Patricia Cohen / New York Times
IMF raporu hazırlanırken bile pek çok gelişme fotoğrafı şimdiden değiştiriyor. ABD’nin ithal edilen ahşap, mobilya ve mutfak dolaplarına getirdiği yeni tarife uygulamaları Salı günü yürürlüğe girdi. Bu, konut inşaatının maliyetini artırması beklenen bir hamle. Aynı gün, Çin ve ABD birbirlerinin gemilerine uygulayacakları liman giriş ücretlerinde ilk evreye geçtiler.
Salı günkü bu gelişme, Başkan Donald Trump’ın küresel ekonomik düzeni yeniden şekillendirme tehdidinden doğan pek çok zincirleme tepkinin yalnızca küçük bir dişlisi oldu. Daha fazlası da gelecek gibi görünüyor.
Geçen hafta Pekin, nadir toprak metallerinin ihracatını keskin bir biçimde kısıtlama kararı aldı — bunlar yarı iletken, cep telefonu, rüzgâr türbini ve daha pek çok modern cihaz üretiminde kritik rol oynuyor. Ayrıca elektrikli araç bataryası üretiminde kullanılacak ekipmanlara ilişkin kısıtlamalar da gelecek ay yürürlüğe girecek.
Trump’ın Çin'e yönelik anlık siniri hafta sonu yatıştı; zira verdiği tepki hisse senetlerinde Nisan’dan bu yana en sert düşüşü tetiklemişti. Ancak Çin mallarına ek yüzde 100 tarife koyma tehdidi hâlâ masada duruyor.
“ABD-Çin ilişkisi son derece oynak” diyen London Business School’dan profesör Richard Portes. “İnsan bir günden öbürüne ne bekleyeceğini bilemiyor; bu da mevcut yönetimin ayırt edici özelliği” şeklinde konuştu.
İki süper güç arasındaki gerginlik, neredeyse her ülkeyi çatışmanın içine çekiyor. Çin’in manyetik malzemelere getirdiği sınırlamalar, bu malzemeleri kullanan Avrupa otomotiv üreticilerini etkilerken; Çin yapımı gemilere getirilen vergiler, Çinli olmayan taşımacılık şirketlerini dahi kapsıyor.
Salı günü Çin hükümeti, gemi inşa sanayisinde ABD’ye destek sağlamakla suçladığı Güney Koreli Hanwha firmasının beş Amerikan yan kuruluşunu yaptırım listesine ekledi.
Pekin ve Washington aynı zamanda dünyadaki ülkeleri taraf seçmeye zorluyor. Çin otomobillerini çokça satın alan Meksika, geçen ay yüzde 50’lik bir vergi önerisi getirdi. Bu baskıyı Trump yönetimi yapmıştı.
Hindistan ise, New Delhi’nin Rusya’dan petrol alımını sürdürmesi nedeniyle Trump yönetiminin Hint ürünlerine yüzde 50’ye varan tarifeler koyma hamlesine karşılık Çin’e yaklaşmış durumda. Ağustos’ta Başbakan Narendra Modi, yedi yıl aradan sonra Çin’i ziyaret ederek bir güvenlik ve ekonomi konferansına katıldı — bu ziyaret, Trump yönetiminin Hindistan’ı cezalandırma yolundaki tehditleri karşısında “bizim de müttefiklerimiz var” mesajıydı.
Trump iktidara gelir gelmez, küresel ticaret siyaseti hem büyük hızla hem de yavaş adımlarla değişim yaşıyor; etkileri geniş, öngörülemez biçimde dalga halinde yayılıyor.
Trump yaz aylarında ABD’ye giren çelik ve alüminyumun çoğuna yüzde 50 tarife koyacağını açıkladığında, Britanyalı çelik üreticileri nispeten şanslı hissetti. Ama geçen hafta Avrupa Birliği, 27 ülke bloğu olarak çelik ithalatına getirdiği sert vergilerle Britanya’yı da sarsmış oldu. Zira Britanya, üretiminin neredeyse %80’ini AB’ye ihraç ediyor.
Britanya doğrudan hedef olmasa da, bu önlemler hem Pekin’e hem Washington’a yönelik hamlelerin bir parçasıydı.
AB’nin uyguladığı yüzde 50’lik tarife, Çin’e yönelik. Pekin yönetimi, dünya piyasalarına ucuz fiyatla çelik satmakla suçlanıyor. Bu vergi aynı zamanda AB’yi ABD’ye karşı müzakere masasına daha güçlü oturtmayı amaçlıyor.
“Birlik, ekonomilerini küresel kapasite fazlasından korumak amacıyla benzer görüşteki ülkelerle işbirliğine hazır” diyen AB yürütme organı, “ABD ile birlikte çalışmanın yollarını aramaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Koruyucu ekonomi düşüncesi salgın gibi yayılıyor: Kanada, Brezilya ve Meksika da kendi çelik üreticilerini korumak adına adımlar atıyor.
Batı yerine Asya’nın ağırlık merkezi hâline gelmesine rağmen, London Business School’dan Lucrezia Reichlin, "Ticaret siyaseti sıkça yön değiştirirken de, küresel ekonomi yüksek oranda entegrasyonunu koruyacak" ifadelerini kullandı.
Şimdilik hem ABD’de hem Çin’de büyüme yavaşlıyor; kısa ve uzun vadeli görünümse oldukça belirsiz ve öngörülemez durumda.
Portes, iki büyük ekonomi arasındaki dinamiği şöyle özetliyor:
“Çin’in hedefleri istikrarlı, net ve kararlı. Trump yönetimi günbegün değişiyor; görüş ve politikalar farklılaşıyor. Belirsizlik düzeyi muazzam ve bunun küresel ekonomi üzerinde sonuçları var”
© 2025 The New York Times Company