Bu yıl on sekizincisi düzenlenen Dünya Mimarlık Festivali’nin uluslararası jüri ekibinin geleceğe yönelik projelerden tamamlanmış yapılara kadar uzanan seçkisinde; ölçek, işlev ve coğrafya açısından geniş bir yelpazeye yayılan çalışmalar yer alıyor.
Festivalin bu yılki döngüsünde beş farklı kategoride finale kalan Emre Arolat Architecture (EAA), bu gelişme ile tarihsel, sosyal ve ekolojik bağlamlarla sıkı sıkıya ilişkili ve yerle kurduğu diyaloğu önceleyen mekânlar üretme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.
ODTÜ Araştırma Parkı / Tamamlanmış Eğitim ve Araştırma Yapısı Kategorisi
Türkiye’nin köklü ve uluslararası alandaki en etkin kurumlarından olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi kampüsü içerisindeki ODTÜ Araştırma Parkı, üniversitenin bünyesinde bulunan araştırma ve uygulama birimlerinin etkinliklerini nitelikli bir şekilde sürdürebilmeleri, merkez altyapılarının daha fazla araştırmacı tarafından kullanılır hale getirilmesi, disiplinler arası projelerin geliştirilmesi ve kurumun yürüttüğü araştırma etkinliklerinin sanayi ve topluma katkısının artırılabilmesi amacı ile inşa edildi. Araştırma Parkı yapısının mimari dili ODTÜ yerleşkesinin ilk aşamasında inşa edilen yapıların bütününe hâkim olan bir tür ilksellikten türetildi. Bu çerçevede oluşturulan ve çıplak beton ile doğal ahşaptan oluşan malzeme paletinin yanında olabildiğince sade ve net bir taşıyıcı sistem tasarlandı. Yapının kimi bölümlerinde bu sistemin boşaltılması vasıtasıyla yaratılan akışkanlık ve tansiyonun yardımı ile mekânsal olarak sürprizli perspektifler oluşturuldu. Tıpkı yerleşkenin birinci dönem yapılarında olduğu gibi, iç ve dış alanlar arasında nitelikli bir süreklilik sağlanması ve bu çerçevede üretilen bir yaya aksının ana yerleşkenin de omurgası olan alleye bağlanması hedeflendi.
The Park – Medine / Geleceğin Ticari Karma Kullanım Yapısı Kategorisi
Medine merkezine 2 kilometre mesafede yer alan proje, tüm alanı kapsayan yaklaşık 60 bin metrekarelik kamusal bir park öneriyor. Bu çerçevede şekillenen kabuk, yer yer zeminle hemhal olurken kimi zaman da zeminden yükselerek altındaki kamusal hacimlere yer açıyor. Böylelikle zemin düzlemi ve kabuk geçirgen bir şekilde kentsel dolaşıma açık bırakılırken pilotilerle yükseltilen ve konaklama ile otel birimlerinden oluşan ana kütle açık alanlar için bir tür gölgeleme elemanına dönüşüyor. Medine’nin avlulu mekânlarından ve hurma bahçelerinden esinlenen ve bölgenin yerel kimliğini sürdürülebilirlik ilkeleriyle harmanlayan proje kapsamında gölgeli yeşil alanlar, gökyüzü bahçeleri ve içe dönük teraslarla dinamik ve özgün bir deneyim kurgulandı.
Abdraev Konser Salonu ve Müzik Okulu / Geleceğin Kültür Yapısı Kategorisi
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te konumlanacak olan Abdraev Konser Salonu ve Müzik Okulu, Abdraev Müzik Kampüsü’nün içerisinde ekonomik ömrünü tamamlamış olan eski eğitim binasının yerinde, geçmiş mekânsal izleri koruyacak ve mevcut birimlere eklemlenecek şekilde tasarlandı. Yüzeyi yapının hemen karşısındaki parktaki yoğun ağaç kümelerinin oluşturduğu kaligrafik etkinin soyutlanmasıyla biçimlenen ikinci cephe, yarı geçirgen bir metal dış kabuk olarak kurgulandı. Bu kabuğun gündüz saatlerinde binanın kitlesel varoluşunu vurgulaması, gece olduğunda ise içeriden yayılan ışığın, mekânın dinamik bir kültürel merkez olarak algılanmasını sağlaması öngörüldü.
Le Meridien Hotel Antalya / Geleceğin Kültür Yapısı Kategorisi
Le Meridien Antalya, Akdenizli olmanın cazibesini, hayli rasyonel bir plan kurgusuyla şekillenen ana kütlesinin dışına giydiği özgün kabuğuyla oluşturuyor. Bölgenin yerel ve geleneksel mimari unsurlarının soyutlanmasıyla tasarlanan bu kabuk, yapıyı bulunduğu bağlam içinde özgül ve teatral bir zemine oturtuyor. Tüm odaların denize yönlendirildiği; her katın merkezi bir atriyumla görsel olarak birbirine bağlandığı bir kurgu ile Le Meridien Antalya oteli, ziyaretçisine çağdaş bir konaklama deneyimi sunuyor.
Bedir Savaş Alanı, Kültür ve Ziyaretçi Merkezi / Geleceğin Master Planlaması Kategorisi
EAA’nın önerdiği masterplan, Medine yakınlarında 624 yılında gerçekleşen Bedir Savaşı’nın yaşandığı alandaki tarihî peyzajla titiz ve hassas bir ilişki kurarak ziyaretçisine katmanlı ve bütüncül bir deneyim sunuyor. Proje, yerin doğal ve tarihi unsurlarını göz önüne alarak topografyanın akışkanlığını içine alan bir kültür ve ziyaretçi merkezi olarak tasarlandı. Mekânsal kurgu, rüzgar akımlarının oluşturduğu kum tepelerinin biçimsel karakterinden beslenirken aynı zamanda yerin hafızasının yorumlanmasıyla şekillendi.