Şehirleri hep çok sevdim. Bu yüzden şehirlerin tarihi, şehir sosyolojisi de hep ilgimi çekti. Bu yazıya da Her Şeyin Şafağı - İnsanlığın Yeni Tarihi’ni anlatırken en iyi bildiğim yerden, kitabın şehirlere dair en yoğun bölümüyle (Hayali Şehirler) başlamak istiyorum. Bu bölümde şehir sosyoloğu Claude Fischer’dan bir alıntı dikkatimi çekti: “Çoğu şehir sakini mantıklı, sınırları önceden belirlenmiş hayatlar sürüyor, nadiren şehir merkezine gidiyor; şehrin yaşayıp çalışmadıkları bölgelerini neredeyse hiç bilmiyorlar ve -sosyolojik olarak anlamlı bir şekilde- şehir nüfusunun sadece küçücük bir kısmını görüyorlar. Şehirliler birbirine dokunan ama iç içe geçmeyen küçük toplumsal dünyalarda yaşarlar.” Şehirlere (erken şehirlere) dair genel bir bakışla süren bölümde; Karadeniz çevresindeki ülkelerin uzak tarihi, mega sit alanları, Mezopotamya şehir hayatının erken evreleri, İndus Medeniyeti’nin bir kast örneği olup olmadığı (İndus Nehri’nin kıyısında, bugün Pakistan’ın Sindh eyaleti olan yerde, -Güney Asya’nın ilk şehir kültürü olan- Mohenjo-daro şehri kuruluyor; şehrin sınırları, nüfusu, servet dağılımına dair farklı soru işaretleri...) ile kitabın bu harika bölümü sürüyor...
Haber Giriş: 01.11.2024 04:30 | Son
Güncelleme: 01.11.2024 04:32
Modern uygarlık üzerine kapsamlı bir inceleme
Her Şeyin Şafağı - İnsanlığın Yeni Tarihi toplumsal düşünceler tarihine, tarıma ve felsefi düşünme metotlarına dair bir başyapıt