07 Nisan 2025, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 16.12.2024 10:11 | Son Güncelleme: 16.12.2024 10:18

NYT Esad sonrası Suriye'yi yazdı: Yeni yönetimde dengeler nasıl olacak?

NYT, Suriye'de Esad rejimini deviren HTŞ ile yeni dönem beklenirken bölgedeki güç dengelerini analiz etti. Uzmanlar el-Kaide geçmişi nedeniyle pek çok ülke tarafından terör listesinde olan HTŞ'nin Suriye'de birleştirici bir rol oynayıp oynayamaycağına ilişkin soru işaretlerini aktardı
NYT Esad sonrası Suriye'yi yazdı: Yeni yönetimde dengeler nasıl olacak?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

The New York Times

Suriye’de Esad rejimini deviren muhalif grubun lideri Ahmed eş-Şera (Ebu Muhammed el-Colani), bu hafta sonu yaptığı açıklamada, "Suriye’nin, yıllar süren savaş ve çatışmaların ardından yorgun düşen durumu yeni çatışmaları kaldıramaz” dedi. Ancak Al-Sharaa’nın liderliğindeki grubun hızla iktidara yükselmesi, ülkenin nasıl yönetileceğine dair pek çok soruyu gündeme getirdi.

Yeni yönetimin geleceği

Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın hızlı bir şekilde devrilmesine yol açan saldırıya liderlik eden ana grup olarak öne çıktı. Grup, şimdi geçiş döneminde yeni bir Suriye hükümetini kurmaya hazırlanıyor.
 
Hayat Tahrir el-Şam’a bağlı bir diğer lider olan Muhammed al-Başir, mart ayına kadar geçici başbakan olarak atandı. Al-Başir, daha önce kuzeybatıdaki İdlib bölgesinde muhaliflerin kontrolündeki yönetimin başındaydı. Ancak grubun İdlib’deki yönetim tarzı, geniş kapsamlı bir yönetime uyarlanabilir mi sorusunun yanıtı hâlâ belirsiz.
 
HTŞ, Esad döneminden düşük rütbeli devlet memurlarına ve askerlere af çıkaracağını duyururken, işkence ve diğer insan hakları ihlallerine karıştığı tespit edilen eski rejim yetkililerinin yargılanacağını vurguladı. Ahmed eş-Şera, "Suriye halkına işkence eden suçluları, katilleri ve güvenlik görevlilerini hesaba çekmekten asla vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
 
Eski el-Kaide bağlantılı HTŞ, 13 yıllık Suriye iç savaşı sırasında muhalefetin son kalesi olan İdlib üzerinde hâkimiyet kurmayı başarmıştı.
 
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, salı günü yaptığı açıklamada, Hayat Tahrir el-Şam ve başkenti kontrol eden diğer silahlı grupların “birlik ve kapsayıcılık” esasına dayalı bir hükümet kurma yönünde “güven verici açıklamalar” yaptığını söyledi. P
Pedersen, Suriye’deki silahlı grupları sivilleri korumaya ve ülkenin çok çeşitli etnik ve dini topluluklarını temsil eden bir hükümet oluşturmaya çağırdı.

Ahmed eş-Şera kim?
 

HTŞ lideri Ahmed eş-Şera, Esad rejimini deviren saldırının ardından yakın zamanda kullandığı kod adını bıraktı.
 
Arap medyasında yer alan haberlere göre, eş-Şera, Suudi Arabistan’da sürgündeki Suriyeli bir ailenin çocuğu olarak Ahmad Hüseyin eş Şera adıyla dünyaya geldi. 1980’lerin sonlarında ailesi Suriye’ye döndü. 2003 yılında komşu Irak’a giderek el-Kaide’ye katıldı ve ABD işgaline karşı savaşmaya başladı.
Arap medyası ve ABD’li yetkililere göre, eş-Şera, Irak’ta birkaç yılını bir ABD hapishanesinde geçirdi. Daha sonra Suriye’de iç savaşın başladığı dönemde ortaya çıktı ve Nusra Cephesi’ni kurdu. Bu grup zamanla Hayat Tahrir el-Şam’a dönüştü.
 
El-Kaide ile bağlarını kopardıktan sonra, eş-Şera ve grubu uluslararası meşruiyet kazanmak için küresel cihat hedeflerini bir kenara bırakarak Suriye’de organize yönetime odaklanmaya çalıştı.
 
Eş-Şera’nın destekleyeceği hükümet türü ve Suriyelilerin bunu kabul edip etmeyeceği konusunda soru işaretleri ortaya çıktı. HTŞ İdlib’de, muhafazakâr ve zaman zaman sert bir biçimde Sünni İslamcı ideoloji tarafından yönlendirilen bir hükümeti savunuyordu.
 
Muhalif saldırıların başlamasından bu yana, eş-Şera diğer mezheplerden ve dinlerden azınlık topluluklara güvence vermeye çalıştı. Bazı analistler, eş-Şera’nın şu anda hayatının en büyük sınavıyla karşı karşıya olduğunu, bunun da Suriyelileri birleştirip birleştiremeyeceği olduğunu söylüyor.  

Bölgedeki diğer güçler

Rusya:
Esad rejiminin en güçlü destekçilerinden biri olan Rusya, iç savaş sırasında rejime verdiği hava desteğiyle muhalif grupların bastırılmasında önemli rol oynamıştı. Ancak Esad’ın düşmesinin ardından, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını azaltmaya başladığı görülüyor. Tartus ve Hmeymim üsleri üzerindeki geleceği ise belirsizliğini koruyor.

  

İsrail:
İsrail, Suriye’deki askeri hedeflere yönelik hava saldırılarını artırdı. Geçen hafta sadece Şam, Hama ve Humus çevresinde 75 hava saldırısı düzenlendi. İsrail’in Golan Tepeleri’nin ötesine kara birlikleri göndermesi, bölgede yeni bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

 


 
Türkiye:
Türkiye, Suriye’deki etkisini artırmış durumda. Türkiye, Suriye’de iç savaştan kaçan en az 3 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaparken Tayyip Erdoğan yönetimi, uzun süredir Suriye muhalefetini destekliyor ve kuzeyde bir tampon bölge oluşturarak Ankara’nın PKK’nın Suriye uzantısı olarak nitelediği YPG ile ilgili güvenlik önlemleri alıyor. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ile ABD destekli YPG arasındaki çatışmalar sürüyor. Münbiç’te ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkesin uzun ömürlü olup olmayacağı ise belirsiz.
 
HTŞ, Türkiye, ABD ve diğer ülkeler tarafından radikal İslamcı geçmişi nedeniyle terör örgütü olarak tanımlanıyor. HTŞ ile temasın bir yolunu bulan Türkiye grup üzerinde büyük bir etkiye sahip.
 
Middle East Institute’un Türkiye programı direktörü Gönül Tol, perşembe günü Foreign Affairs dergisinde yayımlanan yazısında, "Bölgedeki tüm büyük aktörler arasında Ankara, şu anda Şam’da iktidarda olan İslamcı grupla en güçlü iletişim kanallarına ve işbirliği geçmişine sahip olan ülke. Bu durum, Türkiye’yi Esad rejiminin çöküşünden fayda sağlamaya en uygun konuma getiriyor”  ifadelerini kullandı.
 
Tol, Türkiye’nin, İdlib bölgesindeki askerî varlığı sayesinde HTŞ’yi Suriye hükümetinin saldırılarından koruyarak gruba dolaylı destek sağladığını yazdı. Ayrıca, bölgeye insani yardım ve ticaret akışını yönlendirerek, HTŞ’nin bölge halkı nezdinde meşruiyet kazanmasına yardımcı oldu. Tol, "Tüm bunlar, Türkiye’ye Hayat Tahrir el-Şam üzerinde etkili bir nüfuz kazandırdı" diye  ekledi.

  
ABD:
Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’deki önceliği, IŞİD’in yeniden güç kazanmasını engellemek. Başkan Joe Biden, geçtiğimiz hafta IŞİD hedeflerine yönelik yoğun hava saldırıları düzenlenmesini onayladı. ABD ayrıca, geçiş sürecinde bölgeye yönelik güvenlik desteğini sürdüreceğini açıkladı.

 


 
Ahmed eş-Şera, bölgenin önceliğinin yeniden inşa ve istikrar olduğunu vurgularken, yeni çatışmalardan kaçınılması gerektiğini belirtti. “Suriye’nin savaş yorgunu durumu, daha fazla yıkıma yol açacak anlaşmazlıkları kaldıramaz” dedi.

© 2024 The New York Times Company