25 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 18.11.2022 04:30 | Son Güncelleme: 18.11.2022 04:30

“Bu da sanat mı?” sorusu asla bitmez

Ayşegül Sönmez Çağdaş Sanat Var mı? kitabına adını veren soruyu, 30 başlıkta ve okuru tarihte bir serüvene çıkararak cevaplıyor
Fotoğraf: Ercan Arslan
Fotoğraf: Ercan Arslan

Esin Hamamcı

Bir çağdaş sanat galerisinde veya çağdaş sanat eserlerine yer veren bir müzede gezerken “Bu da sanat mı?”, “Bunu ben de yaparım” gibi ifadeleri mutlaka duymuşsunuzdur. Peki nedir bu “çağdaş sanat”? Onu var eden bir ekosistem var mıdır? Varsa nedir? Yazar, eleştirmen, gazeteci Ayşegül Sönmez Çağdaş Sanat Var mı? (Everest) adlı yeni kitabında bu soruyu yanıtlarken, sadece “ne” olduğu kısmını cevaplamakla kalmıyor, okuru sanat tarihinin farklı dönemlerinde gezdirip şimdiye getiriyor. Sönmez ile Çağdaş Sanat Var mı? üzerine konuştuk.
Çağdaş Sanat Var mı? kitabınız 30 soruda çağdaş sanatın serüvenini ele alıyor. Bu alanda eksik noktalar sizin için nelerdi, nelerin anlaşılması, sorgulanması gerekirdi?
Duygu Asena dönemimden arkadaşım, Milliyet Sanat dergisi genel yayın yönetmeni ve romancı Filiz Aygündüz, kitabın fikir annesidir. Onunla uzun telefon sohbetlerimizden birinde “Otur bir kitap yaz ve çağdaş sanatı anlat” dedi. Ben de “peki” dedim. Yazdıkça da ona gönderdim. O beğendikçe yazmaya devam ettim ve bu kitap çıktı. Sanata sanat demeyen modernite öncesinden, “şu yüzden sanat” diyen modernite sonrasına bugün demek için hangi kriterlerden yola çıkıyoruz, hangilerini yolda bırakmak zorunda kalıyoruz? Bu biraz da onun kitabı. Yazarken elimden geldiği kadar esnek olmaya çalıştım ve okuru da esnetmeyi arzuladım.

Sizce çağdaş sanatta önemli olan arkasındaki “fikrî performans” mıdır?
Fikrî olmayan bir sanat da hayat da düşünemiyorum aslında. Çağdaş sanatta muzun duvara yapıştırılıp hemen yenmesinden kısa bir süre sonra şunu fark ettim: “Bu da sanat mı?” sorusunu sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Duchamp’ın pisuvarıyla Cattelan’ın muzu arasında geçen o yüzyılda hiçbir şey olmamış gibi. Öte yandan bu şunu da ortaya koyuyordu: Yoksa pek çok şey gibi çağdaş sanat da determine edilebilir mi?

Anadolu Uygarlıkları sergisi bir milat

Bir kesime göre Türkiye’de 1993 yılı çağdaş sanatın başlangıcı olarak ele alınıyor. Sizin için bir milat var mıdır?
1990’lar önemli. Orada çağdaş dememeyi tercih etmek, güncel demek bir milat. Ancak daha sonra 2000’lerin başında Sotheby’s Londra Türkiye Çağdaş Sanat Müzayedesi de milat. Manet’nin Olympia’sı da milat. Bence Velazques’in Las Meninas’ı da, Beatles’ın Sergeant Peppers Lonely Club Hearts Band’i de bir milat. Anadolu Uygarlıkları sergisi de bir milat; İstanbul’da çocukluğumda gördüğüm… Habitat Kongresi de. Gezi olayları da. Thriller da bir milat.