27 Aralık 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.11.2024 00:00 | Son Güncelleme: 12.11.2024 00:04

Trump ticaret savaşına hazırlanıyor, ABD değişen Çin ile yüzleşiyor

ABD seçimlerinden zaferle çıkan ve Ocak ayında görevi Joe Biden'dan devralmaya hazırlanan Donald Trump'ın Çin ile ticaret savaşına gireceği sır değil. Ancak Çin, Trump'ın ilk başkanlığa geldiği yıllardaki halinden çok daha farklı bir yerde ve Trump'ı bekleyen bir dizi 'sürprizler' olabilir
Fotoğraf: Doug Mills / The New York Times
Fotoğraf: Doug Mills / The New York Times

Peter S. Goodman / The New York Times

Sekiz yıl önce göreve geldiği ilk günlerinde Donald Trump Oval Ofis'in yetkilerini kullanarak Çin ile bir ticaret savaşı başlatma sözü verdiğinde, öfkesinin hedefi dünyanın en büyük ihracatçı ülkesi Çin'di. Çin, dünya için vazgeçilmez bir fabrika cenneti ve mal ve hizmetler için hızla gelişen bir pazardı.

Trump Beyaz Saray'daki ikinci görevine hazırlanırken, Çin'den ithal edilen tüm mallara %60 ya da daha fazla ek gümrük vergisi uygulayarak Çin'le olan ticari düşmanlıklarını artıracak adımı atma sözü verdi. Çin ise 8 yıl öncesinden farklı bir yerde: Gayrimenkul yatırımlarının felaketle sonuçlanması, bankacılık sistemindeki hesaplanamaz kayıplar, yerel yönetim borç krizi, ekonomik büyümenin durması ve uzun vadeli durgunluğun potansiyel habercisi olan kronik düşük fiyatlar.

İhracata bağımlı Çin'in zayıf karnı

Yurtiçinde servetlerin azalması Çinli şirketleri özellikle yurtdışındaki satışlara odaklandırdı. Bu da ülkeyi ihracat büyümesine yönelik herhangi bir tehdide karşı savunmasız hale getiriyor ki bu zayıflık, Trump yönetiminden Çin üzerinde beklenen baskıyı daha da arttıracak.

Cornell Üniversitesi'nde ticaret politikası profesörü olan ve daha önce Uluslararası Para Fonu'nda (IMF) Çin bölümünün başkanlığını yapan Eswar Prasad, “Güç dengesi kesinlikle ABD lehine değişti. Çin ekonomisi tam olarak sınırda değil ama bir süredir zorlanıyor” ifadelerini kullandı.

Ancak yaygın olarak paylaşılan bu değerlendirmenin altında yatan karmaşık faktörler, Çin'in yeni Trump yönetiminin alacağı önlemlere dayanma kabiliyetini güçlendirebilir.

Çin'in elinin güçlü olduğu noktalar

En başta, Çin hükümeti iç ekonomiyi canlandırmak için 'müthiş' kaynaklara sahip. Gayrimenkul yatırımlarını canlandırma korkusuyla uzun süre kredileri gevşetmeyi reddeden Çin Merkez Bankası bu yıl ev sahipleri ve işletmeler için borçlanma maliyetlerini düşürdü. Cuma günü hükümet, yerel yönetimlerin mevcut borçlarını daha düşük faiz oranlarıyla yeniden finanse etmelerine olanak sağlayacak 1,4 trilyon dolarlık bir kurtarma planını onayladı.

Aynı zamanda, ülkenin endüstriyel becerilerini geliştirmeye yönelik hükümet öncülüğündeki bir strateji, Çin'i elektrikli araçlar ve diğer temiz enerji teknolojilerinin baskın tedarikçisi haline getirdi. Bu da Çinli şirketlere, Amerikan gümrük tarifelerinden bağımsız olarak, kritik mallar için hızla büyüyen pazarlarda güç sağlıyor. İklim değişikliği konusunda duyarlılığın yükseldiği bir çağda dünya ya karbon emisyonlarını sınırlamak için Çin yapımı teçhizatı kullanacak ya da Çin sanayisinden uzak duracak. En azından şimdilik, her ikisini de yapmak için mücadele ediyor.

Çin ABD yerine Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'ya yöneldi

Çin, Amerikan pazarlarına erişim konusunda Trump'ın gümrük vergilerini arttırdığı son döneme kıyasla daha az bağımlı. Trump yönetimi tarafından 2018'de başlatılan ve Biden yönetimi altında devam eden Amerikan ithalat vergileri dalgası, sonunda yaklaşık 400 milyar dolarlık Çin malını kapsadı. Çin fabrikaları da müşteri bulmak için Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'ya yöneldi.

Londra'da bir yatırım araştırma şirketi olan TS Lombard'a göre, son altı yılda Çin'in Amerikan ithalatındaki payı %20'den %13'e düştü, ancak bu değişimin bir kısmı, Amerikan tarifelerinden kaçınmak için Meksika ve Vietnam gibi ülkeler üzerinden yönlendirildikten sonra ABD'ye ulaşan malları yansıtıyor.

Avrupa son zamanlarda Çin yapımı elektrikli araçlara kendi gümrük vergilerini ekledikçe, Çin diğer bölgelerdeki satışlarını arttırma çalışmalarına hız verdi.

Londra'daki Chatham House'da kıdemli bir araştırma görevlisi olan Jie Yu, “Pekin, Batı'ya karşı pazar payı kaybını telafi etmek için Küresel Güney'i kullanıyor” dedi.

Çin liderleri benzer bir yaklaşımı tarımsal emtia gibi ürünler için de benimsemiş, soya fasulyesi alımlarının bir kısmını Amerikalı çiftçilerden Brezilya ve Arjantin'deki tedarikçilere kaydırmıştı.

Bu deneyim Pekin'e artan gümrük vergilerine karşı sağlam durabileceği ve özellikle tarım ürünleri olmak üzere Amerikan ithalatında indirimlerle misilleme yapabileceği konusunda güven verebilir. Çin ayrıca kritik mineral ihracatını daha da kısıtlayabilir.

Çin'in ABD ekonomisine zarar verebilecek silahları var

Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde Çin uzmanı olan Scott Kennedy, “Çin'in elinde ilk seferden daha fazla koz var. Çin, Trump'ın düpedüz ekonomik savaş peşinde olduğuna inanırsa, geri püskürtmek ve ABD ekonomisine zarar vermek için harekete geçirebileceği bir dizi araca sahip” şeklinde konuştu.

Trump, Amerikan ekonomisinin gümrük vergileriyle tehlikeye gireceği sonucuna vararak gümrük vergisi tehditlerini hafifletmeyi tercih edebilir. Ekonomistler ithalata geniş çaplı vergiler getirilmesinin tüketici fiyatlarını artıracağı ve ithal bileşenlere dayanan yerli üreticileri zor durumda bırakacağı konusunda uyarıyor.

Yine de, eğer Trump bunu yaparsa, Çin endüstrisi zarar görecek.

Çin sanayisi genellikle büyük, devlete ait şirketlerin hakimiyetinde olarak tanımlanır ve bu şirketler bürokrasi ve iktidardaki Komünist Parti'nin dayatmalarıyla yönetilir, bu da onları değişen piyasa koşullarına uyum sağlamaya elverişsiz kılar. Bu da ABD'nin görünürde elinde tuttuğu bir başka koz. 

Ancak Washington'daki Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Nicholas R. Lardy'ye göre bu anlayış, devlete ait şirketlerin %9'luk payına karşılık Çin ihracatının yaklaşık yarısını gerçekleştiren geniş ve çok daha çevik bir özel sektörün ortaya çıkışını gözden kaçırıyor.

Lardy, “Bu muazzam bir yapısal değişim oldu. Bu onlara daha fazla uyum kabiliyeti sağlıyor” dedi.

Uzmanlar, Çin hükümetinin azalan ihracatı, harcamaları artırarak telafi etme kapasitesine sahip olduğunu söylüyor. Devlete ait bankaları ve şirket devlerini ekonomik büyüme gibi ulusal hedefler doğrultusunda kullanabilir.

Çin'den ekonomide büyüme sinyali

Şimdiye kadar Pekin'den gelen teşvik planları bazılarının beklediğinden daha kademeli ve sınırlı oldu. Yine de bu planlar, Çin liderlerinin halkın durgunlaşan yaşam standartlarından duyduğu memnuniyetsizlikten endişe duyduklarını ve ekonomik büyümeyi teşvik etmeye karar verdiklerini gösteren bir sinyal olarak yankı buldu.

TS Lombard'ın baş Çin ekonomisti Rory Green, “Çin'de konuştuğum tüccarlar, bunu ölüm döşeğinden doğruca gece kulübüne gitmek olarak tanımlıyorlar” dedi ve ekledi: “Bu, bir dizi politikada büyük bir değişiklik”

Pekin'in teşviklere yönelmesi, Çin sisteminin şoklara uyum sağlamadaki merkezi bir özelliğinin altını çiziyor.

Tümüyle güçlü Çin Komünist Partisi tarafından yönetilen ülke, bireysel ifade üzerinde 'sert' kontrollere sahip. Yine de parti acil bir gidişat ihtiyacına karar verdiğinde, demokratik toplumlarda bulunan engellerden arınmış politikaları hızla oluşturma gücüne de sahip.

Green, “Hızlı hareket etme ve bir krizi çözme açısından Çin Komünist Partisi oldukça etkilidir. Çekebilecekleri çok fazla kaldıraç var” sözlerini kaydetti.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, geçtiğimiz 10 yılı gücünü pekiştirmek için harcadı.

Trump 2017'de göreve ilk başladığında Xi görevinin henüz dördüncü yılındaydı ve yasal olarak iki beş yıllık dönemle sınırlıydı. Kısa bir süre önce Made in China 2025 olarak bilinen girişimi başlatmıştı: Hükümet ucuz arazi, hacimli devlet kredisi ve yüksek eğitimli uzmanları ülkenin 10 ileri teknoloji endüstrisindeki kapasitesini arttırmaya yönlendirdi.

Enerji sektöründe yıldızı parlıyor

Önemli alanlarda bu plan olağanüstü getiriler sağladı. Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre Çin şu anda güneş pilleri, rüzgar türbinleri, bataryalar ve karbon emisyonlarını azaltan enerji sistemleri için diğer bileşenleri üreten küresel kapasitenin en az %60'ını kontrol ediyor. Çin yatırımları, ilan edilen genişlemelerin daha da yüksek bir payını oluşturuyor.

Trump'ın önerdiği bir sonraki gümrük vergisi dalgası ise Çin'e bir meydan okuma anlamını taşıyacak. Ancak bu aynı zamanda Pekin'de geçerlilik kazanan bir düşünceyi de pekiştirecek: Çin'in ihtiyaç duyduğu bileşen ve teknolojileri tedarik etmek için artık dış pazarlara güvenemeyeceği gerçeği.

Toronto Üniversitesi'nde Çin siyaseti profesörü olan Lynette Ong, “Çin liderliği, kendilerinden başka kimseye gerçekten güvenemeyecekleri konusunda zor bir ders alacak. Trump'ın ikinci dönemi Çin'in ekonomik özgüveni için bir hediye olabilir” ifadelerini kullandı.

© 2024 The New York Times Company