20 Ocak 2025, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.12.2024 10:52 | Son Güncelleme: 10.12.2024 11:10

NYT, Suriye'de savaşan 5 ülkeyi yazdı: Türkiye hedeflerini gerçekleştirmek için en iyi konumda

Beşar Esad düştü, Rusya ve İran geri adım attı. Ancak İsrail, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri bölgede harekata devam ediyor. NYT, Suriye'de çatışmalara devam eden 5 ülkenin Esad'ın devrilmesiyle neler elde ettiğini yazdı
Suriye'nin savaştan harap olmuş Humus kentinde yıkılmış bir alışveriş merkezinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın posteri asılı, 15 Haziran 2014. (Sergey Ponomarev The New York Times)
Suriye'nin savaştan harap olmuş Humus kentinde yıkılmış bir alışveriş merkezinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın posteri asılı, 15 Haziran 2014. (Sergey Ponomarev The New York Times)

Alissa J. Rubin / New York Times

Büyük güçler (Akdeniz'den Fırat Nehri'ne ve ötesine uzanan stratejik konumundan faydalanmak isteyenler) bugün Suriye olarak bilinen topraklarda nüfuz sahibi olmak için yüzyıllar boyunca savaştı. Bu mücadele bugün de devam ediyor. Suriye'nin 13 yıllık iç savaşında İran, Rusya ve Lübnanlı militan grup Hizbullah, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın acımasız rejimini desteklerken, ABD, Türkiye ve diğer ülkeler çeşitli isyancı grupları destekledi. Şimdi, isyancıların yıldırım hızıyla ilerlemesi ve Esad hükümetinin hızla çökmesinin ardından, büyük güçler Suriye sınırları içinde avantaj elde etmek için yarışıyor. Yıllar sonra ilk kez gökyüzünde Suriye ve Rusya'ya ait bombardıman uçakları yok ama İsrail, Türkiye ve ABD'nin hava saldırıları devam ediyor. Peki bu ülkeler Esad rejiminin sona ermesinden ne kazanacak, ne kaybedecek?

Türkiye

Türkiye'nin Suriye'de iki temel kaygısı var: PKK/YPG ve mülteciler. Doğu Suriye, Türk hükümetinin Türkiye'deki ayrılıkçı Kürt gruplarla müttefik olarak gördüğü büyük bir etnik Kürt nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Ülke aynı zamanda Esad hükümetinin zulmünden kaçan yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu mültecilerin evlerine dönmelerini istiyor. Bir zamanlar Suriye'nin büyük bölümünü kapsayan geniş Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezi olan Türkiye, Suriye-Türkiye sınırı boyunca konuşlanmış bir dizi farklı isyancı grubu destekledi. Bu gruplardan biri olan ve Esad'ı deviren saldırıya öncülük eden Heyet Tahrir Şam, Türkiye'nin bölgedeki askeri varlığından yararlanmıştı. Türkiye'nin grubun kararlı saldırısını onaylayıp onaylamadığı belli değil.

Ancak Türkiye'nin en yakın ilişkide olduğu Suriye Ulusal Ordusu, Türkiye için neredeyse bir vekil güç olarak işlev gördü (geçmişte grubun liderliği finansman ve silah aldığını söylemişti) ve karşılığında Türklerin güvenlik tehdidi olarak gördüğü PKK/ YPG'yi sınırdan uzaklaştırdı. Geçtiğimiz günlerde Heyet Tahrir Şam liderliğindeki isyancılar başkent Şam'ın kontrolünü ele geçirirken, Suriye Ulusal Ordusu ile PKK/YPG arasında (PKK/YPG kontrolündeki) Menbiç merkezli çatışmalar alevlendi. Türkiye şu anda silahlı gruplara en fazla erişimi ve etkisi olan yabancı güç olarak görünüyor ve Suriye'de kendi hedeflerini gerçekleştirmek için en iyi konumda. Bu da PKK/YPG'ye karşı daha fazla saldırı ve Türkiye'de bulunan mültecilerin geri dönmesi anlamına gelebilir.

İsrail

İsrail, Suriye ile üç kez savaştı ve çok daha fazla silahlı çatışmaya girdi. Suriye'nin güneybatısında Golan Tepeleri olarak bilinen dağlık bölgenin büyük bir kısmını elinde tutmaktadır ve bu ilhak Birleşmiş Milletler ve diğer pek çok ülke tarafından tanınmıyor. İç savaş sırasında İsrail düzenli olarak İran ve Hizbullah'ın Suriye'deki silah depolarına ve personeline hava saldırıları düzenledi. Nisan ayında Şam'daki bir İran Büyükelçiliği binasını bombalayarak üst düzey İranlı askeri ve istihbarat yetkililerini öldürdü. Esad rejiminin düşmesinden birkaç saat sonra İsrail, 1973 Ekim savaşından bu yana Suriye topraklarına ilk kez açıktan girerek askerlerini Golan Tepeleri'ne taşıdı ve askerden arındırılmış bölgenin ötesine ilerledi. İsrail ayrıca Suriye içindeki kimyasal silah stokları ile hava savunma ve füze mevzilerine hava saldırıları düzenliyor. İsrail, Hamas ve Hizbullah'a yönelik eylemlerini Esad hükümetinin devrilmesinde etkili olarak lanse etti. Ancak Şam'da militan İslamcıların hakim olduğu yeni bir hükümetin İsrail'i daha güvenli hale getireceği açık değil.

İran

İran'ın Suriye ile ilişkisi neredeyse 50 yıl öncesine, Suriye'nin o dönemki devlet başkanı Hafız Esad'ın Irak ile sekiz yıl süren savaşında İran'ı desteklemesine dayanıyor. İran, ABD ve İsrail'e karşı bir denge unsuru olarak Orta Doğu'da benzer düşünen gruplardan oluşan bir ağ kurarken, Suriye İran'ın “Direniş Ekseni” olarak adlandırdığı yapının bir parçası olan tek devletti. Suriye, Lübnan'daki Hizbullah'a silah taşımak için İran'ın ana kara ikmal yolu oldu. Bunun karşılığında İran, iç savaş sırasında Esad rejimini desteklemek için askeri danışmanlar, müttefiki Hizbullah'tan savaşçılar ve Pakistan ve Afganistan'dan İran'a kaçan mültecilerden oluşan İran'ın Kudüs Kuvvetleri komutasındaki iki tugay gönderdi. Esad'ın Suriye'den kaçmak zorunda kalmasıyla İran, Lübnan ve Suriye'deki askeri kozlarının çoğunu kaybedecek. Akdeniz'e ulaşan bir “Direniş Ekseni” kurma umutları da en azından şimdilik suya düşmüş oldu.

Rusya

Rusya'nın Suriye ile ilişkisi Sovyetler Birliği dönemine kadar uzanıyor. Soğuk Savaş'ın sonunda, ABD'nin Arap ülkelerinde varlık göstermesiyle birlikte Rusya, Esad hükümetini Orta Doğu'da Amerikan varlığına karşı bir denge unsuru olabilecek çok önemli bir müttefik olarak gördü. Suriye iç savaşı sırasında Rusya müttefikini iktidarda tutmayı öncelik haline getirdi. Ayrıca Suriye liderini El Kaide ve İslam Devleti grubundan gelen İslamcı aşırıcılığa karşı bir siper olarak gördü. Rusya Esad hükümetine silah sattı, Rusya'nın Wagner grubundan savaşçılar gönderdi, Suriye'nin Tartus kentindeki deniz üssünü genişletti ve Şam yakınlarında bir hava üssü açtı. Esad rejiminin yıkılmasıyla birlikte Rusya Suriye'deki nüfuzunun büyük bir kısmını kaybedebilir ancak analistler Rusya'nın Karadeniz filosu için Akdeniz'deki tek limanı olan Tartus üssünü muhtemelen elinde tutmaya çalışacağını söylüyor. Şu anda ülkeyi kontrol eden isyancı güçlere karşı uzlaşmacı jestler yapan Rusya, Suriye'deki askeri üslerinin akıbeti hakkında herhangi bir karar vermek için henüz erken olduğunu söyledi.

Amerika

ABD-Suriye ilişkileri hiçbir zaman dostane olmadı. ABD 1967'de Arap-İsrail savaşı sırasında diplomatik ilişkilerini kesmiş ve 1979'da Suriye'yi terörizmin devlet sponsorları listesine almıştır. ABD'nin şu anda Suriye'deki temel çıkarı, ülkenin kuzeydoğu ve orta kesimlerinde varlığını sürdüren İslam Devleti örgütünün yenilgiye uğratılması. 2019 yılında Donald Trump'ın başkan olarak ilk döneminde ABD güçlerinin çoğunu Suriye'den çekti, ancak yaklaşık 1.000 ABD Özel Harekat askeri kaldı ve ABD tarafından eğitilen Suriyeli Kürt birliklerle yakın işbirliği içinde çalışıyorlar. Başkan Joe Biden pazar günü yaptığı açıklamada, ABD ordusunun İslam Devleti grubunun Esad'ın devrilmesiyle oluşan güç boşluğunda yeniden güçlenmesini önlemek için Suriye'de hava saldırıları düzenlediğini söyledi. ABD'nin “bu geçiş döneminde Suriye'den herhangi bir tehdit gelmesi halinde” bölgeyi destekleyeceğini söyledi. Biden, “IŞİD'in kapasitesini yeniden tesis etmek, güvenli bir sığınak yaratmak için herhangi bir boşluktan yararlanmaya çalışacağı konusunda netiz. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

© 2024 The New York Times Company