Steve McCurry kendisini “görsel hikaye anlatıcısı” olarak tanımlasa da biz onu savaş muhabiri olarak tanıyoruz. 19 yaşında çıktığı seyahatlerden birinde kendini, küçükken bir fotoğrafta görüp gitmeyi hayal ettiği Hindistan’da bulur. Oradan Pakistan’a geçen McCurry, kaldığı motelde bir grup Afgan’la tanışır. Afganlar ona ülkelerindeki iç savaştan bahsedip “Kimsenin haberi yok, bizimle gel fotoğraflar çek dünya öğrensin” derler. McCurry hiç tereddüt etmeden kabul eder. Dağların eteklerinde Afgan kılığında günlerce yürüyen McCurry’in çektiği görüntüler savaşa Sovyet birlikleri dahil olana kadar dünyanın ilgisini çekmez. Fakat sonrasında McCurry artık The New York Times, Le Monde, El Pais gibi gazetelerde fotoğrafları yayınlanan tanınmış bir savaş muhabiri olur. Onu dünya çapında bir ikona dönüştürecek olan fotoğrafı ise, bir mülteci kampında çektiği ve National Geographic’e kapak olan ‘Afgan Kız’dır.
Haber Giriş: 05.05.2023 04:30 | Son
Güncelleme: 05.05.2023 23:36
“Hayat bana sahnenin en önündeki koltuğu ayırmış”
Fotoğraflarıyla zor ya da büyülü anları ölümsüzleştirdi, delici yeşil gözleriyle Afgan mülteci kızının yüzünü milyonların aklına kazıdı. Savaş muhabiri Steve McCurry’yle İstanbul Sinema Müzesi’nde devam eden sergisi vesilesiyle ilginç yaşamına dair konuştuk