına bir de rakı söyleyip içerideki veya kaldırımdaki ahşap masalarda yerinizi alın. İki kişilik yemek yaklaşık 2 bin 500 lira.
22.30 | Geceye devam
Yemekten sonra sıra Alsancak’ın barlar, dövmeciler, kebapçılarla dolu sokaklarında. Hayyam Şarap hafta sonları canlı müzik seçeneğiyle sizi bekliyor. Sevilen Şarapları’nın yerel cabarnet, merlot ve petit verlot karışımı kırmızı şarabı 185 liradan başlıyor. Daha gürültülü bir deneyim için yanı başındaki blues bar Cinatı’na uğrayıp duvarlardaki Nina Simone, Janis Joplin ve Herbie Hancock resimlerine göz atabilirsiniz. Beefeater cin, tekila, Malibu, limon suyu ve elma suyundan oluşan spesiyali tadın (350 lira). Tato rock barda 150 liraya soğuk fıçı bira içebilirsiniz.
Pazar
8.30 | Pedala kuvvet
60 yıldır Alsancak’ta hizmet veren Reyhan Pastanesi’nde pasta, turta, kurabiye veya simit tostu (130 lira) yiyerek güne zinde başlayabilirsiniz. Kazandibi (150 lira) de harika. Ardından bisiklete atlayıp EuroVelo 8 bisiklet rotasının 500 kilometrelik Türkiye kısmında pedal çevirin (Karşıyaka’daki Bisikoop’ta günlük bisiklet kirası 200 lira). Dilerseniz 35 kilometre mesafedeki düz rotadan Urla’ya ulaşabilirsiniz.
11.30 | Deniz kıyısında nefes alın
Urla eski çarşısı, pazar yeri, asmalarla çevrili avluları ile hafta sonunun en popüler uğraklarından. Pazar yerinde bisikletinizden inip öğle yemeği için Michelin’in önerdiği Beğendik Abi restoranına girin. Krema soslu kuzu fırın, kuru domates ve nohutlu pırasa sote, ayrıca sebzeli et güveç tatmaya değer. Tatlı olarak cevizli ve çökelekli Girit böreğini deneyin. İki kişilik yemek yaklaşık bin 200 lira. İzmir serüveninizi limandaki Urla Berlin’s kokteylle taçlandırabilirsiniz. Cin ve çarkıfelek meyvesinden yapılan Yuzu Passion kokteyli 350 lira.
© 2024 The New York Times Company
