Esin Hamamcı / [email protected]
Sedef Betil (1945), yazmaya geç başlayanlardan. Torunları için hayatını yazmasıyla başlıyor hikayesi. Ardından gittiği kursla öykü kitaplarının temelini atıyor ve İletişim Yayınları’ndan arka arkaya üç kitap yayımlıyor. Diplomat, gazeteci ve yazar Ruşen Eşref Ünaydın’ın yeğeni Betil’in kurgusuna; İstanbul, hüzün ve iç sıkıntısı da eşlik ediyor. Ancak gayet tempolu ve gündelik, sade bir dille aktarıyor bunları. Hikayeler ise gündelik hayatın olağanlığında olağan dışılığa baktırıyor diyebiliriz. Sedef Betil’le Etiler Sanatçılar Parkı’nda bir araya geldik; öyküleri, edebiyatı, kullandığı dili ve ilerideki projeleri üzerine konuştuk.
Kitaplarınız üzerine konuşacağız ancak öncelikle yazma hikayenizin nasıl başladığını sormak isterim.
Çok geç yazmaya başladım. Daha çok resim yapardım. Çocukluğumdan itibaren duygularımı resim yaparak dile getirdim. Anneanne olduğum zaman, onlarla ne kadar süre yaşam geçireceğimi bilemediğimden hayatımı, geçmişimi anlatmak istedim. Bunun üzerine oturup hayatımı yazmaya başladım.