Tony Romm / New York Times
Trump yönetiminin en üst düzey avukatları bu hafta federal bir mahkemeye, geniş kapsamlı küresel tarifelerini onaylaması veya “mali yıkım” riskini göze alması yönünde çağrıda bulundu. Trump aksi yönde bir kararın, hükümeti milyarlarca dolarlık gümrük vergilerini iade etmeye zorlayabileceğini ve bu nedenle ABD'nin ekonomik bir buhrana sürüklenebileceği uyarısında bulundu.
Uzmanlar, kaybedilen bir davanın bu ölçekte bir felaketi tetikleyeceği iddiasına genel olarak karşı çıksa da, çoğu kişi hükümetin olağanüstü açıklamalarının, hukuki temeli hâlâ belirsiz olan ve kapsamını genişletmeye devam eden Başkan Donald Trump’ın sert ticaret savaşının üzerindeki riskleri gözler önüne serdiğini söyledi.
Mücadelenin merkezinde, başkana ekonomik acil durumlara yanıt olarak ticaret ambargoları ve yaptırımlar uygulama yetkisi veren 1977 tarihli bir yasa var. “Gümrük vergisi” kelimesi bu yasada hiç geçmiyor, ancak Trump yine de bu yetkileri, 7 Ağustos’ta 90’dan fazla ülkeden yapılan ithalata uyguladığı yüksek vergiler dahil olmak üzere sert tarifelerinin dayanağı olarak gösterdi.
Trump için en kötü senaryo, Yüksek Mahkeme’nin önüne gitmesi muhtemel davalardan birinde kesin bir yenilgi olur. New Civil Liberties Alliance kıdemli dava danışmanı Andrew Morris, yargıçların başkana karşı ezici bir şekilde hüküm vermesi halinde bu kararın gümrük vergisi tahsilatını durdurabileceğini ve işletmelerin iade talep edeceği “önemli bir dava dalgasını” tetikleyebileceğini söyledi.
Bu sürecin işleyişi, verilecek kararın kapsamına bağlı olacak. Yine de bir davanın kaybedilmesi, Trump’ın tarifeleri uygulamasının başlıca gerekçelerinden birini baltalayarak, başkanın “Amerika’yı zenginleştirdiğini” söylediği bir gelir kaynağını tıkayabilir.
Bu ihtimal Trump’ı endişelendiriyor. ABD Başkanı, geçtiğimiz hafta sosyal medyada yaptığı açıklamada, mahkemenin aleyhine hüküm vermesi durumunda “bu devasa meblağların geri alınmasının veya ödenmesinin imkansız” olacağını, bunun da 'Büyük Buhran'a yol açabileceğini söyledi.
Trump’ın en üst düzey avukatları, bu argümanları Pazartesi günü küçük işletmeler ve eyaletler tarafından açılan bir davayı inceleyen ABD Federal Temyiz Mahkemesi’ne sundukları dilekçede resmileştirdi. ABD başsavcısı D. John Sauer imzalı mektupta tarifelere karşı verilecek bir kararın, başkanın dış politikasını baltalayacağı, son ticaret anlaşmalarını tehlikeye atacağı ve ABD ekonomisine zarar vereceği belirtildi.
Mektup, Trump’ın sözlerini yineleyerek, böyle bir kaybın hükümeti “mali yıkıma” uğratacağını ve “1929 tarzı” bir sonuç doğuracağını vurguladı. Bu, Büyük Buhran’a bir atıftı. Ayrıca böyle bir sarsıntının Amerikalıların “evlerinden zorla çıkarılmasına” yol açabileceğini kaydetti.
Birçok bütçe uzmanı, Temmuz ayına kadar yaklaşık 152 milyar dolarlık gümrük geliri sağladığını belirten Hazine Bakanlığı verilerine rağmen, Trump yönetiminin tarife gelirinin kaybına ilişkin iddialarına ciddi itirazlar getirdi.
Ekonomistler, ABD hükümetinin uzun süredir büyük bir borçla faaliyet gösterdiğini ve tarife gelirinin kaybının felaket boyutunda bir ekonomik durgunluğa yol açmasının pek olası olmadığını söylüyor. Bu ithalat vergileri ayrıca Sosyal Güvenlik ve Medicare’i doğrudan etkilemiyor. Bu haklar, Medicare’e ek olarak primler gibi diğer kaynaklarla desteklenen bordro vergileriyle finanse ediliyor.
Tarifeler mahkemeye takılırsa bütçede deprem yaratmaz
“2 trilyon dolarlık açık ve 7 trilyon dolarlık bütçeyle tarife geliri oyunun kurallarını değiştirecek bir şey değil” diyen Manhattan Institute kıdemli araştırmacısı Jessica Riedl, iade sonucunun “bütçesel bir deprem” yaratmayacağını söyledi.
Şimdilik Trump yönetiminin mahkemelere yaptığı çağrı, başkanın ticaret stratejisinin kaderini gözler önüne seriyor. Bu strateji, tarifeleri aniden, Kongre onayına ihtiyaç duymadan uygulama veya tehdit etme yeteneğine dayanıyor.
Trump, bu oranları lehte ticaret anlaşmaları sağlamak veya boyun eğmeyen ülkeleri cezalandırmak — ya da bazı durumlarda ticaretin kapsamının çok ötesindeki siyasi hedeflere ulaşmak — için havuç ve sopa olarak kullandı. Aleyhinde verilecek bir karar, bu temel kozunu elinden alarak başkana kendi başına vergi koyma konusunda yalnızca sınırlı seçenek bırakabilir.
Hazine Bakanı Scott Bessent, Salı günü Fox Business kanalındaki bir röportajda “Hangi anlaşmaları yaptıysak, ne kadar çok para geldiyse, Yüksek Mahkeme’nin bize karşı hüküm vermesi o kadar zorlaşıyor” dedi.
Trump yönetimi, Uluslararası Ticaret Mahkemesi’ndeki ilk turda kaybetmişti. Burada bir yargıçlar heyeti Mayıs ayında başkanın 1977 Uluslararası Ekonomik Acil Durum Yetkileri Yasası (IEEPA) kapsamında “sınırsız yetkiye” sahip olmadığına hükmetti.
Yönetim hızla temyize gitti ve bu ayki sözlü duruşmada, yardımcı başsavcı Brett A. Shumate, yasanın başkana ticareti düzenlemek için “olağanüstü önlemler” alma yetkisi verdiğini ve Trump’ın bunu gümrük vergileri olarak yorumladığını savundu. Ancak Shumate, ulusal acil durum ilanında Trump’ın kararını yargıçların sorgulayamayacağını da belirtti.
Hükümet avukatları, Pazartesi günkü mektupta, Trump’ın Avrupa Birliği’ndekiler dahil olmak üzere başlıca ticaret ortaklarıyla son dönemde imzaladığı anlaşmalara özellikle dikkat çekti. Bunlardan bazıları ABD’ye yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu.
Başsavcı Sauer, başkan aleyhine verilecek bir kararın, yabancı liderlerin ABD’ye trilyonlarca dolar ödemeyi “taahhüt ettiği” bu anlaşmaların “zorunlu feshi” ile sonuçlanabileceğini ve bunun ekonomi için “yıkıcı” olacağını söyledi.
Sauer ve Shumate, “Başkan Trump’ın yaptığı tarifeler ve anlaşmaların yerine geçebilecek bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Tüm bu gelişmeler bir yana Trump, tarifelerin getirdiği gelirle övünmeye devam ediyor. Trump Salı günü, miktarı abartarak “Trilyonlarca dolar tarifelerden alınıyor” dedi ve bunun “ülkesi, borsası, genel zenginlikleri ve daha birçok şey için inanılmaz” olduğunu kaydetti.
© 2025 The New York Times Company
