James Glanz - Josh Holder / The New York Times
Rus işgali sonrası patlamalar birbiri ardına geldi. Savaşın ilk haftalarında Kiev'de pek çok bombanın sesi yankılandı. Bölge sakinleri yeraltında derme çatma sığınaklara kendilerini kapatmak zorunda kaldı. Bombalamalar sürerken, sivillerin hayatları da büyük bir risk altında.
Öte yandan Ukrayna'nın başkenti için verilen mücadele iyi bilinse de, araştırmacılar dünya yüzeyinin altındaki ince sarsıntıları yakalayarak savaşı daha iyi anlamanın bir yolunu geliştirdi. Bu yöntem gelecekteki çatışmaları daha iyi anlamamızı sağlayabilir.
Her bomba bir sismik dalga yarattı
Rusya'nın Ukrayna'nın kuzeyine topçu ateşiyle saldırması, hava saldırıları düzenlemesi ve füzeler fırlatmasıyla sismik dalgalar oluştu. Norveç ve Ukrayna'daki araştırmacılar ilk kez Kiev çevresindeki düzinelerce deprem sensöründen gelen verileri inceleyerek, Rus yaylım ateşinin tüm boyutlarını görmek için her patlamanın konumunu ve gücünü tahmin etti.
Sensörler elbette doğruluk noktasında mükemmel bir çözüm değil ve uzaktaki saldırıların gözden kaçma olasılığı yüksek. Örneğin patlamalardan birkaçı Ukrayna tarafından tetiklenmiş olabilir. Araştırmacılar, sulak alanlar ve taşkın ovaları üzerine kurulu Kiev şehrinin benzersiz jeolojisinin patlamalardan gelen sinyalleri engellediğini söylüyor.
Objektif bir ölçüm
Ancak bilim insanlarının üzerinde çalıştığı bu yöntem, sismik tarama yoluyla patlamaları her an izleyebiliyor ve daha önce rapor edilmemiş yüzlerce saldırının ortaya çıkarılmasını sağlıyor. Böylece objektif ölçümlemenin yapılabilmesinin önü açılıyor ve her iki ülkede yayılan sosyal medya raporlarının çarpıtmaları ve her iki tarafın agresif propagandası daha net görülebiliyor.
Norveç'teki bağımsız bir araştırma vakfı olan NORSAR'da sismolog olan ve Nature dergisinde yayınlanan çalışmanın başyazarı Ben Dando, "Bu, neyin nerede olduğunu gösteren doğrulanabilir bir veri" ifadelerini kullandı.
0,2 büyüklüğünde depremler
İyi bilinen bir saldırı üzerinde de bu yöntem denendi ve çarpıcı bir sonuç ortaya çıktı. Savaşın dördüncü gününde Kiev'in dışındaki Hostomel havaalanında bir patlama tespit edildi. Aynı gün çekilen uydu görüntüleri hangarlardan birinden dumanların yükseldiğini gösterdi. Patlamadan kaynaklanan güç, yakındaki iki düzine sensöre 0,2 büyüklüğünde küçük bir depreme eşdeğer sismik dalgalar gönderdi. Bu bombalama, savaşın ilk beş haftası boyunca 24 saat aralıksız devam eden yaylım ateşi sırasında tespit edilen 1000'den fazla patlamadan sadece biriydi.
Rusya'nın Kiev'i ele geçirme girişiminin başarısız olması ve birliklerinin Nisan ayı başında kuzey Ukrayna'dan çekilmesiyle birlikte bombardımanların hızı düştü. Ancak Rusya sivil altyapıyı bombalamaya devam etti ve 20 Mayıs sabahı erken saatlerde Malyn tren istasyonunu vurarak üç kişinin yaralanmasına neden oldu. Araştırmacılar bu saldırıda üç ayrı patlama sesi tespit ettiklerini belirtti.
Ordular uzun zamandır füze ve bombalama saldırılarını tespit etmek için uzaktan algılama tekniklerini kullanıyor. Ancak kayıtları büyük ölçüde gizli tutuluyor. Ayrıca araştırmacılar, konvansiyonel silahların sismik tespitlerine ilişkin kamuya açık araştırmaların eksik olduğunu de belirtiyor.
Savaş suçlarını ortaya çıkarabilir
Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Sebastian Schutte, aynı tekniğin gelecekteki çatışmalarda kullanılmasının savaş suçlarının belgelenmesine yardımcı olabileceğini söyledi. Schutte, sivil bir bölgeye yapılan ve kurtarma görevlilerini hedef alan saldırıları belgelemek için bu yöntemin kullanılabileceğini söyledi.
Patlamamış bomba riski
Schutte, verilerin savaş sonrası bölgede yapılacak temizlik çalışmalarına da rehberlik edebileceğini söyledi. Schutte, çok sayıda patlamanın yaşandığı bölgelerdeki topraklarda kaçınılmaz olarak patlamamış mühimmatlar olabileceğini ve bunların on yıllar boyunca siviller için ölüm riski taşıyacağını söyledi.
Analizi inceleyen Utah Üniversitesi'nde jeoloji ve jeofizik profesörü ve deprem gözlemevi müdürü Keith Koper, çalışmanın "sorunsuz" göründüğünü söyledi. Ancak dünya çapında yüzlerce sismik dizilim olmasına rağmen, çok az sayıda savaş bölgesinde yüksek kaliteli dizilimlerin bulunduğuna dikkat çekti. Koper konuyla ilgili "Bu çok alışılmadık bir durum. Örneğin Irak ya da Afganistan'da buna benzer bir durum yoktu" ifadelerini kullandı.
Sismik dalga patlamanın yerini gösterdi
Araştırmacılar, patlamanın ardından her bir sensöre ulaşan çok sayıda sismik dalganın zamanlamasını analiz ederek patlamanın yerini birkaç mil içinde belirledi. Ayrıca her bir patlamanın büyüklüğünü de tahmin etti, ancak bu daha çok 'ortalama' bir tahmin olarak kaldı.
Schutte, savaşları izlemek için sismik dalgaları kullanmaya yönelik mevcut yaklaşımın sınırlamaları olduğunu, bunu kolayca uygulanabilir bir çözüm haline getirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olacağını söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı:
"İlk teleskoplar, uydular ve radarlar fazla bir şey göremiyordu, ancak hepsi on yıllar ve yüzyıllar süren istikrarlı bir ilerlemeyi tetikledi ve şimdi paha biçilmez veriler sağlıyor. Umalım ki bu yaklaşım zaman içinde sivillere yönelik kasıtlı saldırıları ortaya çıkarmak ve böylece failleri caydırmak için de geliştirilsin"
© 2023 The New York Times Company