David Yaffe-Bellany, Maurizio Fiorino / New York Times
Britanya Kraliyet Deniz Piyadeleri’nin kaslı bir gazisi olan Pete Kayll, Ekim ayı sonunda İsviçre’de toplanan bitcoin yatırımcılarına alışılmadık bir talimat verdi.
Onlara “Isırarak çıkın” dedi.
Bu, İtalya sınırına yakın, Lugano Gölü kıyısındaki hafta sonu süren kripto para konferansının son günüydü. Küçük bir grup yatırımcı, ellerinin plastik kelepçelerle bağlanması için bir konferans salonunda sıraya girmişti. Şimdi bunlardan nasıl kurtulacaklarını öğreniyorlardı.
Kayll, “Dişleriniz her şeyi keser, ama çok acıtacak” diye uyardı.
Çoğu insan uluslararası bir kripto konferansına plastik kemirmeyi öğreneceğini düşünerek gitmez. Fakat bitcoin teminatlı krediler gibi konulara ayrılmış saatler süren panellerden sonra bu yatırımcılar daha pratik bir şey istiyordu. Sokakta yakalanıp bir minibüsün arkasına atılırlarsa ne yapmaları gerektiğini öğrenmek istiyorlardı.
Bitcoin zenginleri kaçırılmaktan ve işkence görmekten korkuyor
Zaten dolandırıcılıklar, hack saldırıları ve piyasa çalkantıları konusunda paranoyak olan zengin kripto yatırımcıları, son dönemde çok daha ciddi bir tehdide karşı korkuya kapıldı: İşkence ve kaçırılma.
Bu yıl, ortaya çıkan kamuya açık raporlara göre kripto yatırımcıları veya aileleri 60’tan fazla saldırının hedefi oldu. Bu ürkütücü saldırı zinciri sektörü şoke etti ve dünya çapında manşetlere taşındı. Fransa’da bir kripto fenomeninin babası, saldırganın arabasının bagajında bağlı, dövülmüş ve üzerine benzine dökülmüş halde bulundu. Minnesota’da hırsızlar bir aileyi 9 saat boyunca silah zoruyla rehin tuttu, 8 milyon dolar değerinde kriptoya erişim talep etti. Manhattan’da ise savcılar, iki adamı bir kripto yatırımcısını 17 odalı lüks bir malikanede kaçırıp işkence etmekle suçladı.
Kripto çevrelerinde bu olaylar “anahtar vurma saldırısı” olarak biliniyor. Yüksek teknolojili güvenlik sistemlerinin, birisinin eline bir anahtarla bilgisayar uzmanını şifresini verene kadar dövmekle tehdit etmesine yenildiği bir çizgi film esprisinden geliyor.
Bitcoin yükseldikçe saldırılar arttı
Son dönemdeki anahtar vurma saldırılarındaki artış, kısmen geçen ay 126 bin dolarla rekor kıran bitcoin fiyatının yükselmesiyle tetiklendi. Bu yükseliş, çoğu kişisel güvenlik önlemleri zayıf olan yeni bir milyoner ve hatta milyarder kuşağı yarattı.
Kriptonun temel işleyişi de onu cazip bir hedef yapıyor. Banka transferlerinin aksine, kripto işlemleri bir finans kurumunun onayını gerektirmez. Anlıktır ve geri döndürülemez. Fidye talep eden bir kaçırıcı, paranın hareketini kriptonun açık defterinden görebilir ve kurbanın varlıklarını hızla başka bir hesaba aktarabilir.
Lugano’daki yatırımcıların kesinlikle kaçınmak istedikleri durum tam olarak buydu. Tether tarafından düzenlenen Plan B konferansının sonunda planlanan tam günlük bir “karşı-kaçırma” atölyesi için bir araya gelmişlerdi. Tether dünyanın en büyük kripto firmalarından biri.
Atölyenin organizatörü, Prag merkezli girişimci Alena Vranova, kaçırılma saldırıları üzerine kapsamlı araştırmalar yaparak bu rahatsız edici adam kaçırma olaylarına ilişkin veriler topladı.
Vranova, “Kripto insanlarına yönelik fiziksel şiddette artan bir salgın var. Haftada bir kaçırma ve şantaj vakası yaşıyoruz. Bu oldukça acımasız” ifadelerini kullandı.
Muhtemelen en korkunç saldırı, kripto donanım şirketi Ledger'ın kurucularından David Balland’ın Ocak ayında eşiyle birlikte Fransa’daki evinden kaçırılmasıydı. Saldırganlar Balland’ın bir parmağını kesti ve kesilmiş parmağın fotoğrafını dolaşıma sokup fidyeyi kripto olarak talep etti. Fidyeyi kısmen aldılar ve yerel polis 48 saatlik bir aramanın ardından Balland ve eşini buldu.
Bu davanın Vranova için rahatsız edici bir tarafı vardı; çünkü kendisi, kriptoların güvenli şekilde saklanması için donanım cihazları geliştiren Ledger’ın rakibi Trezor’un kurucuları arasındaydı.
Vranova şöyle devam etti: “Eğer donanım cüzdanı kurucusunu alabiliyorlarsa, herkesi alabilirler”
Şubat ayında Vranova, Glok adlı bir şirket kurdu. Bu şirket kripto yatırımcılarının bir tür panik butonu olarak kullanabileceği bir uygulama geliştiriyor. Kripto dünyasında panikle kazanç sağlamaya çalışan güvenlik firmalarının, korumalar ve diğer “beyaz eldiven” hizmetleri sunmasıyla birlikte popülerlik kazanan önlemlerden biri.
Atölyeden önce Vranova, Lugano’daki Plan B kongre merkezinde kısa bir seminer düzenledi; burada ardı ardına gelen kaçırılma vakalarını içeren ürkütücü bir PowerPoint sunumu hazırladı. Yaklaşık 100 bitcoin meraklısından oluşan dikkat kesilmiş bir kitleye, 25 milyon euro değerindeki kriptoya erişim isteyen saldırganlar tarafından evinde rehin tutulup, biber gazı sıkılıp, kelepçelenip dövülen bir yöneticiyi anlattı.
İki gün sonra, Lugano’da bir ortak çalışma alanında katılım başına 1000 euro ücretle savunma atölyesini düzenledi.
Dışarıda, çiftler Lugano Gölü’ne bakan ağaçlıklı sahil boyunca yürüyordu; manzara kuzey İtalya’ya uzanan dağlara bakıyordu. Kaçırılma eğitimi ise daha sade bir ortamdaydı: Beş adam küçük bir seminer odasında toplandı, tavandaki ışıkların parlaklığı büyük bir TV ekranına yansıyordu. Masada “En İyi 10 Bitcoin Hatası” adlı bir kitap duruyordu.
Oturumu Irak’ta bir görev sırasında 10 yıldan fazla bir süre önce tanışan iki güvenlik danışmanı yönetiyordu: Kevin Harris, kolunda dövmeler olan bir Galli ve İkinci Dünya Savaşı sırasında bir Alman kampından kaçan ünlü İngiliz savaş pilotu Joe Kayll’in torunu olan Kayll.
Katılımcılar arasında bir Fransız yatırımcı, Avustralyalı bir bitcoin meraklısı ve yılın bir kısmını Latin Amerika’da geçiren bir yönetici vardı. Kaçırılmaya direnme eğitimi almalarının bile onları hedef haline getirebileceği endişesiyle isimlerinin açıklanmasını istemediler.
İçlerinden biri “Tavşan deliğine indikçe daha da paranoyaklaşıyorsun” şeklinde konuştu.
Sabahın büyük bölümü önleme stratejilerine yani kaçırılma durumunda alınacak önlemlere ayrıldı. Harris ve Kayll, kaçıranların genellikle çok parası olduğunu kamuya açık şekilde belli eden insanları hedef aldığını açıkladı. Yıllar boyunca kripto yatırımcıları Rolex saatleri, alkol dolu yat partileri ve lüks spor arabaları paylaşarak kendilerine pek yardımcı olmadılar.
Vranova “Artık Lambo yok” diye uyardı. Katılımcılara otel odalarına hırsızların dalmasını engelleyebilen küçük siyah kapı takozları dağıttı.
Kurbanı baştan çıkaran tehlikeli tuzaklar
Kısa süre sonra konuşma cazip bir senaryoya döndü. Barda zengin bir kripto yatırımcısına yaklaşan güzel bir kadın, olağan dışı bir romantik ilgi gösteriyor. Ne yazık ki Kayll’a göre bu tür girişimler, hedefi zayıf bir noktaya getirmek için tasarlanmış bal tuzağı şemalarının bir parçası olabiliyor.
Herkes dikkatle dinledi, kahvelerini yudumlayıp oturum başında dağıtılan küçük beyaz talimat kitapçıklarına notlar karaladı. Tehditlerin her yerde olduğu açıktı. Öğle yemeği yaklaşırken grup, yedek bir telefona Uber indirmenin mantığını tartıştı ve Amerikan korumaların zayıf olduğu noktaları öğrendi.
"Amerikalılar ve Ruslar beceremez, ama İngilizler iyi bilirler"
Harris şu sözleri kaydetti:
“Amerikalılar gizli çalışmayı pek beceremez. Ruslar da öyle. Takım elbiseyi severler. Öte yandan İngilizler, ortama karışmayı bilir”
Yine de en sofistike koruma bile her saldırı açısını ortadan kaldıramaz. Bazı durumlarda kendini savunmak gerekir.
Harris, sıradan eşyaların nasıl silaha dönüştürülebileceğini anlattı. Bir kalem, kemer tokası, şemsiye buna örnek gösterildi. Bir saldırgana nasıl doğru şekilde yumruk atılacağını gösterdi.
"Jackie Chan gibi saldırmayacağız"
Kayll, “Bam bam bam diye Jackie Chan gibi dalmayacağız. Doğrudan köprücük kemiğine gideceğiz. Kırarsanız size tekrar gelmezler” şeklinde konuştu.
Harris, Kayll'ın sözlerine ilaveten, "Dize sert bir tekme de etkilidir" dedi ve ayağını Kayll’a doğru kaldırıp yavaş çekimde gösterdi.
Harris, “Bu acımasız. O diz kapağı bacağın öbür tarafına doğru kayacak” sözlerini kaydetti.
Bu, teoride harika görünen bir sokak dövüşü hareketiydi; bir bitcoin hırsızını püskürtmek için faydalı bir tekniktir. Ancak kitapçığın sonunda bir not dikkat çekiyordu.
“Unutmayın, hayatınız herhangi bir kriptodan daha değerlidir”
© 2025 The New York Times Company
