23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 23.12.2024 10:30 | Son Güncelleme: 23.12.2024 10:43

Esad sonrası Suriye'de son durum: NYT, farklı bölgelerdeki grupları yazdı

NYT, Suriye'de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülkenin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren silahlı grupları inceledi
Esad sonrası Suriye'de son durum: NYT, farklı bölgelerdeki grupları yazdı

Ephrat Livni / The New York Times

Suriye’de rejim karşıtı güçler bu ay ülke genelinde hızlı bir ilerleyişle eski Devlet Başkanı Beşar Esad’ı ülkeden çıkmaya zorladı. Esad ailesi, 1970’lerin başından bu yana demir yumrukla yönettiği ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.
 
Hızla ilerleyen bu saldırı, on yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta Esad’ı devirmeye çalışan çeşitli gruplar için dramatik bir dönüm noktası oldu. Ancak Esad hükümetini devirmek gibi ortak bir hedef paylaşsalar da, bu grupların ideolojileri, siyasi inançları ve uluslararası destekçileri oldukça farklı.
 
Esad’ın düşüşünün ardından ortaya çıkan güç boşluğu, kimin yönetimi devralacağına dair büyük soru işaretleri yarattı.

Hayat Tahrir el-Şam

Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ), “Şam’ın Kurtuluşu Örgütü” anlamına gelen bir grup. Bir zamanlar El Kaide’ye bağlı olan bu grup, yıllar önce eski müttefikiyle bağlarını kopardı ve Suriye muhalefetinin son kalesinde hakimiyet kurdu.
 
HTŞ, kasım ayı sonunda kuzeybatı Suriye’deki üssünden başlattığı sürpriz saldırıyla Esad hükümetinin hızlı bir şekilde çökmesine yol açan ana isyancı grup oldu.
 
Grubun üyeleri, ilk dönemlerinde IŞİD ve ardından El Kaide ile bağlantılıydı. Ancak 2016’da kökenlerindeki aşırılıkçı imajdan sıyrılmaya çalışarak diğer bazı gruplarla birleşip Hayat Tahrir el-Şam’ı kurdular. ABD ve diğer Batı ülkeleri, bu grubu hâlâ bir terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
 
Grubun lideri, “Ebu Muhammed el-Colani” takma adını bırakarak gerçek adı olan Ahmed el-Şara’yı kullanmaya başladı. El-Şaraa, The New York Times’a verdiği röportajda, “Birincil amacının Suriye’yi bu baskıcı rejimden kurtarmak olduğunu” söyledi. Ayrıca, HTŞ İdlib vilayetindeki kontrol alanında halka hizmet sunarak meşruiyet kazanmaya çalıştı.
 
Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’ne (CSIS) göre, Hayat Tahrir el-Şam, kökeni ve terör örgütü olarak sınıflandırılması nedeniyle fon toplamakta zorlanıyor. Grup, gelirini sınır tarifeleri, bölge sakinlerinden alınan vergiler ve kamu hizmetlerinde kurduğu tekel üzerinden sağlıyor.
 
Ancak grup şimdi daha fazla güç kazanmış durumda ve Suriye uluslararası yardıma her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyor. Bu durum, diplomatik çevrelerde grubun terör örgütü statüsünün kaldırılıp kaldırılmayacağına dair tartışmaları artırdı.
 
ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, Cuma günü Suriye’nin başkenti Şam’da el-Şara ile bir araya geldi. Bu görüşme, ABD’nin 2012’den bu yana Suriye’ye yaptığı ilk diplomatik ziyaret oldu. ABD, ayrıca el-Şaraa’nın yakalanması için koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü artık kaldırdığını açıkladı.

Suriye Demokratik Güçleri

Kendilerini Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak adlandırılan, Ankara’nın PKK’nın uzantısı YPG/PYD olarak tanımladığı grup içinde Suriye’nin yüzde 10’unu oluşturan Kürt etnik azınlığı yer alıyor. SDG, Suriye’de ABD’nin IŞİD’e karşı savaşta bölgedeki yerel ortağı haline geldi.
 
IŞİD’in 2019’da büyük ölçüde yenilgiye uğratılmasının ardından, bölgedeki güçler kuzeydoğudaki kasabalar üzerindeki kontrollerini sağlamlaştırarak kurdukları özerk bölgeyi genişletti.  Türkiye ise SDG’nin PKK’nın uzantısı gruplardan oluştuğunu savunmaya devam ediyor.
 
Rejim karşıtı isyancılar Şam’da kontrolü ele geçirirken, kuzeydoğu Suriye’de Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ile Kürt güçler arasında çatışmalar devam etti. Çatışmalar, Türkiye sınırına yakın, Münbiç kenti etrafında yoğunlaştı. ABD ve Türkiye’nin arabuluculuğuyla yapılan ateşkes anlaşmalarına rağmen, çatışmalar devam ediyor.
 
Cuma günü Şam ziyareti sonrasında konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Barbara Leaf, ABD’nin Türkiye ve SDG ile yaptığı görüşmelerde, “SDG’nin rolüne ilişkin kontrollü bir geçiş” üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığını söyledi.
 
Türkiye, SDG’nin onlarca yıldır devlete karşı savaşan ve hem Türkiye hem de ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK ile bağlantılı olduğunu vurguluyor.
 
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma günü yaptığı açıklamada, YPG’nin dağıtılması halinde Türkiye’nin daha fazla yardım sağlayabileceğini belirtti. Erdoğan, “Bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi sonrasında Suriye’nin ayağa kalkması için adımlar hızlanacaktır” dedi.

Suriye Milli Ordusu

Suriye Milli Ordusu (SMO), farklı inançlara sahip pek çok grubu bünyesinde barındıran bir çatı örgüt olarak biliniyor. Türkiye’den destek  grup, uzun süredir Türkiye’nin Suriye sınırında bir tampon bölge oluşturma hedefinin bir parçası olarak hareket ediyor.

Türkiye, sınırları içinde yaşayan 3 milyon Suriyeli mültecinin bir kısmını bu tampon bölgeye yerleştirmeyi planlıyor. Ancak SMO’yu oluşturan, birbirinden farklı grupları uyum içinde çalıştırmakta zorluk çekiyor.
 
Grup, büyük ölçüde Suriye iç savaşının en alt tabakalarından gelen savaşçılardan oluşuyor. ABD, bu savaşçıların çoğunu suçlu ve çete üyesi olarak nitelendirerek desteklemeyi reddetmişti. Bazıları savaşın ilk dönemlerinde ABD’den eğitim almış olsa da, büyük çoğunluğu aşırı uçta veya kriminal olarak değerlendirildiği için bu destek kesilmişti. SMO’nun kuruluşu sırasında, ideolojik bir bağlılık yerine, çoğu savaşçı ayda yaklaşık 100 dolarlık bir maaş karşılığında Türkiye’ye yöneldi.
Suriye’de geçici lider olarak görev yapan Ahmed el-Şaraa, ülkedeki tüm silahlı grupların dağıtılacağını açıkladı. Ancak bu hedefin nasıl veya ne zaman gerçekleştirileceği ve ülkedeki rakip silahlı grupların buna razı gelip gelmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Dürzi milisleri

Suriye’nin Dürzi azınlığı, güneybatıdaki Süveyda bölgesinde yoğunlaşıyor. Bu bölge, yaşam maliyetlerindeki artış nedeniyle nadir görülen hükümet karşıtı gösterilere sahne oldu ve birçok Dürzi erkeği zorunlu askerlik hizmetini reddetti. Medya raporlarına göre, Dürzi savaşçılar, Esad rejimini devirmek için başlatılan harekata katılarak güneybatıda saldırılar düzenledi ve hükümet güçleriyle çatıştı.
 
Dürzi savaşçılar, farklı kökenlerden gelen savaşçıları bir araya getiren ve “Güney Operasyon Odası” adıyla faaliyet gösteren yeni bir Suriyeli isyancı grubun parçası.

Dürziler, 11. yüzyılda İslam’ın bir kolu olarak gelişen ve Hristiyanlık, Hinduizm, Gnostisizm gibi farklı felsefelerden unsurlar içeren bir dini topluluk. Ortadoğu’da, çoğunluğu Suriye ve Lübnan’da olmak üzere 1 milyondan fazla Dürzi yaşıyor. Ayrıca Ürdün ve İsrail’de de Dürzi toplulukları bulunuyor.

IŞİD

IŞİD, 2014 yılında Suriye ve Irak’ta geniş toprakları ele geçirerek acımasız bir rejim kurduktan sonra, ABD öncülüğündeki bir koalisyon tarafından büyük ölçüde geri püskürtüldü. Ancak örgüt üyeleri şimdi büyük ölçüde gizlenmiş durumda.
 
Son dönemde, bölgedeki genel istikrarsızlık ortasında Suriye’de IŞİD’in yeniden canlanma belirtileri görüldü. Pentagon, Temmuz ayında, Suriye ve Irak’taki IŞİD saldırılarının bir önceki yıla kıyasla iki katına çıkma yolunda olduğunu uyardı. ABD, örgütün üyelerini hapishanelerden kaçırma girişimlerini sürdürdüğünü ve kuzeydoğu Suriye’nin bazı bölgelerinde gölge yönetimlerini koruduğunu bildirdi.
 
Esad rejiminin devrilmesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden, IŞİD’in Esad’ın devrilmesiyle oluşan güç boşluğundan yararlanmasını önlemek amacıyla Suriye’de hava saldırıları düzenlediklerini açıkladı.
 
Pentagon, Perşembe günü yaptığı açıklamada, Suriye’de yaklaşık 2.000 ABD askerinin bulunduğunu ve bunun daha önce bildirilen sayının iki katından fazla olduğunu belirtti. ABD, ülkedeki varlığını sona erdirmek için bir tarih vermedi ve bu kararın savaşla harap olmuş ülkedeki koşullara bağlı olduğunu söyledi. Ancak bu koşullar, Esad’ın düşmesiyle birlikte dramatik bir şekilde değişmiş durumda.