Patrick Kingsley / The New York Times
Geçtiğimiz yıl boyunca İsrail'in müttefikleri ve düşmanları, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya İran'a ve onun Lübnan ve Suriye'deki ortaklarına yönelik saldırılarını sınırlandırması için baskı yaparak bölgesel bir gerilimin önüne geçmeyi umdular.
Netanyahu İran'ın başını çektiği ekseni zayıflatmaya kararlı bir şekilde yoluna devam etti. İsrail ordusu İran destekli Lübnanlı milis gücü Hizbullah'ı bombaladı, İran'a karşı ilk açık saldırılarını başlattı ve İran'ın Hizbullah'a silah gönderdiği yolları kesmek için düzenli olarak Suriye'yi vurdu.
Biden yönetiminin bu tür saldırıların kontrolden çıkabileceğine dair korkularına rağmen, bu operasyonlar İran'dan sürekli bir yanıt almadan İsrail'i güçlendirdi ve birçok İsraillinin haklı çıktığını hissetmesine neden oldu.
Hamas ateşkeste uzlaşmak zorunda kalabilir
Hizbullah geçen ay yapılan ateşkes öncesinde zayıflamış ve liderlerinin çoğu öldürülmüştü. İran'ın hava savunması ve füze fabrikaları hasar görürken İsrail'e zarar verme kabiliyeti de sınırlanmış durumda. Ve diplomatlar, İran'ın Gazze Şeridi'ndeki kuşatılmış müttefiki Hamas'ın yakında İsrail ile ateşkes görüşmelerinde uzlaşabileceğine inanıyor.
Bugün ise İran'ın uzun süredir müttefiki olan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkeden kaçması, her ne kadar bundan sonra ne olacağına dair belirsizlikle dolu olsa da İsrail'de İran'a ve çıkarlarına karşı yıllarca süren operasyonların bir sonucu olarak görülüyor, .
İsrailli analist ve liderlere göre İsrail'in Hizbullah ve İran'a vurduğu darbeler olmasaydı Suriye'deki isyancılar Esad'a karşı ayaklanmaya cesaret edemeyebilirdi. Ve on yıldır Esad rejimini destekleyen İran ve Hizbullah, onu kurtarmak için daha iyi bir konumda olabilirdi.
Pazar günü 1967 Arap-İsrail savaşında İsrail'in Suriye'den ele geçirdiği Golan Tepeleri'ni gezen Netanyahu, Esad'ın çöküşünün “Esad'ın başlıca destekçileri olan Hizbullah ve İran'a karşı güçlü eylemlerinin doğrudan sonucu olduğunu” söyledi.
Netanyahu, “Bu, kendilerini bu baskıdan kurtarmak isteyen herkesin zincirleme reaksiyonunu başlattı” dedi.
Esad'dan sonra oluşan belirsizlik endişe yaratıyor
Yine de İsrailliler Suriye'de Esad'ın yerine kimin geçeceği konusunda endişeli. Ana muhalefet ittifakı Heyet Tahrir el-Şam, yıllardır Suriye'de Hizbullah ve İranlı müttefikleriyle savaşıyor ve İran'ın Suriye'yi Lübnan'a silah sevkiyatı için bir geçiş yolu olarak kullanmaya devam etmesine izin vermeyecek.
Heyet Tahrir el-Şam lideri Ebu Muhammed el-Golani Pazar günü Şam'da yaptığı konuşmada Esad rejiminin Suriye'ye pek çok kötülük getirdiğini ve ülkenin “İran'ın açgözlülüğü için bir çiftlik” haline gelmesine izin verdiğini söyledi.
Ancak Heyet Tahrir el-Şam aynı zamanda Yahudi devletini sevmeyen sert bir İslamcı grup. Ebu Muhammed el-Golani, Golan Tepeleri için kullanılan Arapça kelimeden türetilmiş bir takma isim.
İsrail'de Türkiye tedirginliği
Türkiye de İsrail'in Gazze'deki eylemlerini şiddetle eleştiriyor ve bu da İsrail'in kuzey sınırlarından birinin Türkiye destekli bir hükümet tarafından kontrol edilmesi ihtimalinin İsrail'de tedirginliğe yol açmasına neden oluyor.
Netanyahu Pazar günü yaptığı açıklamada “Esad rejiminin çöküşü büyük bir fırsat sunuyor ama aynı zamanda önemli tehlikelerle de dolu” dedi.
Esad'ın gidişinden kaynaklanabilecek herhangi bir gelişmeyi öngören İsrail ordusu, hafta sonu 1970'lerden bu yana ilk kez egemen Suriye topraklarına açıkça girerek sınıra yakın stratejik mevzileri ele geçirdi.
İsrailli yetkililere göre, İsrail savaş uçakları Suriye'de isyancı güçlerin eline geçmesinden korktuğu askeri altyapıyı da vurdu.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında İsrail'in Suriye'nin kuzeydoğusunu kontrol eden Kürt isyancılarla da görüştüğünü söyledi.
Saar daha fazla ayrıntı vermekten kaçındı ancak analistler bunun büyük olasılıkla İsrail'in savaş sonrası Suriye'deki etkisini artırma çabası olduğunu söyledi.
Kürt grupların geçen hafta Şam'a saldıran İslamcı gruplarla da gergin bir ilişkisi var ve analistler İsrail'in Kürtleri hem Türkiye'nin etkisine hem de cihatçıların yeniden dirilişine karşı iyi bir denge unsuru olarak görebileceğini söylüyor.
Ancak İsrailli bir Suriye uzmanı olan Itamar Rabinovich, İsrail'in Kürtlerle ittifak kurmasının riskli bir hamle olduğunu çünkü Türkiye ile bir çatışmaya yol açabileceğini söylüyor.
1990'larda Suriye ile arka kanal görüşmelerini yürüten eski bir büyükelçi olan Rabinovich, şimdilik Türkiye'nin kendileriyle uğraşmadan önce halletmesi gereken başka meseleleri olduğunu belirtti. İsrail'in Türkiye'nin tehdit olarak gördüğü Suriyeli Kürtlerle bir ortaklık kurması ihtimalini de değerlendiren Rabinovich “Bu Türkiye'yi gerçek bir düşmana dönüştürmenin bir yolu olur. Kazanç riski haklı çıkarmaz” şeklinde konuştu.
Daha genel olarak, bazı İsrailli analistler Esad'ın düşüşünü Hamas'ın geçtiğimiz yıl İsrail'in altını oyma çabalarının başarısızlığının bir başka işareti olarak görüyor.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırı kısmen OrtaDoğu'daki statükoyu Hamas ve onun İran liderliğindeki ittifakı lehine değiştirmeyi amaçlıyordu. Bunun yerine Hamas, İsrail'in Gazze'de bir yıldır sürdürdüğü bombardıman ve kara operasyonlarından büyük zarar gördü. Lideri Yahya Sinvar öldü, selefi İsmail Haniye de öyle.
Hamas'la dayanışma içinde İsrail'le çatışmaya başlayan Hizbullah da artık ciddi biçimde zayıflamış durumda. İran'ın bölgesel etkisi azaldı. Son olarak da Esad dönemi bitti.
İsrailli gazeteci ve siyasi yorumcu Ehud Yaari bir televizyon röportajında “Çılgın megaloman Yahya Sinvar Ortadoğu haritasını değiştirmeyi hayal ediyordu. Bunu başardı ama bölgenin haritası şimdi gözlerimizin önünde onun umduğunun tam tersi bir şekilde değişiyor” dedi.
© 2024 The New York Times Company