Ege Işık Özatay / [email protected]
Utku Varlık 1970 yılında Paris’e taşındığında Güzel Sanatlar Akademisi’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Sabri Berkel atölyelerinde sürdürdüğü resim eğitimini bitireli henüz birkaç yıl olmuştur. Sanat yaşamını oyma baskı (gravür) ve taş baskı (litografi) üzerine kurgulayan Varlık, Paris’te de Güzel Sanatlar Ulusal Yüksekokulu´nda George Dayez ile 1973-1975 yılları arasında da Cachan Atölyesi´nde taşbaskı çalışır. Eşi Geneviève ile tanışması da bu yıllara denk gelir. Varlık eşi ile tanışma hikayesini şöyle anlatıyor: “Geneviève, 1970li yıllarda Paris’in ünlü bir galerisinde çalışıyordu. Tesadüf eseri Münevver Andaç da Polonya’dan Mehmet Nazım ile birlikte Paris’e yerleşince bu galeride çalışmaya başladı. Bir gün Mehmet ile ona uğradığımızda Geneviève ile tanıştım.” Daha sonra Cite des Arts Sanat Vakfı’nda 30 yıl boyunca dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıyla çalışan Geneviève, Utku Varlık’ın Kırım Kilisesi’nde düzenlediği son serginin ana öznesi konumunda.
81 yaşındaki sanatçı kendini bir “denge uzmanı” olarak tanımlıyor. “Benim resmim şiirin resim halidir,” diyen Varlık, “Merak pusulasının yönettiği yörüngede yaşadım, 60lı yıllar harikaydı. Ne zaman anımsasam Oktay Rifat’ın bir şiiri gelir aklıma,” diyor. Tıpkı Rifat gibi Varlık da sanat yaşamı boyunca toplumcu eserler verir. Hayal kurmayı hayatının başat merkezine yerleştiren, ilk önceleri dışavurumcu anlatımla figürlerini biçimlendiren Utku Varlık, 1960 ve 1970´lerde dönemin politik yaşamından etkilenerek yaptığı resimlerinde de bu anlatım biçimini kullanmıştır. Sanatçı özellikle 1975´ten sonra dışavurumcu anlatımdan uzaklaşmış ve düşsel bir anlatım biçimine yönelmiştir. Sanatçı için figür, sürekli ve asal olan doğanın yaşayan öğelerinden biridir ve yansımasını doğada bulur.
“Ufuk çizgisini aşmak gerekiyordu”
Kırım Kilisesi’nde gerçekleşecek olan Appearance’ın Türkçedeki kelime karşılığı görüntü. Ingmar Bergman’ın Cris et Chuchotements, (Çığlıklar ve Fısıltılar) adlı filmine öykünen serginin kavramsal çerçevesini Varlık şu cümlelerle anlatıyor: “Bu sergideki resimlerimin içeriğinin öteki resimlerimden ve sergilerimin konumundan tek farkı daha kişisel bir anlatıya sahip olması. 2022 yılı sonrası, eşimin ölümüne dair izler taşıyor. Sergi anımsamalar ve göndermelerle ilerliyor; özlediğim kadınlar, mekanlar, şehirler ve kulağıma fısıldanan diğer her şey…”
“Hayal alemi insanın yaşadığı en özgür ada,” sözünün sahibi Varlık, bu sergide son bir yılda ürettiği pentür ve siyah–beyaz desen çalışmaları ile birlikte pastel çalışmaları ile izleyiciyle buluşuyor. Ölüme ve anımsamaya dair bir anlatı sunan Varlık’ın Appearance (Görüntü) başlıklı sergisi Kırım Kilisesi’nde olmasıyla boyut kazanıyor. 1868 yılında neo-gotik mimari anlayışla yapılan Kırım Kilisesi Serdar-ı Ekrem’den Tophane’ye doğru inen dik yokuşta yer alıyor. Kırım Savaşı’na katılan İngiliz askerlerini anmak için yapılan Kilise’nin hafızası ile Utku Varlık’ın çalışmaları birbiriyle adeta konuşuyor. İlkbaharda daha geniş kapsamlı bir sergi açmayı planlayan Utku Varlık’ın son sergisi eşine bir saygı duruşu niteliği taşıyor.
Sergi 11 – 12 Ekim tarihleri arasında Kırım Kilisesi’nde.