Esin Hamamcı/esinhamamci@gmail.com
Bir serginin arkeolojik bir alanda yalnızca izleyicisiyle değil, zamanla da buluşması nadir rastlanan bir şeydir. Sanatçı Vuslat’ın Emanet/Troya sergisi tam da bu nadirlikten besleniyor; sanatçıyı toprağın hafızasıyla, taşların sessizliğiyle ve Homeros’un çağlar öncesinden gelen sesiyle buluşturuyor. Mitin kadim ve zamansız diliyle bugünün kırılganlıklarını buluşturan Vuslat, “emanet” kavramını yalnızca geçmişten bugüne değil, bugünden geleceğe uzanan bir “bilinç” olarak ele alıyor. Troya’nın çok katmanlı yapısı, sanatçının duygusal, düşünsel ve biçimsel üretimi için verimli bir zemin sağlarken, kinetik heykeller, ses yerleştirmeleri ve mekâna özgü işler aracılığıyla sergi, izleyicisine ve mekâna dokunan bir anlatıya dönüşüyor. Vuslat’la 25 Temmuz’a dek Troya Müzesi’nde devam eden Emanet / Troy üzerine konuştuk.