Alexander Nazaryan / New York Times
Bjorn Birnir, uçakta yanındaki yolcunun mesleğini sorduğu anı düşündüğünde tedirgin oluyor çünkü Birnir, dünyanın önde gelen türbülans uzmanlarından biri. Türbülans, hava veya su gibi akışkanların, bir bozucu etki altında kaotik hareket etmesi olarak tanımlanıyor.
Yolcu her zaman aynı soruyu soruyor; “Türbülans ne kadar tehlikeli gerçekten?” Günümüzde bu soru, sadece ABD’de günlük 3 milyon insanın uçuş yaptığı göz önüne alındığında daha sık sorulur hale geldi.
Bir zamanlar ticari havacılığın arka plandaki rahatsızlıklarından biri gibi görülen şiddetli türbülans, giderek kötüleşiyor.
2023’te yapılan bir İngiliz araştırması, 1979–2020 yılları arasında Kuzey Atlantik’teki şiddetli türbülansın %55 arttığını ortaya koydu. (Araştırma, fırtına veya dağ üzeri gibi bölgelerde oluşmayan, tahmin edilmesi zor açık hava türbülansı üzerine odaklandı.)
Bilim insanları türbülansı modellemeye çalışıyor
Birnir, Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara’da Kompleks ve Nonlineer Bilimler Merkezi’ni yönetiyor ve matematik bölümüne başkanlık yapıyor. Son çalışması, Physical Review Research dergisinde yayımlanan ve türbülans hareketini en gelişmiş şekilde modelleyen makale oldu.
Birnir konuyla ilgili verdiği demeçte “Uçak tasarımı bundan fayda sağlayacak. Daha iyi meteorolojik modeller görmeliyiz,” diyor.
Purdue Üniversitesi’nde emekli havacılık profesörü Thomas Q. Carney ise, “Model ne kadar detaylı olursa, pilotların kullanacağı tahminler o kadar doğru olur,” diye ekliyor.
Son kazalar güveni sarstı
ABD havayolu şirketlerinde uçuşlar halen son derece güvenli olsa da son kazalar ticari havacılığa olan güveni sarsıyor. Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu (NTSB), Temmuz sonunda Wyoming üzerinde şiddetli türbülans yaşayan Delta Air Lines uçuşuna dair ön rapor yayımladı. Pilotlar kötü havadan kaçmaya çalıştı, ancak beklenmedik türbülansla sarsıldılar.
İklim değişikliği de rol oynayabilir; zira ısınan atmosfer hava basıncını ve rüzgar hızını etkiliyor.
Birnir, Oslo Üniversitesi’nden teorik fizikçi Luiza Angheluta-Bauer ile birlikte iki farklı türbülans gözlemleme yöntemini birleştirdi. Lagrangian ve Eulerian mekaniği; uzmanlar, tek başına hiçbir yöntemin türbülansı tamamen açıklayamayacağını söylüyor.
Lagrangian mekaniği: Tek bir parçacığı gözlemler; akıntıya kapılmış bir yaprağı izlemek gibi.
Eulerian mekaniği: Sabit bir noktaya bakar; nehrin ortasındaki bir kayayı ve çevresindeki akıntıyı incelemek gibi.
Birnir, “Lagrangian türbülans, tek bir parçacığın davranışını anlamayı gerektiriyor ve bu parçacık hayal edebileceğiniz en karmaşık hareketi sergiliyor,” sözlerini kullandı.
Yeni model türbülansı daha iyi açıklıyor
Birnir ve Angheluta-Bauer, teorik ve istatistiksel yaklaşımları birleştirerek önceden yapılamayan kapsamlı bir türbülans modeli geliştirdi. NYU Tandon Mühendislik Okulu eski dekanı Katepalli Sreenivasan, “Sonuç yenilikçi, bundan şüphe yok,” diyerek modeli övdü.
Oxford Üniversitesi’nden J. Doyne Farmer, “Tam gelişmiş türbülans, tamamen kaotik; girdaplar kontrol edilemez ve çok fazla özgürlük derecesi var,” ifadelerini kullandı.
Birnir, Wyoming üzerindeki Delta uçuşunun “Eulerian türbülansın tipik bir örneği” olduğunu belirtiyor, ancak ham verilere erişmeden kesin bir analiz yapamayacağını söylüyor. Daha gelişmiş bir türbülans modeli, pilotların motor gücünü azaltmak gibi önlemler almasına imkan tanıyabilirdi.
Purdue Üniversitesi’nden Carney, modelin çoğunun kendisi ve çoğu pilot için anlaşılmaz olduğunu kabul ediyor, ancak faydasını küçümsemiyor ve şöyle diyor:
'Bilgi birikimine katkı sağladıklarından eminim'
© 2025 The New York Times Company
Kaynak: Gazete Oksijen