Steven Erlanger / New York Times
Başkan Trump, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını ancak maliyeti çok yüksek hale geldiğinde durduracağını anlamış görünüyor. Avrupalı yetkililer ve analistlere göre, Ukrayna’ya sofistike Amerikan silahları satmak Kiev’in kendini savunmasına yardım edecek ve en azından şimdilik Trump’ın Rus saldırganlığına bakışında önemli bir değişimi temsil ediyor.
Başkan, Avrupa konusunda da fikrini değiştirmiş durumda. Pazartesi günü Trump şu sözleriyle dikkat çekmişti: “Güçlü bir Avrupa’ya sahip olmak çok iyi bir şey. Avrupa’nın bu savaş için çok büyük bir ruhu var”.
Avrupa Trump'a güvenmiyor
Nitekim NATO’nun Ukrayna’yı silahlandırmada daha aktif bir rol üstlenmesi, Avrupa ülkelerinin onlarca yıldır ABD’ye dayalı güvenlik anlayışından daha saldırgan bir yaklaşımı benimsediğinin son işareti. Trump artık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i açıkça eleştiriyor olsa da, Avrupalı liderler başkanın kendilerini kesin olarak destekleyeceğine güvenemeyeceklerinin sinyalini verdi.
“Batılı liderler Trump'ın tutumunu sertleştirdiğine inanmak istiyor” diyen Bertelsmann Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi ve Alman dış politika analisti Daniela Schwarzer, “Belki bunda biraz iyi niyetli hayalcilik var ama kimse Trump'ın bizim için bu sorunu çözeceğini düşünmüyor” ifadelerini kullandı.
Bazı Avrupalı yetkililer Trump’ın Rusya’ya 50 gün içinde ateşkese yanaşmazsa ekonomik yaptırım uygulama tehdidinin Putin’in fikrini değiştirmesinin pek olası olmadığını söylüyor. Putin, Batı’yı yorgun düşürerek kazanacağına inanıyor.
Trump’ın Rusya’ya yönelik gümrük tarifesi tehdidi boş görülüyor, çünkü Moskova ile ticaret oldukça sınırlı. “İkincil tarifeler” olarak adlandırdığı, Rusya’dan enerji ithalatı yapan ülkelere yönelik tehditleri ise belirsiz. 50 günlük süre, Putin’e savaşı istediği gibi sürdürme alanı tanıyor. Üstelik Trump, son derece esnek tutumlarıyla biliniyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi’nin eski Avrupa işleri direktörü, şu anda Atlantic Council’de görev yapan Torrey Taussig şu sözleri kaydetti: “Putin neden önümüzdeki 50 gün içinde yolunu değiştirsin ki? Son üç yıldır, hele ki Trump yönetiminin ilk altı ayında bile rotasını değiştirmedi”.
Dahası, 30 günlük bir ateşkes savaşı bitirmek için bir strateji değil ve ateşkesler, karşılıklı suçlamaların bolca olduğu bir ortamda kolayca bozulabilir. Çok uzak bir tarihe gitmeye de gerek yok, İsrail ve Hamas bunu gösterdi.
Rusya son gelişmelerden Kiev'i sorumlu tutuyor
Kremlin, Trump’ın açıklaması hakkında kesin bir yorum yapmaktan kaçındı. Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov gazetecilere, Ukrayna’nın bunu “savaşı sürdürmek için bir sinyal” olarak gördüğünü söyledi. Kremlin, barış sürecinin tıkanmasından tekrar tekrar Kiev’i sorumlu tutmaya çalıştı.
Trump’ın “beni oyalıyor” diyerek Putin’e duyduğu hayal kırıklığı ise gerçek. Schwarzer konuya ilişkin “Bunun kalıcı olacağına güvenilemez, ama az da olsa umut veriyor” dedi.
Ancak Avrupalılar, dişlerini sıkarak gülümsüyor; Trump’ın neredeyse aynı anda Avrupa Birliği’nden gelen tüm mallara 1 Ağustos’tan itibaren %30 gümrük vergisi koyma tehdidi onları öfkelendirmiş durumda.
"Trump ve transatlantik ilişki konusunda gerçek bir hayal kırıklığı var" diyen Schwarzer, tarife kararının bu hayal kırıklığını artırdığına dikkat çekti.
Bu yüzden Schwarzer’e göre Avrupalı siyasetçiler ve parlamentolar için artık Ukrayna’yı desteklemek daha kolay, çünkü desteği artırmaktan başka seçenek kalmadı.
Avrupalılar, aylardır Trump’ın Başkan Joe Biden döneminde onaylanan yaklaşık 61 milyar dolarlık yardım dışında artık daha fazla Amerikan finansal ya da askeri desteği vermeyeceğini anlayarak Ukrayna’ya yardımlarını ciddi biçimde artırdı. Ancak aynı zamanda Trump’ı ve ABD’yi, özellikle Kiev ile operasyonel istihbarat konusunda süren hayati iş birliğini korumak için yanlarında tutmak istiyorlar. Bu iş birliği, Ukrayna’nın Rus birliklerinin hareketlerini ve yaklaşan füze ile insansız hava aracı saldırılarını bilmesini sağlıyor.
Avrupa’nın, Ukrayna’nın kendini savunmaya devam edebilmesi için kilit önemdeki Amerikan silahlarını satın alma çabası yeni bir boyut kazandı. Avrupa’daki mevcut kaynaklardan Ukrayna’ya sağlanan Amerikan silahları yeni satın almalarla değiştirilecek. Bu alımlar NATO’nun yeni çekirdek askeri harcama hedeflerine de sayılacak.
Yalnızca son haftalarda Avrupalılar, Lahey’deki NATO zirvesinde daha yüksek askeri harcamaları destekledi ve Kiev’e verdikleri desteği vurguladı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna’yı bir barış anlaşması sağlandıktan sonra da askerle destekleyecek “istekliler koalisyonu” liderliğini yeniden teyit etti.
İngiltere ve Fransa Avrupa’nın iki nükleer gücü olarak Avrupa’daki müttefikler ciddi bir tehdit altına girerse nükleer cephaneliklerini koordine etmek için bir anlaşma imzaladılar. Her iki ülke de kendi cephaneliği üzerinde kontrolü elinde tutacak ama politika konusunda birlikte çalışacak ve nükleer doktrinlerini daha yakından uyumlu hale getirecekler.
Macron, ülkede siyasi olarak zayıf durumda ve bütçe açığını azaltma baskısı altındayken bile, Pazar günü önümüzdeki iki yıl için askeri harcamalarda 6,5 milyar euro (7,6 milyar dolar) gibi sınırlı bir artış açıkladı. Fransız savunma uzmanı François Heisbourg, bunun milli gelirin yalnızca %0,2’sine denk geldiğini ve Fransa’nın harcamalarını ancak milli gelirin %2’sine çıkaracağını belirtti. Bu oran, NATO’nun yeni %5 hedefinin oldukça altında.
Heisbourg’a göre daha da önemlisi, Macron’un Avrupa’nın önümüzdeki üç-dört yıl içinde saldırgan, askeri gücünü artırmış bir Rusya’yla yüzleşmeye hazır olması gerektiğini söylemesi. Heisbourg, Hollanda, Polonya, Almanya ve Baltık ülkeleri dahil diğer ülkelerin de benzer sonuçlara vardığını söyledi.
Macron, transatlantik ilişkiyi giderek boş bir kavram olarak görüyor. “Bu dünyada korkulmanız gerekir” diyen Macron “Ve korkulmak için güçlü olmanız gerekir” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Amerika’nın çekilmesi” Avrupa’yı kendini savunmak zorunda bıraktığını belirtti. Bunun anlamı, Rusya’nın Ukrayna’yı yenmesine izin vermemek.
Ama Trump bu hedefi dile getirmedi. “Trump’ın gerekçesi Avrupalıları memnun etmek değil ya da Ukrayna’daki durumdan gerçekten rahatsız olması değil. Sadece Putin’e kızgın” diyen Sciences Po profesörü ve Fransa Başbakanı’nın danışmanı Zaki Laïdi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Trump, Rusya’nın şartlarıyla bir ateşkes sağlamak istedi, ama Putin buna bile hazır değildi”
© 2025 The New York Times Company