Mara Hvistendahl / New York Times
Çin uzun süredir uluslararası kuruluşlarda daha fazla nüfuz peşindeydi. Şimdi, Beyaz Saray Birleşmiş Milletler ve diğer küresel organizasyonların finansmanını keserken, nihayet fırsat ayağına geldi. Ve görünüşe göre Pekin ucuz yoldan etki gücü kazanabiliyor.
Trump yönetimi, Birleşmiş Milletler, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve diğer uluslararası yardım kuruluşları için milyarlarca dolarlık finansmanı iptal etti. Bu geri çekilme, halihazırda var olan BM bütçe krizini daha da ağırlaştırdı.
Çinli yetkililer, uzun süredir emek hakları, azınlık hakları ve diğer alanlardaki çok taraflı girişimleri ülkelerin iç işlerine müdahale bahanesi olarak kınamaktaydı. Şimdi bu fırsatı, bu çalışmaları azaltmak için kullanıyorlar. New York Times’ın araştırmasına göre Cenevre’de, BM insan hakları çalışmalarının merkezinde Çin; Küba, İran, Rusya ve Venezuela ile birlikte insan hakları soruşturmalarını azaltarak tasarruf yapılmasını önerdi.
Çinli yetkililer, Washington geri çekilirken Pekin’in küresel değerleri ayakta tuttuğunu savunuyor. 12 Eylül’de Çinli eski bir BM yetkilisi, devlet gazetesi China Daily’de, “BM’nin karşılaştığı şüpheler ve zorluklar karşısında, Çin’in BM’nin küresel yönetişim çabalarının sadık bir destekçisi olarak kalması ve küresel sorunlara çözüm üretmede sağlam durması dikkat çekici” diye yazdı.
Ucuza nüfuz
Aslında Çin, aidatlarını yıl içinde o kadar geç ödüyor ki, bu paralar kullanılamıyor ve böylece BM bütçe krizini büyütüyor. Ancak ABD’nin geri çekilişi bu gerçeğin önüne geçiyor.
Şu anda bir BM araştırma kuruluşunda görev yapan Eugene Chen “Son günlerde Çin’in kendisini çok taraflılığın savunucusu ve sorumlu bir üye devlet olarak konumlandırmaya çalıştığını gördük” dedi.
Çin’in Washington Büyükelçiliği ise bir açıklamasında, “Uluslararası kurumlar işbirliği platformlarıdır, jeopolitik rekabet arenaları değil. Çin asla ABD’ye meydan okumak veya onu ikame etmek niyetinde olmamıştır” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Hindistan, Rusya ve birçok Orta Asya ülkesinden liderlerin Çin’in Tianjin kentinde bir araya geldiği toplantıda, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, “Küresel Yönetişim İnisiyatifi” adını verdiği kapsamlı ama belirsiz bir vizyon sundu. Teklif, gelişmekte olan ülkelere daha fazla söz hakkı verilmesini öngörüyordu; bu da Pekin’in küresel kuruluşlarda Batı hâkimiyetini sınırlama hedefiyle uyumluydu.
BM Genel Sekreteri António Guterres de toplantıya katıldı ve Xi’nin önerisini memnuniyetle karşıladı, “Çok kutuplu bir dünyaya doğru ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.
BM dışında da Pekin, daha kısıtlı bir bütçeyle Washington’un bıraktığı boşluğu dolduruyor. Mart ayında Myanmar’ı yıkan depremde, Çin hızla arama kurtarma ekiplerini gönderdi. ABD ise USAID’deki karışıklık nedeniyle yardımı her zamankinden geç ulaştırdı.
Ve Başkan Donald Trump bu yıl Dünya Sağlık Örgütü’nden çekildikten sonra, Çin beş yıl boyunca 500 milyon dolarlık fon sözü verdi. Bu, ABD’nin muhtemelen ödeyeceğinden çok daha az, ama manşetler atmaya ve sempati kazanmaya yetecek kadar.
Trump’ın BM büyükelçisi adayı Michael Waltz, Temmuz ayındaki onay oturumunda, ABD’nin BM’de Çin’e karşı koymasının “kesinlikle kritik” olduğunu söyledi. Ancak Beyaz Saray, küresel kuruluşun ABD çıkarlarına hizmet etmediğini ve Çin’in zaten operasyonları üzerinde fazla etkisi olduğunu açıkladı.
ABD artık daha seçici olacak
Trump yönetimi, geçen ay tamamlanması beklenen ABD’nin uluslararası kuruluşlardaki rolüne dair kapsamlı incelemenin sonuçlarını henüz açıklamadı. Bu incelemenin, ABD’nin daha fazla BM ajansından çekilmesine yol açması bekleniyor. Trump bu yıl zaten birkaç ajanstan çekilmişti.
ABD’li diplomatlar, Cenevre’deki Avrupalı muhataplarına, bundan sonra Beyaz Saray’ın BM’ye seçici yaklaşacağını söyledi. Bu büyük olasılıkla, kritik teknolojilere dair politika belirleyen teknik ajanslarda kalmak, ancak insan hakları ve kalkınma gibi daha geniş konularda çalışmalardan çekilmek anlamına geliyor.
Ama teknik ajanslarda bile Washington’un zemin kaybettiğine dair işaretler var. Haziran ayında Çin, uydu iletişimi ve internet kabloları için politika belirleyen bir BM ajansı olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin 2027’deki kritik konferansına ev sahipliği yapma yarışında.
Cenevre’deki Avrupalı diplomatlar, ABD’nin BM’de büyük ölçüde yokluğunda, bazı ajansların Çin’in etkili olduğu ve büyük ölçüde demokratik olmayan ülkelerin gevşek ittifakına bırakılmasından endişe ediyor.
Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden uzman ve eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Allison Lombardo “ABD çekildikçe ve Pekin yönetimi boşluğu doldurdukça Çin, artık dünyanın her yerinde ABD’nin nerede yok olduğunu gösterebiliyor” ifadelerini kullandı.
© 2025 The New York Times Company