Birleşik Krallık merkezli Guardian gazetesi Rize'yi yazdı. Hester Underhill imzalı yazı, "Türkiye'nin peri masalını andıran kuzeydoğusuna yol gezisi" başlığını taşıyor. Underhill yazısında "Ülkenin sahil tatil köylerinden çok uzak, dağlarla çevrili; yoğun ormanları, tepeye kurulmuş köyleri ve keskin virajlı yollarıyla keşfetmek için ideal bir bölge" diyor.
Karadeniz bölgesindeki çay sevgisinden yazısında sıklıkla bahseden Underhill "Çay içme alışkanlığının neredeyse takıntı boyutuna ulaştığı yağışlı bir coğrafya burası. Bu size tanıdık gelebilir, ancak Türkiye’nin Rize bölgesiyle Birleşik Krallık arasındaki benzerlik sadece çay sevgisiyle sınırlı. Geri kalan her şey adeta bir masal diyarını andırıyor: sislerle örtülü dağlar, dik vadiler ve karanlık ormanlar" diye devam ediyor yazısına.
Böylesine etkileyici bir manzaraya rağmen uluslararası turizmin hiç gelişmemiş olduğunu vurgulayan yazar, "Karadeniz’in doğu kıyıları boyunca uzanan ve Gürcistan sınırına dayanan bu dağlık bölgeye ulaşmak tarih boyunca zordu (İstanbul’dan 19 saatlik otobüs yolculuğu gerekiyordu; 2022’de açılan havalimanı sayesinde bu süre iki saate indi)" ifadelerini kullanıyor.
Fırtına Vadisi’ne yolculuk
Seyahatinde dağlara ve Fırtına Vadisi’ne yöneldiklerini anlatan Underhill, "Yol boyunca bir yanda Karadeniz’in turkuaz suları, diğer yanda dik yamaçlardaki çay tarlalarında hasat yapan işçiler vardı" diyor. Rize'nin 1940’lardan bu yana Türkiye’nin çay üretim merkezi olduğundan bahseden Underhill şöyle devam ediyor:
"Yaz aylarında yağmurlar çabuk çekiliyor, tepelerde ince sis bulutları kalıyor.
20 dakika sonra Fırtına Deresi’nin ağzına vardık. Adı 'fırtınalı' anlamına geliyor ve suları kayalara çarpa çarpa akıyor. Vadinin derinliklerine girdikçe dere daha da hırçınlaşıyor, dik yamaçlar üzerimize kapanıyor.
Yarım saat sonra Çamlıhemşin’e ulaştık. Yüksek kayalıkların kıyısında kurulu küçük kasabada akşam üstü çayhaneler, fırınlar ve yöresel peynir dükkânları arasından geçtik. Nehir kenarındaki bir lokantada tavuk şiş, domates soslu kuru fasulye ve taze ekmek yedik. Garson, ekmeğin ev yapımı olduğunu gururla söyledi.
Geceyi, 1900’lerin başında zengin bir ailenin Rusya’dan getirdiği servetle inşa ettiği taş konakta, Dudi Konağı’nda geçirdik. Bugün restore edilmiş 24 odalı bir pansiyon. Penceremizden derenin sesi ve kurbağa vıraklamalarıyla uyuduk."
Kaçkar Dağları’na doğru
Seyahatinde Kaçkar Dağları'nı da ziyaret eden yazar, şelaleler, kestane ve kayın ağaçlarının arasındaki gizli geçitlerden ve Osmanlı döneminden kalma taş köprülerden bahsediyor:
"İlk durağımız, 14. yüzyılda Trabzon İmparatorluğu tarafından yapıldığı düşünülen Zil Kalesi oldu. Yüzyıllar boyunca İpek Yolu’ndan gelen kervanları koruyan kale bugün hâlâ ayakta ve vadinin panoramik manzarasını sunuyor.
Yol kenarındaki ormanlarda açan mor çiçekli ormangülleri (dağ gülü), bölgenin en ilginç ürünlerinden biri olan 'deli bal'ı veriyor. İçeriğindeki doğal toksin nedeniyle halüsinasyon etkisi yaratan ve afrodizyak sayılan bu bal, dünyanın en pahalı balları arasında. Dik arazide tarım yapılamadığı için arıcılık bölgede çok yaygın."
Hester Underhill yazısında bölgenin kültürüne de yer veriyor. "Bölge, kökenleri Ermenistan’a dayanan ama 8. yüzyıldan bu yana Karadeniz’de yaşayan Hemşinlilerin yurdu. İzole yaşamları sayesinde kendi dillerini ve kültürlerini korumuşlar. En eski geleneklerden biri, kovanları ayılardan korumak için ağaçların yüksek dallarına asılan 'kara kovan' arıcılığı" diyor.
Sisler içindeki yaylalar
Hester Underhill'ın son durağı ise Elevit Yaylası olmuş. "Yüksek plato üzerine kurulu köyde insanlar sadece yazları hayvan otlatmak için kalıyor. Erken mevsim olduğu için köy neredeyse boş, sis arasında beliren ahşap evler hayalet gibi görünüyor" diyor. Underhill yazısını ise şöyle sonlandırmış:
"Akşamüstü Çamlıhemşin’e döndüğümüzde vadinin üzerine altın rengi bir gün batımı yayılıyor. Çay evinde tavla oynayan yerel halkla oturuyor, ince belli bardaklarda çay içiyoruz. Sohbetimiz 'Güzel' cevabıyla karşılanıyor. Burada yaşayanların memleketleriyle gurur duyması çok anlaşılır. Rize hâlâ turistik paketlere girmemiş, vahşi doğası ve kadim kültürleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir masal diyarı."
Kaynak: Gazete Oksijen