Aurelien Breeden, Josh Holder / New York Times
Temmuz ayında, Avrupa’nın büyük kısmı kavurucu sıcak hava dalgası altındayken, klimaya yönelik düşünceler aniden siyasi bir tartışmaya dönüştü.
Fransa'da aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen, partisinin iktidara gelmesi halinde ülke genelinde “büyük bir klima ekipman planı”nı hayata geçireceğini açıkladı. Fransa Yeşiller Partisi lideri Marine Tondelier ise Le Pen’in fikrine sıcak bakmayarak, şehirlerin yeşillendirilmesi ve binaların enerji verimliliğinin artırılması gibi çözümler önerdi.
Muhafazakâr Le Figaro gazetesinde yayımlanan bir yazı ise klimayı savundu ve “Vatandaşlarımızı terletmek öğrenmeyi sınırlar, çalışma saatlerini kısaltır ve hastaneleri tıkar” denildi. Sol görüşlü Libération gazetesi ise bu argümanlara karşı çıkarak, teknolojinin “sokaklara sıcak hava üfleyen ve değerli enerjiyi yutan, aşılması gereken çevresel bir saçmalık” olduğunu yazdı.
Bir tartışma programı şu soruyu sordu: “Klimanın aşırı sağla bir ilgisi mi var?”
Sıcaklıkların düşmesiyle birlikte Fransa’daki hararetli klima tartışması da yatıştı, ancak Avrupa’da giderek daha sıcak geçen yazlar bu meselenin ortadan kalkmayacağı anlamına geliyor.
On yıllar önce, Avrupa’da klimaya dair atışmalar garip karşılanabilirdi; zira kıta genelinde tarihi olarak buna çok az ihtiyaç duyuluyordu ve evleri sıcak tutmak hâlâ en büyük kaygıydı.
Ancak zaman hızla değişiyor.
Lüzumsuz görülen klima gereklilik halini aldı
Avrupa Birliği’nin uzay programının bir parçası olan Copernicus’tan alınan günlük sıcaklık verilerinin analizi, Avrupa’nın büyük kısmının 40 yıl öncesine kıyasla artık daha uzun süreli şiddetli sıcaklara maruz kaldığını gösteriyor. Yıllarca gereksiz bir lüks olarak görülen klima, artık kavurucu yazları rahat geçirebilmek için bir gereklilik olarak görülüyor.
Artan sıcaklıklara rağmen bugün İtalya’daki evlerin yalnızca yaklaşık yarısında klima bulunuyor. İtalya Ulusal İstatistik Enstitüsü verilerine göre bu oran İspanya’da yaklaşık yüzde 40. Ekolojik Dönüşüm Ajansı’na göre Fransa’da bu oran yüzde 20 ila 25 arasında. 2023’te Avrupa Birliği’ndeki hanelerin tükettiği enerjinin yüzde 62,5’i ısınma için, yüzde 1’inden azı ise soğutma için harcandı.
Enerji maliyetleri de genellikle ABD’ye kıyasla Avrupa’da daha yüksek. ABD’de evlerin neredeyse yüzde 90’ında bir tür klima bulunurken, Avrupa şehirlerinin yoğun ve tarihi mimarisi büyük klima ünitelerine uygun değil. Paris gibi yerlerde, eski ya da tarihi apartmanlarda gerekli izinleri almak da oldukça karmaşık.
Binalarda enerji verimliliği konusunda danışmanlık yapan Fransız firma Ithaque’un kurucu ortağı Baudouin de la Varende, "Klima hâlâ bazılarını korkutuyor" dedi, ancak kendisi de önümüzdeki on yıllarda sadece yalıtımın yeterli olmayacağını söyledi.
Tartışmanın bir kısmı siyasi gösterişten ibaret. Sosyal medyadaki atışmaların ötesine bakıldığında, Fransa’da huzurevleri, hastaneler ve okullar gibi alanlarda klimaya ihtiyaç olduğu konusunda geniş bir mutabakat var. Geçen ayki sıcak hava dalgasının en kötü döneminde 1800’den fazla okul kapatıldı. Öte yandan çok daha az sayıda kişi her eve klima takılmasını talep ediyor.
Fransa Çevre Bakanı Agnès Pannier-Runacher geçtiğimiz günlerde gazetecilere, “Klima siyah ya da beyaz değildir. Savunmasız insanlara nefes aldırmak için klimaya ihtiyacımız var. Ama bunu her yerde yapmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Aşırı sıcakların yaşandığı gün sayısı arttı
Güney Avrupa’nın büyük kısmı artık yılda iki aydan fazla süreyle günlük en yüksek sıcaklığın 29,5 santigrat derecenin üzerinde olduğu dönemler yaşıyor. İspanya’nın başkenti Madrid’de, son yıllarda ortalama 63 gün bu seviyenin üzerinde geçiyor; bu sayı 1980’lerin başında yılda ortalama 29 gündü.
Pek çok yerde sıcaklar sadece daha uzun sürmekle kalmıyor, daha da şiddetli hale geliyor. 40 yıl önce Madrid’de sıcaklık nadiren 32 dereceyi aşıyordu; ancak son beş yılda tipik bir yaz mevsiminde 32 derecenin üzerinde 40 gün geçiyor.
Fransa’daki klimaya yönelik kültürel direncin bu koşullar altında sürüp sürmeyeceği belirsiz.
Belki de bu ikircikli tavrı en iyi gösteren kişi, Strasbourg yakınlarında klima montajı yapan bir şirketin başındaki Christian Meyer. Klimayı teşvik etme çıkarı olmasına rağmen, yakın zamanda yerel bir gazeteye klima taraftarı olmadığını ve kendisinin kullanmadığını söyledi.
Şimdilik, tartışmalar devam ederken hükümetin resmi sıcak hava tavsiyeleri bir tür orta yol izliyor. Klima, evi serin tutmak için önerilen seçenekler listesinde yer alıyor. Ancak yönergeler, “tüm diğer seçenekler tükendikten sonra değerlendirilebilecek bir çözüm” olduğu konusunda uyarıyor.
© 2025 The New York Times Company