Steven Erlanger / New York Times
Avrupalı müttefikler, Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için ortak hareketin faydalarına ABD Başkanı Donald Trump’ı ikna etmeye çalışıyor. Amaç hem Rusya hem de Ukrayna üzerinde daha fazla baskı kurmak hem de Avrupa güvenliğini korumak.
Ancak Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance, geçen hafta Avrupalılara ve Ukrayna’ya sunulan öneri paketinin artık bir tür ültimatom olduğunu ve ABD’nin geri çekilmeye giderek daha istekli olduğunu Çarşamba günü açıkça ifade etti. Rusya ve Devlet Başkanı Vladimir Putin lehine fazla taviz verdiği düşünülen bu öneriler, Avrupalı yetkilileri ikilemde bırakıyor.
Trump, Ukrayna’yı sadece çözülmesi gereken bir kriz veya Putin ile normal diplomatik ve ticari ilişkilerin önündeki bir engel olarak görse de, Avrupalılar Ukrayna’nın geleceğini çok daha temel bir mesele olarak değerlendiriyor. Avrupa yetkilileri ve analistleri, burada söz konusu olanın, son 50 yıldır Avrupa güvenliğinin temel ilkesi olan “uluslararası sınırların savaş yoluyla değiştirilemeyeceği” kuralı olduğunu vurguluyor.
Avrupa ABD çekilse bile Ukrayna'yı destekleyecek
Avrupa ülkeleri, ABD geri çekilse bile Ukrayna’ya desteğe devam etmeye hazır olduklarını belirtiyor.
Trump’ın hayal kırıklığı, Perşembe günü Ukrayna'nın başkenti Kiev’e yönelik yaz aylarından bu yana en ölümcül Rus saldırısının ardından sosyal medyada yaptığı paylaşımda açıkça görüldü: “Vladimir, DUR!” Ancak Avrupa’da ve Ukrayna’da çok az kişi Putin’in gerçekten durmasını bekliyor.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, “Avrupa, durumun ciddiyetinin farkında ve Ukrayna hükümetine desteğini sürdürecek. Polonya kesinlikle bunu yapacak ve bu konuda yalnız değiliz” dedi.
Polonya, Almanya, Fransa, Britanya, İskandinav ve Baltık ülkeleri gibi büyük Avrupa ülkeleri, Ukrayna’nın güvenliğini kendi güvenliklerinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Her ne kadar Ukrayna'nın Rusları tamamen geri püskürtmesine fiilen olanak tanıyamayacak olsalar da, bu ülkeler Ukrayna’nın elindekini korumasını ve Rusya’ya zarar vermeye devam etmesini istiyor. Zira Rusya son altı ayda birkaç köyü ele geçirmek için on binlerce asker kaybetti.
Ukrayna savaşı Rusya'ya 200 milyar dolara mal oldu
Sikorski, savaşın Rusya’ya en az 200 milyar dolara mal olduğunu ve yaklaşık 1 milyon Rus askerinin öldüğü ya da yaralandığını belirtti ve “Bu benim zafer tanımıma uymuyor” dedi.
ABD, Ukrayna’ya istihbarat, hava savunması ve uydu desteği gibi bazı temel unsurlar sağlıyor. Avrupa, ABD'nin finansal desteği sona erse bile bu yardımların devam etmesini umuyor. Ancak Sikorski’ye göre “istihbarat paylaşımı önemli” olsa da, bu Ukrayna’ya teslimiyeti dayatmak için yeterli bir koz değil.
"Ukrayna toprak tavizi vermeli, ama dayatma olmamalı"
Trump, gerçekçiliğin Ukrayna’nın toprak vermesini gerektirdiğini savunuyor.
Üst düzey NATO eski yetkilisi Camille Grand, "Avrupalı çoğu lider, bir tür toprak tavizi gerektiğini kabul ediyor ancak bunun Avrupalılara ve Ukraynalılara dayatılmasını reddediyor" şeklinde konuştu.
Amaç, yeterli güvenlik yardımı ve teminatlarla birlikte Ukrayna'nın savaşı kendi adına kabul edilebilir şekilde bitirmesini sağlamak.
Kırım meselesi
ABD’nin sunduğu mevcut anlaşma çerçevesinde, Avrupa ve Ukrayna’nın en çok itiraz ettiği konu, Rusya’nın Kırım’ı zorla ilhakının tanınması önerisi. Bu fikir, Rusya’nın müttefiki olan Çin tarafından bile kabul görmedi; Çin, Rusya’nın ilhakını tanımıyor.
Grand, “Avrupalılar için ABD’nin geri adım atması şok edici, çünkü son 50 yıldır Avrupa sınırlarını ve güvenliğini garanti altına alan güç ABD’ydi” dedi.
Avrupa Politika Merkezi CEO’su Fabian Zuleeg ise, sunulan ABD çerçevesini “Rusya’nın savaş alanında başaramadığı bir zaferi hediye etmek” olarak tanımlıyor. Zuleeg “Bu Rusya ile aynı safta durma, Ukrayna’ya ve bizim güvenliğimize ihanettir” dedi.
Kırım’ın zorla ilhakını tanımak, Zuleeg’e göre, “Avrupa barışının temel ilkelerini reddetmek” anlamına geliyor ve II. Dünya Savaşı’ndan bu yana kurulan Avrupa güvenlik mimarisini sorgulatıyor.
Analistlere göre Avrupa'nın, Trump'ı anlaşmanın önünde duranın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski değil Putin olduğuna ikna etme çabası başarısız olmuş görünüyor. Trump, ilk döneminde Kuzey Kore konusunda yaptığı gibi, öngördüğü anlaşmanın imkansız olduğu ortaya çıkınca tüm sorundan vazgeçmeye karar verebilir.
Sikorski, “Trump haklı, Ukrayna Avrupa için ABD’den daha önemli” dedi ve ekledi: “Ama komşularımızdan biri diğerine saldırdı. Bu nedenle daha fazla kaynak ayırmaya hazırız ve zaten bunu yapıyoruz”
Ukrayna yıllık 50 milyar euro'ya ihtiyaç duyuyor
Ukrayna’nın ihtiyacı olan yıllık para miktarı Avrupa’nın toplam varlığına kıyasla büyük değil: Yıllık 50 ila 60 milyar euro (57 ila 68 milyar dolar) arasında askeri ve mali yardım yeterli olabilir. Avrupa zaten bu yıl için 40 milyar euroluk yardım planlıyor.
Yine de, Almanya’nın yeni muhafazakâr şansölyesi dahil birçok büyük ülkenin desteğine rağmen, Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya pratik yardım konusunda bölünmüş durumda. Örneğin İtalya Ukrayna ile dayanışmasını ifade etse de çok az mali destek sağlıyor. Fransa ve İngiltere gibi ülkeler ise Ukrayna’ya Avrupalı birlikleri gönderme teklifinde bulunarak daha fazla risk almaya hazır ancak Polonya ya da Almanya kadar maddi kaynakları olmayabilir.
Öte yandan Macaristan ve Slovakya, Ukrayna’ya sempati duymuyor ve Moskova ile aynı çizgide hareket ediyor.
Avrupa Türkiye'ye yöneldi
Zuleeg ise göreceli olarak iyimser ve “Avrupa’daki büyük güçler güvenlik açısından neyin tehlikede olduğunu kavramış durumda” şeklinde konuştu. Trump’ın tutumu, Avrupa’nın Brexit sonrası Britanya, Norveç ve Türkiye ile yeni açılımlar yapmasına da neden oldu.
“Ne yazık ki, Trump’ın tutumunun yalnızca liberal demokrasinin ve Avrupa güvenliğinin karşıtlarına yaradığı artık biliniyor” diyen Zuleeg “Ülkeler, ne gerekiyorsa yapmaları gerektiğini fark etti” dedi.
© 2025 The New York Times Company