23 Haziran 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 07.09.2023 15:14 | Son Güncelleme: 07.09.2023 15:23

İstilacı türlerin dünya ekonomisine zararı yılda 423 milyar dolar

Genellikle insan eliyle yeni coğrafyalara taşınan türlerin maliyeti her 10 yılda bir dörde katlanıyor. Bazen bir tankerle bazen bir trenle taşınan türler, insan sağlığını da tehdit ediyor. Kurtulmaksa çok zor
İstilacı türlerin dünya ekonomisine zararı yılda 423 milyar dolar
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Manuela Andreoni / The New York Times

Bu hafta yayınlanan kapsamlı bir bilimsel rapora göre dünya çapında yeni ekosistemlere dahil olan binlerce istilacı türün küresel ekonomiye tahmini zararı yılda 423 milyar dolar. Bu türler doğaya zarar vermenin yanı sıra gıda sistemlerine zarar verebiliyor ve insan sağlığını tehdit edebiliyor. 2019 verilerine dayanan rapora göre, istilacı türlerin maliyeti 1970 yılından bu yana her on yılda en az 4 kat arttı. Araştırmacılar, tüm etkilerin ölçümlenmesinin zorlukları nedeniyle verdikleri maliyet rakamlarının temkinli bir tahmin olduğunu vurguluyor.

3 bin 500 istilacı tür var

Son birkaç yüzyıl boyunca, dünya birbirine daha fazla bağlı hale geldikçe, insan aktiviteleri kasıtlı ve kasıtsız olarak 37 binden fazla türü doğal yaşam alanlarının dışındaki yerlere götürdü. Bunların 3 bin 500'den fazlası da istilacı tür olarak tanımlanıyor çünkü yeni girdikleri ekosistemlere zarar veriyorlar. Birleşmiş Milletler'in Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetlerine İlişkin Hükûmetlerarası Bilim-Politika Platformu tarafından hazırlanan rapora göre istilacı türler, bitki ve hayvanların kayıt altına alınmış yok oluşlarında yüzde 60 oranında rol oynadı. Aynı platform, 2019'da yayınlanan raporuda da 1 milyon kadar bitki ve hayvan türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu not etmişti.

Her yıl 200 yeni istilacı

Yeni çalışmanın liderlerinden ekolojist Helen Roy “Dünya çapında yabancı türlerin sayısında benzeri görülmemiş bir artış görüyoruz. Her yıl karşımıza yaklaşık 200 yabancı tür çıkıyor. Bu rakamlara bakınca olumsuz etkilerin artacağını görüyoruz” diyor.

Rapor, istilacı yerli olmayan türlerin biyolojik çeşitlilik kaybına nasıl yol açtığına dair şimdiye kadarki en kapsamlı inceleme. Raporu derleyen 49 ülkeden 86 uzman, yerel topluluklar üzerine yapılan binlerce bilimsel araştırmadan yararlandı.

Bazı türlerin yeri yaban hayvan ve bitki ticareti ve uluslararası nakliye gibi küresel etmenler nedeniyle değiştiriliyor. Örneğin Zebra midyeleri ABD'nin Great Lakes adlı devasa su sisteminde yerel midyeleri yok olmanın eşiğine getirdi, hidroelektrik santrallerinin su girişlerini tıkayarak milyonlarca dolar masrafa yol açtı. Bu midye türünün 1980'lerde Avrupa'dan gelen kargo gemileriyle Kuzey Amerika'ya taşındığı düşünülüyor. Bazı bitki ve hayvanların araba, uçak veya trenle hareket eden sıradan yolcularla taşındığı biliniyor.

Tavuk ve patates de yabancı ama istilacı değil

Faydalı olmaları niyetiyle kasıtlı olarak yeni bölgelere taşınan ancak daha sonra kontrolden çıkan istilacı türler de tehlikelere yol açıyor. Aslında yerli olmayan türlerin hepsi sorun yaratmıyor. Tavuk ve patates gibi evcilleştirilen, tarımda önemli roller oynayan türler de var. Ancak istilacı hale gelen, kontrol edilmeyen yabancı türler, gıda sistemlerine ciddi zararlar verebiliyor. Örneğin Avrupa kıyı yengeci ABD New England'daki ticari kabuklu deniz ürünleri yataklarını istila etti. Karayip midyesi Hindistan’da balıkçılığa zarar verdi.

Hastalık taşıyan sinekler yayılıyor

İstilalar doğrudan insan sağlığına da zarar verebiliyor. Sıtma, dang humması ve Zika virüsü gibi hastalıkları yayan sivrisinekler dünya çapına yayılmış istilacı türler. Araştırmanın bir diğer lideri Aníbal Pauchard “Genellikle en çok zarar görenler yoksul topluluklar oluyor. Ayrıca iklim değişikliğiyle birlikte sivrisineklerin sayısı da artacak, biliyor musunuz? Yani bu türler örneğin New York'a gidecek” diyor. Ekosistemler bozulunca içme suyunun arıtılması gibi hizmetler zorlaşabiliyor. İstilacı türler aynı zamanda ekosistemleri hastalıklara ve diğer tehditlere karşı dirençli kılan biyolojik çeşitliliği azaltarak daha savunmasız hale getiriyor.

Adalar işgal altında

Bu açıdan adalar özellikle savunmasız. Dünyadaki adaların dörtte birinden fazlasında istilacı ya da yerli olmayan türlerin sayısı yerli türlerin sayısını aşıyor. Geçen ay Hawaii'de istilacı otlar ve yüksek sıcaklıkların körüklediği orman yangınları en az 115 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Son yıllarda istilacı otlar Şili ve Avustralya'daki diğer ölümcül yangınları körükledi. Toronto'daki York Üniversitesi'nden otlar konusunda uzman biyoloji profesörü Dawn Bazely “Mükemmel fırtınayla karşı karşıyayız. İstilacı türler sorunu küresel ısınmayla birleşiyor” diyor.

Basit önlemlerle engellenebilir

Ülkeler, 2010'da istilacı türleri azaltmaya yönelik hedefe ulaşamadı. Ancak geçen aralık ayında dünyadaki hemen hemen her ülke, istilacı türlerin ortaya çıkmasını ve yerleşmesini en az yarı yarıya azaltmak için biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik kapsamlı bir anlaşmaya taraf oldu. Araştırmacılar, büyüyen kriziyle mücadele etmenin en önemli yolunun bu türlerin yeni bölgelere ulaşmasını önlemek olduğu görüşünde. En iyi seçenek, daha baştan türlerin taşınmasını önlemek veya genellikle oldukça basit olan biyogüvenlik önlemlerinin benimsemek.

Bu önlemleri almamamın maliyeti çok yüksek. Bir tür, özellikle denizde istilacı bir tür olarak bir bölgeye yerleştikten sonra bundan kurtulmak genellikle çok pahalı, hatta imkansız hale geliyor. Raporun liderlerinden Peter Stoett “Sorun büyüyor ve dünya çapında milyonlarca insanın yaşam kalitesine yönelik ciddi bir tehdit haline geliyor. Ancak yatırım ve taahhüt varsa yönetilebilir bir sorun bu” diyor.

 © 2023 The New York Times Company