22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 09.02.2024 15:25 | Son Güncelleme: 09.02.2024 15:30

Venedik Bienali’nde Gülsün Karamustafa’nın eseri ev sahipliği yapacak

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu bu yıl Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel ürettiği eseri Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli başlıklı yerleştirmeye ev sahipliği yapacak
Gülsün Karamustafa, Cefakar şehir, 2021. After the Cosmopolis sergisinden görünüm, Van Abbemuseum, 2021 Fotoğraf: Boudewjin Bollman
Gülsün Karamustafa, Cefakar şehir, 2021. After the Cosmopolis sergisinden görünüm, Van Abbemuseum, 2021 Fotoğraf: Boudewjin Bollman

20 Nisan-24 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu, T.C. Dışişleri Bakanlığı himayesinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla, Türk Hava Yolları ana sponsorluğu ve havayolu partnerliğinde, SAHA Derneği’nin prodüksiyon ve yayın desteğiyle gerçekleştirilecek.

Gülsün Karamustafa

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu bu yıl Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel ürettiği eseri Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli başlıklı yerleştirmeye ev sahipliği yapacak.

Kaybolan değerleri ve zayıflayan insan ilişkileri

Gülsün Karamustafa, 50 yıldan uzun süredir, göç, bellek, aidiyet, kültürel kimlikler gibi toplumsal meselelere odaklanarak sanat pratiğini sürdürüyor. Sanatçının Venedik Bienali için üzerinde çalıştığı yeni eseri, dünyanın savaşlar, afetler, doğa ve çevre sorunları gibi zorluklarla karşı karşıya kalması sonucu ortaya çıkan acıları, kaybolan değerleri ve zayıflayan insan ilişkilerini ele alıyor.

Karamustafa bu eserinde, günlük nesneler üzerinden yeni anlamlar yaratma geleneğini devam ettirerek, yaşanan olayların ardında bıraktığı boşluk, oyuk ve kırıklıkların izlerini, farklı objeler aracılığıyla mekâna taşımayı amaçlıyor. Sergideki yerleştirmeyle dünyayı “bir savaş alanı” ve “sürekli değişen bir zemin” olarak tasvir eden sanatçı, yapıtının bir bölümünde kadim inançlara ve insanlar arasında süregelen çatışmalara gönderme yapıyor.