09 Ekim 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 02.06.2022 18:28 | Son Güncelleme: 02.06.2022 18:43

AB’nin Ukrayna’ya üyelik borcu var mı?

Ukrayna Rus işgaline karşı direnirken AB’nin sorumlulukları nelerdir? NYT’nin Avrupa büro şefi Steven Erlanger kıtanın yüzleştiği sorunları, bloğun başvuru sürecinin önemini yazdı
AB’nin Ukrayna’ya üyelik borcu var mı?

Steven Erlanger / The New York Times

Ukrayna, Rus işgaline karşı Avrupa değerleri ve güvenliğini savunuyor. Peki Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun Ukrayna’ya karşı ne gibi bir sorumluluk taşıyor? Avrupa ve ABD hükümetleri Kiev’e destek sözü verdikten sonra Ukrayna’ya ciddi miktarda para ve mühimmat yardımı yapmışken ahlaki cevap bariz olabilir. Ancak pratik cevap hiç olmadığı kadar karmaşık ve Avrupa’yı bölüyor.

AB beklentilerin aksine Ukrayna’ya önemli askeri yardım göndermek ve Rusya’ya ciddi yaptırımlar uygulamakta oldukça hızlı davrandı. Ancak şimdi daha zor bir problemle karşı karşıyalar: Uzun vadede daha fazla güvenlik sorunu yaratmadan Ukrayna, Moldova ve Gürcistan gibi savunmasız ülkeler Avrupa’ya nasıl bağlanabilir?

Ukrayna’nın hızlı üyelik talebi

AB liderlerinin pazartesi günü başlayan zirve toplantısında yüzleştiği bu soru, Ukrayna’nın bloğa hızlı katılım talebiyle aciliyet kazandı. Ancak karar haziran sonundaki bir diğer toplantıya kadar verilemeyebilir. Ukrayna’nın hızlı katılım baskısına rağmen Avrupa’nın çevresindeki herhangi bir ülkenin NATO’ya veya AB’ye tam üye olması uzun yıllar boyunca pek olası değil. Ancak Avrupa liderleri şimdiden onları korumanın ve yavaşça entegre etmenin yollarını aramaya başladı.

Geçtiğimiz haftalarda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi, çekirdek grubun diğerleri tarafından çevrelendiği eski sistemin veya yeni üyelerin ikinci sınıf statü yarattığı gerekçesiyle reddettiği Çok Vitesli Avrupa’nın aksine yeni bir AB konfederasyonu fikrini ortaya attı.

Macron’un yeni önerisi

Macron 9 Mayıs Avrupa Günü, Avrupa Parlamentosu’na seslendiği konuşmasında nispeten somutlaşmış yeni bir düzen önerdi. Fransız lider “Ukrayna’daki savaş ile halkının Moldova ile Gürcistan’daki gibi Avrupa Birliği’ne katılma arzusu, coğrafyamızı ve kıtamızın organizasyonunu yeniden gözden geçirmemiz için bizi cesaretlendiriyor” dedikten sonra Avrupa Siyasi Topluluğu ismini verdiği kapsamlı vizyonunu sundu. Önerisine göre Ukrayna, Gürcistan, Moldova ve Britanya da dahil olmak üzere Avrupa çevresindeki ülkeler AB’ye bağlı olacak ancak bir parçası haline gelmeyecek.

Genişleyen çevre sayesinde savunmasız Rus komşularının Avrupa’ya daha seri dahil edilebileceğini; aksi takdirde tam AB üyeliğinin yıllar, hatta on yıllar alabileceğini belirtti. Macron “Böyle bir siyasi topluluk temel değerlerimize inanan demokratik Avrupa ülkelerine güvenlik, enerji, ulaşım, altyapı yatırımı ve özellikle gençler için serbest hareket imkanı sağlayacak” dedi.

Çok Vitesli Avrupa modeli

Avrupa devletlerinin eş merkezli halkalar veya "katmanlar" oluşturması fikrine dayanan Çok Vitesli Avrupa politikası, 1989'da Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand da dahil olmak üzere birkaç kez önerildi. Ancak o zamanlar politika Rusya’yı kapsıyordu ve ilerleme kaydedilemedi. Macron da daha önce önermişti. Rusya saldırıya geçince de politikayı uygulamak için vaktin geldiğini söyledi.

Ukrayna’nın AB başvuru süreci

Ukrayna şubat ayında, Rus işgalinin başlamasından dört gün sonra AB’ye resmen başvurdu. AB liderleri martta “Ukrayna’nın Avrupa arzularını ve tercihini tanıdı”.

Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, 8 Nisan’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’de Başkan Volodimir Zelenskiy’e "Sevgili Volodymyr, bugünkü mesajım açık: Ukrayna Avrupa ailesine aittir. Avrupa Birliği'ne yolculuğunuz burada başlıyor” dedi. Ancak Avrupalı liderler Ukrayna ile müzakerelere başlamayı onayladığı takdirde süreç uzun sürecek.

22 Mayıs'ta Fransa'nın Avrupa bakanı Clément Beaune, Fransız radyosuna şunları söyledi: "Ukraynalılara herhangi bir yanılsama veya yalan sunmak istemiyorum. Dürüst olmak zorundayız. Ukrayna'nın altı ay veya bir-iki yıl içinde AB'ye gireceğini belirtiyorsanız yalan söylüyorsunuz. Muhtemelen 15 ya da 20 yıl sürecek. Sürecin tamamlanması uzun zaman alır.”

Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg zorlukların ışığında Ukrayna'ya Brüksel ile ilişkileri için “başka bir yol” önerilmesi gerektiğini söyledi. Zelenskiy, Ukrayna'nın AB'ye tam üyeliğini hızlandırmaktan başka önerileri şiddetle reddetti. Ancak talebinin karşılanması pek olası değil.

AB başvurularında tıkanan ülkeler

Moldova ile Gürcistan’ın da işgal sonrası başvurduğu ve diğer ülkelerin süreçte tıkalı kaldığı göz önünde bulundurulunca Ukrayna ile katılım konuşmalarına başlamak dahi tartışmalı. Türkiye 1987’de, Kuzey Makedonya 2004’te, Karadağ 2008’de, Arnavutluk ve Sırbistan 2009’da başvurmuştu. Hepsi katılım müzakerelerine başladı. Bosna Hersek bile başvurdu, Kosova da bu konuda istekli.

Ancak AB, kısmen Romanya ve Bulgaristan gibi yoksul üyelerin entegrasyon sorunları, kısmen de ağır katılım şartları nedeniyle 2013’ten beri genişlemedi.

Mevcut 27 üye, Macaristan ve Polonya’yı Avrupa değerleri ve hukukun egemenliği konularında hizada tutma çabalarının yanı sıra kendi ekonomik sorunlarıyla de boğuşuyor.

“Kırılgan ülkeler için güvenlik garantisi yok”

Uluslararası Alman Güvenlik Enstitüsü'ndeki savunma analisti Claudia Major, "Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gibi ülkeler kırılgan. AB veya NATO üyeliğini yakında alamayacaklar. Dürüst olursak, onlar için hiçbir güvenlik garantimiz yok" dedi. Bu ülkelerin Brüksel ile eğitim, enerji nakil şebekeleri, ticaret ve iktisat gibi sektörlerde üyeliği kapsamayan ortaklıklar yapabileceğini de sözlerine ekledi. Ancak analist bunun Rusya’yı caydıracağından emin değil: Sonuçta Finlandiya ve İsveç neden NATO’ya girmek istiyor ki? Çünkü orada ABD var. Avrupa’yı güvende tutan şeyin nükleer caydırıcalar ve ABD’nin yetenekleri olduğunu vurguladı. Major “Bu ülkelere her türlü yardımda bulunabiliriz ama kurtulmalarına yeterli olmayacak. Talep ettikleri yaşam sigortasını sağlayamayız” diye konuştu.

Macron’un önerisi yanlış yorumlanmamalı

Brüksel’deki Alman Marshall Fonu’ndan Julia De Clerck, Ukrayna’nın başvurusunu hızlandırmanın Batı Balkan ülkelerini muhtemelen daha da yabancılaştıracağını söyledi. Geçmişteki yavaş sürecin birçok ülkeyi yıldırdığını, sonuç olarak da Rusya ve Çin’in bölgedeki etkisini artırdığını hatırlattı.

Avrupa liderlerinin Macron’un önerisinden sonra, üye olmayan ülkeleri nasıl daha iyi koruyacaklarını tasarlamaya başlayabileceklerini belirtti.

De Clerck “Bu tür fikirlerin tam üyelik özlemlerini baltalayacak ve halihazırda hayal kırıklığına uğramış ülkeleri daha da yabancılaştıracak bir şekilde yorumlanmamasına dikkat etmeleri gerekiyor” dedi.

Macron kendi eline mi oynuyor

Bazıları da Macron’un Brüksel’deki Fransız gücünü elde tutmaya çabaladığını düşünüyor. Neue Zürcher Zeitung’un editörü Eric Gujer "Bu amaçla, aday ülkelerin Kıyamet Günü'ne kadar içinde kalabileceği bir Brüksel Araf’ı yaratma fikrini ortaya attı. AB’yi övmek için fikrini ‘Avrupa Siyasi Topluluğu’ ismiyle tanıttı. Bu sempatik ve yeterince belirsiz duyuluyor ancak asıl hedefi bariz” diye yazdı.

Carnegie Europe’un direktörü Rosa Balfour “Tartışmalar daha yeni başlıyor. Bir plan beklemeyin” dedi. Bu ülkeleri kademeli veya sektör bazında entegre etmeye dair konuşmaların yapıldığını, piyasaya erişimin de gündemde olduğunu söyledi.

AB yumuşak gücünü kaybedebilir

Ancak aday ülkelerdeki iç reformlara bağlılığının azalacağına ve AB’nin kriterlerinden aldığı yumuşak güce zarar vereceğine dair endişeler var. Fransa'nın eski Washington büyükelçisi ve Carnegie Europe üyesi Pierre Vimont, AB'yi basitçe tüm adaylara açmanın en iyi yol olduğunu düşünüyor. Ancak "35 üyeli bir AB'nin aynı şekilde devam edemeyeceğini", ciddi kurumsal reform ve anlaşma değişikliklerinin gerektiğini belirtti.

Vimont şimdilik kimsenin cevabı bilmediğini vurguladı ve bir de uyarıda bulundu: “Rusya'yı ihmal edemeyiz veya unutamayız. Yıllardır bunu yapıyorduk ve pek iyi sonuçlanmadı. Bu sorunla açıkça yüzleşmeli ve yeni fikirler bulmalıyız.”

© 2022 The New York Times Company