Ephrat Livni/ New York Times
ABD Başkanı Donald Trump, Hamas ile yapılan ve 20 rehinenin serbest bırakılmasını sağlayan anlaşmaya aracılık ettikten sonra Pazartesi günü teşekkür dolu bir İsrail Parlamentosu’na hitap ederken beklenmedik bir öneride bulundu:
Yolsuzluk davası devam eden Başbakan Binyamin Netanyahu affedilmeliydi.
“Bir fikrim var,” diyen Trump, İsrail’in büyük ölçüde sembolik konumdaki Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a dönerek. 'Sayın Cumhurbaşkanı, neden onu affetmiyorsunuz' diye ekledi.
Netanyahu hakkındaki suçlamalar
Netanyahu, 2020’den bu yana birbirine bağlantılı üç ayrı yolsuzluk davasında yargılanıyor. Başbakana; puro, şampanya, bilezik, çanta ve lüks kıyafet gibi hediyeler almak, soruşturma ve yargı süreçlerini engellemek, iki büyük İsrail medya kuruluşundan lehine yayın yapılmasını istemek gibi suçlamalar yöneltiliyor. Netanyahu, tüm iddiaları reddediyor.
Af yetkisi tartışması
İsrailli hukuk uzmanları, yargı süreci bu aşamadayken Netanyahu’nun gerçekten affedilip affedilemeyeceğini tartışıyor.
İsrail Cumhurbaşkanı’nın mahkum edilmiş kişileri affetme yetkisi açıkça bulunuyor, ancak ülke tarihinde yalnızca bir kez “önleyici af” örneği görülmüş durumda. 1986 yılına ait bu örneğin bağlayıcılığı ise belirsiz.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İsrail Demokrasi Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Anayasa Hukuku Uzmanı Suzie Navot “Bu çok istisnai bir vakaydı,” diyor.
1986 Barzilai Davası ve tartışmalı af
Barzilai – İsrail Hükümeti davası, 1984 yılında yaşanan bir otobüs kaçırma olayına karışan iki Filistinlinin Shin Bet ajanlarınca infaz edilmesinin ardından patlak veren örtbas skandalından doğdu.
İlk başta güvenlik güçleri dört militanın da operasyon sırasında öldüğünü açıklamış, ancak daha sonra ikisinin sağ yakalandığı ve dövülerek öldürüldüğü ortaya çıkmıştı.
Bu gelişme İsrail’de büyük yankı uyandırdı ve yoğun kamuoyu tepkisine neden oldu. O dönem Cumhurbaşkanı olan Chaim Herzog şimdiki Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un babası Shin Bet başkanı ve birkaç yardımcısına, rollerinin ortaya çıkmasının ardından “iddianame öncesi af” vermişti. Herzog, gerekçe olarak ulusal güvenlik kaygılarını göstermişti.
Yüksek Mahkeme: Af yetkisi geniş ama sınırlı
İsrail'de, Af kararı yargıya taşındı ve İsrail Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın henüz suçlanmamış ya da mahkum edilmemiş kişilere af yetkisinin olup olmadığını tartıştı.
Mahkeme çoğunluğu, olayın özellikleri nedeniyle geniş bir af yetkisinin uygun olduğuna hükmetti ancak kararın genelleştirilemeyeceği açıkça belirtildi.
Navot'a göre bu 'Uygulanması zor bir emsal' niteliğinde. Ayrıca Netanyahu hakkındaki suçlamalar ulusal güvenlikle değil, kişisel davranışlarıyla ilgili olduğu için, bu tür bir affın “kanun önünde eşitlik” ilkesine zarar vereceğini söyledi.
İsrail'de eşitlik ilkesi nasıl işliyor?
İsrail’de geçmişte baş hahamlar, eski cumhurbaşkanları ve eski başbakanlar defalarca mahkum edildi.
2010’da eski Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, kariyerinin önceki dönemine ait tecavüz suçlamalarından, ayrıca cumhurbaşkanlığı döneminde işlediği daha hafif suçlardan mahkûm olmuştu.
Katsav’ın ardından göreve gelen Cumhurbaşkanı Şimon Peres, “İsrail’de tek bir tür vatandaş vardır ve herkes kanun önünde eşittir,” demişti.
Trump: Bibi'yi bırakın büyük bir görevi var
Trump daha önce de Netanyahu’nun yargılandığı davayı eleştirmişti. Haziran ayında sosyal medyada yaptığı paylaşımda, davanın Hamas’la yapılan ateşkes görüşmelerine engel olacağını savunarak, Netanyahu’nun takma adını kullanarak şunları yazmıştı:
“BİBİ’Yİ BIRAKIN, YAPMASI GEREKEN BÜYÜK BİR İŞ VAR!”
Trump, Netanyahu’ya yöneltilen suçlamaları kendisine yöneltilen davalarla kıyaslayarak, her ikisini de “siyasi cadı avı” olarak nitelendirdi.
Özellikle Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasıyla sonuçlanan ateşkes anlaşmasına aracılık ettikten sonra Trump’ın İsrail üzerindeki etkisi daha da arttı.
Olası bir af ne anlama gelir?
Cumhurbaşkanı Herzog, Netanyahu mahkum edilirse onu affetmeyi seçebilir. Yargı süreci devam ederken verilecek herhangi bir af, hukuk devletine yönelik bir saldırı olarak yorumlanabilir ve İsrail’deki herhangi bir vatandaş bu karara karşı yasal itirazda bulunabilir.
Devam eden dava ve Netanyahu'nun savunması
Bir yıldan uzun sürmesi beklenen dava, COVID-19 kısıtlamaları dahil çeşitli nedenlerle birçok kez ertelendi. Netanyahu, ancak Aralık 2024’te tanık sandalyesine çıktı. O gün Netanyahu “Olabildiğince saçma bir durumla karşı karşıyayım,” sözlerini kullanmıştı.
'Ben başbakanım, bir ülkeyi yönetiyorum, bir savaşı yönetiyorum. Kendi geleceğimle değil, İsrail Devleti’nin geleceğiyle ilgileniyorum.' demişti.
Netanyahu, o tarihten bu yana yoğun takvimi ve diplomatik gelişmeleri gerekçe göstererek yeni erteleme taleplerinde bulunmayı sürdürdü.
© 2025 The New York Times Company
Kaynak: Gazete Oksijen