İrem Uzunhasanoğlu / [email protected]
Robert McKee, hikâyelerin inandırıcılığından bahsederken şöyle der: “Okur, hikâyelerin de karakterlerin de gerçek olmadığını bilir ama anlatının içine girmek istiyorsa inancını esirgememesi gerektiğini, daha net bir ifadeyle, kendi rızasıyla inançsızlığını askıya alıp karakterin aksiyonlarını kuşku duymaksızın, tartışmasız kabul etmesi gerektiğini de bilir.” Böylece anlatının türü istediği kadar fantastik, distopik ya da sürreal olsun, okur bunu bir keşif yolculuğu ya da yazarın vermek istediği bir felsefi mesaj olarak algılayıp muhayyilesini zorlar.