Ross Douthat / The New York Times
Yakın zamanda üç önemli kişi öldü: Ted Kaczynski, Silvio Berlusconi ve Cormac McCarthy. Kaczynski kendisini filozof sanan bir katil, Berlusconi modern Batı popülizmini yaratan aptal iş adamıydı. McCarthy ise İncil öncesi döneme bakan kitaplar yazan bir romancıydı.
Bu üç erkek belki de aslında tek bir temanın farklı varyasyonlarıdır: Geç modern uygarlığın kalıp ve kurallarına yönelik yabancılaşma ve bu maskulen yabancılaşmanın ilham verdiği farklı isyan biçimleri.
Son zamanlarda “erkeklik krizi” daha sık konuşulur oldu. Sol cenahta erkekliği “toksik olmayan hale getirmeye” yönelik iyileştirici girişimler konuşuluyor. Bu duruma sağın yanıtı ise erkekliğin yeniden uyanışı vaadi.
Endüstri sonrası medeniyet çağında erkeklerin uyum sağladığı şeyler daha önce hiç olmadığı kadar azaldı. Daha basit söyleyecek olursak, geleneksel erkeklikten söz ettiğimizde, genellikle fiziksel güç ve şiddet kapasitesi ile gelen bir “ustalığı” kastediyoruz.
1870’te bu ustalık 1370’te olduğundan daha değerliydi. Bugün de 1870’ten daha az değerli. Bu nedenle ihtiyaç fazlası kısım ehllileştirilmeli veya eğitilmeli.