Filiz Ali / [email protected]
Salieri, Peter Shaffer’in Amadeus oyununda Tanrı’ya aşağı yukarı şu sözlerle isyan eder: “Tanrı’m, neden en ilahi ve kusursuz seslerini, armonilerini insanlığa aktarmak için benim değil de Mozart’ın bedenini seçtin?” Salieri’nin bu isyanı boşuna değildir. O, Tanrı’ya hizmette hiç kusur etmemiş, dikkati dağılmasın, gereksiz yere günaha girmesin diye hiç evlenmemiş, dualarını, orucunu bir gün bile aksatmamış ve hep çalışmıştı. Oysa Mozart, dışarıdan bakıldığında tutkuyla seven, eğlenmeyi, hayatın zevkini çıkarmayı bilen, dünya nimetlerine sırt çevirmeyen bir insan gibi görünüyordu. Ancak müzik söz konusu olduğunda iş değişiyordu. İşte o zaman Mozart, dünyayı, çevresinde olup bitenleri unutuyor, görmüyor, duymuyor, kimsenin ulaşamayacağı, yanaşamayacağı kendi özel dünyasında buharlaşıyordu.